Oxford, Alice Harikalar Diyarında ve otizm

Geçen hafta Tolkien’in Yüzüklerin Efendisi kitabının ilham kaynağının yaşamının büyük bir kısmını geçirdiği Oxford kenti olduğunu yazmıştım. Yüzük, İngiltere’nin ilk üniversitesi olan ünlü Oxford Üniversitesine girmek ve en yüksek notla mezun olup siyasette, iş yaşamında, vb en yüksek yerlere gelmek hırsındaki öğrencileri ve onların kibirli davranışlarını sembolize ederken çok mütevazi ve kenti ayakta tutan, tesisatçı, aşçı, işçi, usta gibi yerel halkın da kitaptaki Hobbit’leri temsil ettiğini yazmıştım.

Dereler, minik köprüler, ördekler, sincaplar, çiçekler, ağaçlarla bezeli Shire’ın da Oxfordshire olduğunu eklemiştim. Oxford’un çıkardığı ünlü yazarlardan bir diğeri de Lewis Carroll ve hepimizin çocukken okuduğu ama birçok yerini belki de hiç anlamlandıramadığı Alice Harikalar Diyarında kitabı. Alice’in gerçekten yaşamış bir Alice olduğunu biliyor muydunuz? Peki kitabın yazarının otistik olduğunu? Kitapta yazılı yerlerin de Oxford olduğunu?

Lewis Carroll’un asıl adı Charles Lutwidge Dodgson. Yazar burada okumuş ve 30 yıl civarında hocalık yapmış. 1546’da kurulan ünlü Christ Church College da 1855’den 1881’e kadar matematik hocası ama felsefe ve mantık derslerine de ilgisi çok. Alice Liddell aynı üniversitedeki dekanın kızı. Christ Church College Oxford’da Isis diye anılan Thames nehrinin kıyısında. Lewis Carroll otistik özellikleri olan bir kişi.

OXFORD’UN EN SEVDİĞİM PARKI

Alice ve kardeşlerini Lewis Carroll birçok gün Thames nehrinde sandal ile gezintiye çıkarıyor ve sandalda çocuklara masal anlatıyor. İşte Alice Harikalar Diyarında kitabı bu sandal gezilerinde şekilleniyor. Kentin ortasında yer alan ve hemen her gün park niyetine içinden geçtiğim ünlü kolejin “çayır” diye hitap edilen büyük bahçesi Thames nehrine uzanıyor. Alice kitabı çocuklar bu çayırda otururken başlıyor.

Alice’in içine düştüğü ünlü tavşan deliği işte bu çayırda ve ben de yürüyüşlerimde sincap, tavşan, ördeklerle karşılaşıyorum Christ Church çayırında. (Meadow) kitapta yer alan diğer hayvan karakterler de (Cheshire kedisi gibi) üniversitedeki bazı kişileri canlandırdığı söyleniyor. Beyaz tavşanın gergin bir şekilde sürekli saatine bakıp zamanı takip etmesi, aceleciliği, zaman üzerindeki baskı ve yaşamın gelip geçiciliğine, hocaların derse zamanında girme telaşına, geç kalmamaya değiniyor.

İngiltere’nin en eski Botanik bahçesi de Oxford’da ve bu koleje bitişik. Kitaptaki birçok bitkinin tarifi de bu botanik bahçesinden gelmekte. Kitapta otizm alegorisi de yer almakta. Bizim dünyamızda da bir otistik kişi adeta tavşan deliğinden düşüyor. Alice’in kitaptaki “harikalar diyarı”ndaki garip gerçeklikle boğuşması, bugünün dünyasındaki otistik kişilerin yaşamla boğuşmasına benzeyebilir.

İLETİŞİM KARŞILIKLI VE BİRLİKTE YAPILAN BİR EYLEMDİR

Alice kibar olmaya ne kadar çabalasa da bir hayvanı üzüyor veya kızdırıyor, bir hata yapıyor çünkü bakış açıları farklı ve birbirlerini anlamıyorlar. Otistikler de böyle hissediyor olabilir ve toplum otistikleri iletişim engeli var diye suçlayabilir. Oysa iletişim karşılıklı ve birlikte yapılan bir eylemdir. Birçok zaman otistikler adaletin mağdurlarıdır. Farklılıklarından dolayı haksızca yargılanırlar ve sosyal etkinliklerden dışlanırlar.

Kitabı bu anlamda satır satır incelediğinizde bu anlattığıma birçok örnek bulabilirsiniz. Carroll otizm tanısı bulunmadan önce yaşadığı için otistik miydi net belirtilemiyor ancak öyle olduğuna inanılıyor. Carroll’ın sosyal ilişkilerde zorlandığı, çocuklarla daha iyi anlaştığı, yetişkinler arasında pek konuşmadığı, gruplara katılmak yerine bireylerle arkadaşlık yapmaktan hoşlandığı biliniyor. Rutinlere olan bağlılığı, seslere olan aşırı duyarlığı gibi özelliklerinin hepsi otizme işaret ediyor.

Kitaptaki karakterlerin de özellikleri otistikleri çağrıştırıyor. Birçok otistik kişinin matematik, yaratıcılık ve bilimde çok başarılı olduğu biliniyor. Yaratıcık demişken, otizme ilgi duyanların sevgili öğrencim Moris Karmona’nın “Morhis” isimli kitabını okumasını öneririm. Peki Virginia Woolf, James Joyce, EmilyBronte ve otizm? Gelecek yazılarımda bu yazarları da inceleyeceğiz ancak Oxford denince sırada Harry Potter da var…