Oslo müzakerelerinin iç yüzü-(TAMAMI)
Türkiye’de akıl almaz olaylar yaşanıyor. Anaların gözyaşını dindireceğiz diye ortaya çıktılar açılımlar yaptılar ve işte manzara bu. 12 saatte 12 şehit, ertesi gün silahsız askerlere ve zırhsız özel otobüse roket atarla saldırı 10 şehit ve 60’dan fazla yaralı. Yarın ne olacak bilinmez.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Haluk Koç Başbakan’a bir hafta önce 5 soru sormuş ve “Sen bu soruları yanıtlamazsan ben açıklarım Sayın Başbakan” demişti. Sorular yanıtlanmadı, Koç açıkladı, basın yazacak diye bekledik. Nafile! Aydınlık dışındaki yazılı basında tek satır yok; var olanlarda da alabildiğine küçültülmüş. O beş soruyu ve cevaplarını aynen aktarıyorum:
“1- Oslo tezgahları öncesinde ve sırasında görevlendirdiğin devlet yetkilileri İmralı’dan Kandil’e kaç mektup götürmüşlerdir? Bu mektupların içeriğinden Abdullah Öcalan’ın ve Kandil’in planlarından ne derecede haberdarsınız, ne önlem aldınız? Kuryelik görevini devlet görevlisi olarak kimler yerine getirmiştir?
2- İngiltere’nin koordinatörlüğünde gizli kapaklı yürütülmesini sağladığınız Oslo görüşmelerinde özel temsilciniz Hakan Fidan’ın kendi sözlerinden aynen aktarıyorum “Öcalan’ın ülkeye ve bölgeye yönelik vizyonu Başbakanla yüzde 90-95 örtüşüyor.” Bunu masada söylüyor. Bu sözlere Sayın Başbakan açıklık getirmek zorundadır. Terörün başı Abdullah Öcalan ile hem ülke bazında hem bölgesel bazda yüzde 90-95 uyuştuğunuz noktalar, mutabık kaldığınız noktalar nelerdir? Öcalan ile fikren hangi noktalarda kucaklaşıyorsunuz?
3- Terörle mücadele edilir, siyasetle müzakere edilir sözü Başbakan’a ait... Tüm bu gelişmelerde eli kanlı terör örgütü PKK’yı siyasi kurum gibi muhatap aldığınızı fark etmediniz mi? PKK’nın MİT ve Devleti oyalayıp örgütün 4. stratejik mücadele hamlesini hayata geçirmesine nasıl gözünüzü karartarak, kapatarak vicdanınızı kitleyerek yardımcı oldunuz?
4- Bu sürelerin sonunda PKK’nın kendi çözümlerini dayatacak ve koşullar olgunlaştığında tek taraflı olarak bunları fiilen hayata geçirmesini kolaylaştırmış olmadınız mı? Bu sürecin alt yapısını siz bu şekilde oluşturmuş olmuyor musunuz?
5- Koordinatör devlet İngiltere’nin imzaladığı bilinen Oslo müzakereleri sonrasındaki protokolleri ve mutabakat metinlerini ekleriyle beraber açıklama cesaretiniz var mı, yok mu?
Başbakan; gazetecilerin konuyu sorması üzerine bazı şeyleri itiraf etmek zorunda kalmış!
-Bunları soran namert, bunlar 3-5 koyunu güdemez demiş...
Şimdi milletin önünde CHP adına konuşuyorum; Başbakanın da anlayabileceği şekilde açık seçik net konuşuyorum.
Sinirlenmeden, hakaret etmeden, efelenmeden cevap istiyorum;
- Bizler hayatımız boyunca namert olmadık. Namertlerin oyuncağı da olmadık, sofrasında da oturmadık.
- Dünde, bugünde Hiçbir CHP Genel Başkanı BOP Eşbaşkanı olmadı.
- Burada koyundan da keçiden de bahsetmiyoruz. Seni de sorumluluk içinde ciddiyete çağırıyoruz.
- Şehit sayısı 4 ayda 116’ya ulaştı... Türkiye kan gölü. Sabr-ı Cemil zamanı, Hz. Eyüp Sabrı gösterme zamanı çoktan geçti Sayın Başbakan.
- Bugünlere gelişimizde son 10 yıldaki siyasi sorumluluğunuzu sorguluyoruz.
- Size; Ağırbaşlı, vakur olunda Molla desinler sözünü hatırlatarak devam ediyorum.
Başbakan uçakta gazetecilere ne itiraf ediyor? “Benim gönderdiğim istihbarat teşkilatının başındaki müsteşarımın veya yardımcısının altında imzası var mı yok mu?” diyor. Ben de kendisine şunu soruyorum;
Senin PKK ile yaptığın mutabakat protokolünü hakem devlet iki taraf adına imzalayıp muhafazasına aldım mı almadı mı?
Bu mutabakat metni burada. AKP - PKK mutabakat metnini sizlere veriyorum.
Gelelim en önemli soruya;
- MİT Müsteşarı Hakan Fidan ana dilde eğitimle ilgili PKK’ya “Nasıl olsa orası özerk bölge olacak. Öğretmen tayini dahil, eğitim hizmetleri belediyelere valilere verilecek” diye söz vermedi mi?
Bu cümleler Oslo tutanaklarında aynen yer almıştır. Bu sözün arkasında siz var mısınız? Siz yoksanız basına yaptığınız son açıklamada “Benim bilgim olmadan böyle bir şeyi bu adam yapacak, ben onu orada tutacağım; Öyle şey olur mu ya..?” dediniz. Bu sözlerden sonra Hakan Fidan’ı neden korumaya alıp, neden özel yasa çıkarttığınızı çok iyi anlıyoruz. Bu işin tepesinde sorumluluğun sizde olduğunu ve yargı sürecinin size uzanacağını çok iyi görüyorsunuz.
PKK- AKP işbirliğinin milletimizin önüne tüm çıplaklığı ile koyacağız.”
Sevgili okurlar; Düşürülen jet uçağımızın akıbetinin ne olduğunun açıklanmasının zamanlaması size ilginç gelmiyor mu? Bir haber çıkarın ki şehitlerin ve yapılan hataların üstüne bir şal atılsın. Artık sabrın sonu geldi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Adnan Keskin açıktan CHP’lilere “direniş çağrısı” yaptı. CHP Genel Merkezi’nden, Genel Başkanı’ndan çıt yok.
İsmet Paşa’dan bir özdeyiş: “Neden korkuyorsunuz? Suçluların telaşı içindesiniz?