Otel odasında tek başına makam devirecek açıklama olur mu

Bazen mutfakta. Bazen bir otel odasında tek başına.

Sosyal medyadan kısa paylaşımlarla...

Elinde kartlar.

Diyor ki çek bir tane...

Olmadı boş çıktı...

O zaman bir tane daha çek.

...

Böyle bir muhalefet lideri olur mu?

Kim olursa olsun...

Ne yapmış olursa olsun...

Atılı en hafif suç soru işareti bile olsun...

Türkiye Cumhuriyeti devletinin Cumhurbaşkanına ağır bir ithamda bulunuyorsunuz.

Makam devirir!

Vurdun mu, devirmelidir de!

Bu ne demek?

Kişilerden bağımsız, Türkiye'nin geleceğine, kaderine ilişkin bir hamle.

Böyle oyuncaklı bir sunuş olabilir mi?

Hadi, ondan vazgeçtim.

Kuşkusuz bir Parti başkanı dosyayı oturup araştırmaz. Koskoca bir örgütü vardır. Uzman komisyonları. Başkanın eline vermeden araştırmış olmalılar. En ufak bir açığı, eksiği var mıdır? Bütün sorular sorulmuş, doğrulayıcı yanıtlar alınmış, başkanın masasına öyle konulmuş olmalıdır. Başkan da eline alıp kamuoyunun, vekili olduğu milletinin önüne çıkmadan bir sorar; içeriği, belgeleri inceler.

Günlerden 23 Nisan değil ki...

O Türkiye'yi yönetmeye adaylığını koymuş bir liderdir.

Hep birlikte Parti'nin Genel Merkezinde, sorumluluğu paylaşarak bir açıklama yapılacak ağırlıkta ve kapsamda bir itham.

Meclis kürsüsünde bütün milletvekilleriyle mücadelesi verilecek.

Basit bir gagalama işi de değil... ya da basit bir atışma-sataşma nutuklaşması... Laf cambazlığı yap, çamur at, izi kalsın...

Nedir? Oyun mu?... Çırpıştır, basit bir mizansen, dekor... en pahalısından... onlar tamam da... Senaryo tutmadı... Perdeyi indir... olmadı elini sabunla çık git.

Yok Türkiye siyaset yaşamında benzeri.

Bize yabancı.

Biz devlet gelenekleri olan bir milletiz.

Üstelik vatanımız, milletimiz can derdinde.

Daha dün Zonguldak'taydık.

Madencimizin sesi kulağımda.

Daha dün Ankara OSTİM'deydik.

Sanayicimizin feryadı kulağımda.

Daha dün Anadolu'nun dört köşesindeydik, çiftçimizin, esnafımızın, tüccarımızın, anaların can derdi yüreğimde.

Ya bu nedir?

Dilim varmıyor söylemeye.

ABD tarzı mıdır bu...

Ya da başka bir kasıt...

???

AVRUPA'DA DOĞAL GAZ PARASINI ÖDEMEK İÇİN ÖĞÜN ATLANIYOR

Hani Batı… Batı... diyoruz ya...

Gelin bir gerçeklere bakalım.

Avrupa’da elektrik ve doğalgaz fiyatları aylardır artıyor. Geçen yıla göre yaklaşık üçte bir oranında daha pahalı. Böyle de devam edecek gibi görünüyor. Enflasyona ve gıda fiyatlarının böyle hızlı artışına hiç alışık değiller. Bütün Avrupa basınında toplumsal tepkilere ilişkin uyarıcı yazılar çıkmaya başladı. Elbette kriz ilk önce zayıfları vurur. Bazı AB ülkelerinde özellikle şu kış aylarında ısınmaya para ayırmak için gıdadan kısılıyor. Öyle sıradan bir kısma da değil. The Guardian şöyle diyor:

“Britanyalıların bugün karşı karşıya kaldığı kriz yalnızca milyonlarca insanın temel ihtiyaçlarını karşılayamaması değil, aynı zamanda hükümetin kendilerine yardım etme konusunda en ufak bir niyetinin olmaması... Bu ülkede insanlar bir süredir öğünlerini atlıyor, oturma odalarında paltoyla oturuyor ama bu kimsenin umurunda değil. Bugün yaşanan farklılık, bu durumun yalnızca işçi sınıfıyla sınırlı olmaması. Eskiden rahatlıkla geçinebilen orta sınıf aileler de yakında maddi sıkıntıya düşebilirler.”

Romanya’da bazı okullarda yeterince ısınma sağlanamadığı için çevrimiçi eğitime geçilmiş. Devlet kurumları, okullar, hastaneler parasızlıktan faturaları ödeyemedikleri için felç olmuş durumda ve kapanıyor.

