Ovaköy'ü ancak Milli Hükümet açar

“Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin yaptığı referandumdan sonra, Türkiye’nin Habur Sınır Kapısını kapatması gündemde. Türkiye, Habur’un batısında yeni bir sınır kapısı açarak, Musul ve Bağdat’a ulaşmayı planlıyor. Peki, bu plan ne kadar gerçekçi?”

Girişi Amerika’nın Sesi (VOA) internet sitesindeki 12 Ekim tarihli bir yazıdan aldım.

Belli ki referandum krizinde Amerikalıları Kerkük’ün “düşmesinden” de çok korkutan olay, Ovaköy sınır kapısının açılma sözü olmuş.

Başbakan Binali Yıldırım da 13 Ekim 2017 cumartesi günü Ovaköy ile Barzani konularını görüşmek ve prensip kararı almak için Bağdat’a uçacaktı.

Ama ne olduysa, birden bu ziyaret iptal edildi.

Dışişleri gerekçeyi Kerkük harekatı ve Başika kampı meselesi olarak göstermiş ama inandırıcı değil.

Asıl tam da, Irak Ordusu’nun Kerkük harekatı esnasında Bağdat’a gidilmeliydi.

Barzanistan’ın 1991 sonrası adım adım kurulmasından önce, Türkiye’nin Irak ile milyarlarca dolarlık dış ticareti vardı. Türkiye’nin en büyük ticaret ortağı Irak idi.

Biz Kerkük Yumurtalık’tan petrol alırdık, onlara da gıda, sanayi mamülü, her türden tüketim malı satardık.

Bugün Kuzey Irak ile yaptığımız işin belki 10 katını Irak ile yapardık.

Bu bitti.

“Yeni kapının açılmasının planlandığı Ovaköy'den Musul'un kuzeyine kadar olan yaklaşık 50 kilometrelik alan Kürt güvenlik güçlerinin kontrolünde. Irak 1991 yılından beri Türkiye sınırının hiçbir yerini kontrol etmiyor. Bu durumda Türkiye’nin Kürt güçlerini nasıl by pass edeceği bilinmiyor. Peki, bu plan ne kadar gerçekçi?”

Amerika’nın Sesi, aynı yazıda inatla Ovaköy’ün açılmaması için argüman üretiyor, tıpkı daha önce bombalayarak verdiği mesajlar gibi.

Ovaköy, Şırnak’ın Silopi ilçesinde yer alıyor. Hayırsız Dağları’nın karşısında Habur sınır kapısına sadece 15 kilometre uzakta.

Türkiye'nin Habur Sınır Kapısı üzerinden Irak'la toplamda 8 milyar dolarlık ticari ilişkisi bulunuyor. Bu rakamın sadece 1,5 milyar doları Kuzey Irak'a ait. Irak'ın diğer bölgelerine giden en az 6,5 milyar dolarlık ürün, geçişler sadece Habur'dan olduğu için Barzani'nin haracına mahkum edilmiş durumda.

Ovaköy'den Irak'a açılan ticaret yolu, Dicle Nehri'ne bağlı Habur Çayı'nı köprüyle geçtikten sonra Feyş Habur'a varacak. Buradan Dicle'nin batısına geçip Şeyhan'a, daha sonra Karyat el-Aşık güzergahını izleyerek Tel Afer'in kuzeyinden Musul'a varacak. Ovaköy'den çıkan stabilize yol, 120 kilometre sonra el-Hukna bölgesinde Musul'a giden ana karayoluyla birleşiyor. Buradaki birleşim noktasına kadar olan 120 kilometrelik stabilize yolun altyapı yatırımlarıyla uluslararası ticaret yolu haline getirilmesi gerekiyor. Ovaköy ticaret yolu, Musul'dan sonra da Kerkük'ün batısından ilerleyerek sırasıyla Beyci, Tikrit, Samara güzergahı üzerinden Bağdat'a ulaşıyor.

Tam bir Türkiye-Irak direkt ticaret yolu anlayacağınız.

Peki neden açılamıyor bir türlü?

Türkiye üzerindeki ABD vesayeti yüzünden tabii ki.

ECEVİT DÖNEMİNDE ABD BOMBALAMIŞTI

57. Ecevit Hükümeti döneminde (1999 – 2003) Ovaköy ciddi olarak gündeme geldi. Başbakan Ecevit, 2000 yılında, Kuzey Irak’taki mafyatik 2. İsrail yönetimine mahkum olmamak için, Ovaköy’den bir sınır kapısı açılmasını önerdi. Bunu Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin ile de konuştu ve onay aldı.

Milli Savunma Bakanlığı Eski Genel Sekreteri Ümit Yalım, Ovaköy Hudut Kapısı Projesi’ni reddedenlerin başında hükümet ortağı Devlet Bahçeli’nin geldiğini söylüyor. Kendi şahitliğimle, dönemin merhum Dışişleri Bakanı İsmail Cem’in de Ovaköy’e karşı çıkanlardan olduğunu buraya not edeyim. (Aynı iki ismin, ABD’nin Irak işgaline direnen Ecevit’i tasfiye sürecinde aktif rol oynadıkları bilinen gerçekler zaten)

Ecevit’in Saddam Hüseyin ile ilişkileri iyiydi. Saddam yönetimi ile Bağdat’ta anlaşma yapan, Dış Ticaret Müsteşarı Kürşat Tüzmen ve heyetteki işadamlarını taşıyan uçak, Irak’tan Türkiye sınırlarına girerken, İncirlik’ten Amerikan Çekiç Güç F-16’ları havalandı.

Ovaköy’den Musul’a bağlanacak güzergah üzerinde, Telafer’de top oynayan çocukları vurdu.4 çocuk öldü.

ABD bu bombalamayla “izin vermem” mesajı verdi. Koalisyon ortağı ve kendi dışişleri bakanının muhalefetiyle de karşı karşıya kalan Ecevit, Kürşat Tüzmen’i çağırarak büyük bir üzüntüyle, “ABD’nin ricası, bu projeyi biraz erteleyelim” demek zorunda kaldı.

O döneme bakıldığında, aslında bu milli projeye karşı çıkanlar, aslında kendi künyelerini de ortaya koymuş oldu. 67 yıldır ABD çıkarlarının hizmetindeki gazetecisi, diplomatı, akademisyeni, siyasetçisi ve bürokratı tabii ki milli tavır alamaz.

Bugün de ABD ile hala arka kapı görüşmeleri yapan, yapmaya çalışan bir AKP Hükümeti, saray efradı gözlemliyoruz. Her ne kadar Avrasyacı manevralar, söylemlerde bulunsa da AKP, bu konuda Ecevit’ten çok daha az inandırıcıdır. Geçmişine bakarsanız bir milyon tane “Ovaköy sınır kapısı” hikayesi vardır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP hükümeti, önce içte ve dışta inandırıcılık sorununu çözmeli, Şam ve Bağdat ile doğrudan ilişkiye geçmeli, ardından da Ovaköy’ü açmalı.

Ancak cumartesi günü yapılması gereken ziyaretin ertelenmesi, Ovaköy’ü ancak bir Milli Hükümet’in açabileceğini gösteriyor.

AKP, bırakın Ovaköy’ü açmayı, daha vanayı ve Habur’u bile kapatabilmiş değil.

İnandırıcılık sorunu çok büyük anlayacağınız...