Özel sektörün uzun vadeli borçları

Mayıs 2014 tarihi itibarıyla özel sektörün (bankalar, banka dışı finansal kurumlar ve reel sektör şirketlerinin) kısa vadeli borcunun (1 yıldan az vadesi kalan) ticari krediler dahil yaklaşık 131 milyar dolar olduğunu geçen yazımızda belirtmiştik.

Özel sektörün uzun vadeli borçları aşağıdaki tabloda yer almaktadır. Uzun vadeli borçların 2014 taksitleri toplamı 19.8 milyar dolar, 2015 vadeli 26.2 milyar dolardır. 2026 yılına kadar vadeli tüm uzun vadeli borçların toplamı 163.2 milyar dolar.

Tabloya bakıldığında reel sektörün borcu 87.6 milyar dolar. İşte şirketler kendi yurt dışındaki parasını kredi olarak kullanıyor, denilen rakam bu tutarın içinde. Ne kadarı böyledir; onu Allah bilir...

2014-2015-2016 yıllarına ait borç tutarı 72.4 milyar dolar. Yakın zaman diye önümüzdeki 2.5 yılı ele aldığımızda bu rakam çıkıyor.

ŞİRKETLERİN DÖVİZ POZİSYONLARI

Banka ve diğer finans kurumları dışında ticaret yapan şirketlerin kısa vadeli borçları yaklaşık 35 milyar dolar. Uzun vadeli borçları ise 87.6 milyar dolar.Bu rakamlar incelenmekle birlikte şirketlerin döviz varlıkları ve yükümlülüklerine de bakmak gerekir.

Mayıs 2014 tarihi itibariyle Merkez Bankası verilerine göre şirketlerin döviz varlığı 101.2 milyar dolar. Döviz yükümlükleri ise 271.2 milyar dolar.Aradaki fark negatif yani şirketlerin 169.9 milyar dolar döviz açığı var. Bu kadar döviz bulmak zorundalar.

CARİ AÇIK BİTMEYEN TEHLİKE!

Bir ülkenin borçları incelenirken en önemli tablosu ödemeler tablosudur. Cari işlemler dengesi ve kısa vadeli borçlar birlikte değerlendirilmelidir. Borç ödenecek ve cari açık finanse edilecektir. Toplam finansman ihtiyacı buna göre hesaplanacaktır.

Ocak-Haziran 2014 itibarıyla cari açık 24.1 milyar dolar. Yıllıklandırılmış şekliyle 52.1 milyar dolar. Bu arada Haziran'da beklentinin üstünde 4 milyar dolar olarak gerçekleştiğini vurgulayalım.

Büyüme oranı ile yakından ilgili olan cari açık tutarının 2014 sonunda 50-60 milyar dolar arasında gerçekleşeceği tahmin ediliyor.

Bu durumda Türkiye'nin genel seçimlere kadar 200-250 milyar dolararası bir finansmana ihtiyacı olacak.

Bu nasıl sağlanacak? Elbette borçlanma ve sıcak para ile. Büyüme oranının yüzde 3'ü geçmeyeceği bir durumda borçlanma ve sıcak para ihtiyacının şiddetle sürdüğünü söylemek yanlış olmaz.

FED'in tahvil alımı Ekim'de bitiyor. Faiz artırımını erken yapması da olası. Bunun yanında kredi derecelendirme kuruluşları da açıklamalarında Türkiye'yi hem kırılgan ekonomi olarak işaret ediyorlar hem de ciddi biçimde uyarıyorlar.

Ekonomimizin tenceresi kaynamaya başladı.Bir kişinin egolarına mahkum olan güzel ülkemizi büyük ekonomik çalkantılar bekliyor...