Ailelerin ödeyemedikleri enerji faturaları da bir yandan birikiyor. Bu alım gücüne ve üretime de yansıyor.

İspanya'da küresel salgın öncesinde Gayrisafi Milli Hasılası’nda (GSMH) yüzde 12.4 payı olan turizm sektörünün katkısı 2020'de yüzde 5.4'e geriledi. Elektrik ve doğalgaz fiyatları bu sarsıntıları kuşkusuz çok arttırıyor

Ülkeler arasında da çok fark var. Brüt asgari ücret 2 bin 257 Euro ile en yüksek Lüksemburg’da. Onu İrlanda (1.775), Hollanda (1.725), Belçika (1.658) ve Almanya (1.621) takip ediyor.

Buna karşılık Arnavutluk’ta 248 Euro.

AB'DE BAĞIMSIZ MERKEZ BANKASININ SONU GELDİ

Avrupa ekonomisinin temelini oluşturan Almanya’da tüketici enflasyonu bu ay yüzde 5.3 oldu. Onlar açısından sarsıcı. Ama bu yalnız geçim derdi değil, uluslar arası ilişkileri de etkiliyor. Enerji maliyetleri örneğin Ukrayna, Rusya ve NATO arasında yaşanacaklar açısından bir kıstas oluşturuyor.

Öte yandan ekonomide bilinen bütün taşların yeri değişiyor.

Le Point, “Gerçek şu ki, kararlılık sözlerini bir yana koyarsak, para politikası fiilen sürekli fazla genişleyici olmaya devam edecek ve enflasyon ayarlaması sonrasında reel faiz oranları büyük ölçüde negatifte kalacak. Küresel salgın, merkez bankalarının bağımsızlık prensibinin sonunu getirdi. Artık asli görevleri, enflasyonla mücadele ederek halkın satın alma gücünü korumak yerine, açıklarını finanse ederek devletleri iflastan kurtarmak gibi görünüyor” diyor.

Ekonomist Melvyn B. Krauss, Le Monde’da AB'nin durumunu şöyle görüyor:

“Faiz oranlarındaki çok hızlı bir artış, kredi maliyetlerini artıracak ve İtalya, İspanya ve Yunanistan gibi aşırı borçlu üye ülkelerdeki ekonomik canlanmayı durdurarak Avro bölgesinin dağılması ihtimalini ortaya çıkaracaktır. Ekonomistler bir parçalanma riskinden söz ediyor. Bu parçalanma Avro bölgesi için kronik bir mesele haline geldi. Zira Avrupa Merkez Bankası, her ikisi de tek bir bütçe otoritesi tarafından desteklenen Fed ve Bank of England’ın aksine, 19 bağımsız bütçe otoritesiyle çalışıyor.”

ŞU GÜZELLİĞE LÜTFEN SAHİP ÇIKINIZ!!

“Maalesef vedalaşma zamanı yaklaşan Kastamonu’daki bu nitelikli Türk evi, tekrar eden gönyeli çıkmaları ile buradaki geleneksel yapılar içinde ritim öğesini yansıtan en güzel örneklerden biri. Keşke korunabilseydi.” (Mehmet Tezel@mimarimiras)

1956, Moskova. Karlar altında satranç oynayan Ruslar. (@TarihiBirKare) İlginçtir, aynı görüntülere Çin Halk Cumhuriyeti'nde de çok rastladım. Sıradan hammallar, köylüler ya da işçiler yol kenarında hemen tahtalarını çıkarıp oynuyorlar. Onların kendi damaları var. Hem de ne ustalık ve iddia görseniz...

DEVA PARTİSİ'NİN ÇÖZÜMÜ

Bugün Türkiye ekonomisin girdiği çıkmazın baş mimarı ve Millet ittifakının baş ekonomisti Ali Babacan “Benzin fiyatlarını görünce biz” (@alibabacan) diye paylaşmış fotoğrafı.

Ben pek gülümseyemedim bile...

Acı acı baktım.

Aydınlık'ın Ekonomi Servisi Şefi Recep Erçin altına not düşmüş:

At bakım fiyatından haberiniz var mı? Bindiğiniz sütçü beygiri değil! (@mrecepercin)

Milletimiz de durur mu yaratıcılıkta yarışa girmiş:

-At kesin İngilizdir

-Rahmetli eski patronumun Veliefendi'de dört yarış atı vardı, bildiğim kadarı ile yıllık olarak bir servet harcıyordu. Ama yarışlarda dereceye giren atlardı bunlar genellikle ve bizim saf altılı camiası onları fazlası ile besliyordu

-Buna kalsa ülkede at bile kalmazdı. Onu bile ithal ederdik.