Para basalım mı?
Bu ara ekonomi ile ilgili söyleşilerde en çok duyduğumuz cümlelerden biri “PARA BASALIM MI”?
Bazen arkasından şöyle bir ifade geliyor, “Yıllarca düşünsem aklıma gelmezdi, bir gün para basalım diyeceğim” ya da “Ben para basmak sözünü aklıma bile getirmekten korkardım.”
İktisatçıların ve toplumumuzun 1980’lerden sonra en çok korkutulduğu öcülerden biri para basmak, diğeri de enflasyon.
Para basma, neden? Aa! Bilmiyor musun enflasyon fırlar. Neden çünkü fazla para basınca talep artar, enflasyon baskısı yaratır.
Ama dolar, avro, yen, sterlin, İsviçre frangı sonsuz basalım diyorlar. Aa, bilmiyorsun herhalde onlar rezerv para. Yani onlara talep çok. Çok olsa da, onun da bir sınırı olmaz mı? Hayır olmaz. Onlar rezerv paradır.
Bu rezerv para, haşa huzurdan kutsal para hükmünde. Üzeri yeşile boyanmış, maliyeti 9 cent kâğıt, kutsal emanet.
TANRIMIZ REZERV
Bizim paramız Türk lirası. “O, yerel para”. Ne yani dolar uluslararası para mı? Bizim Türk lirası milli para değil mi? Evet milli, ama yerel para. Onlar rezerv para. Tanrımız rezerv.
Bizim parayı basmak gerekince, nereye saklanacağımızı şaşırıyoruz. Biri bize dolar verirse, sevincimizden ne yapacağımızı şaşırıyoruz.
Bizim krizimiz aslında 2018 yılında başladı. Krizi kim çıkardı? Kim neden oldu? Artık bunu tartışmıyorum.
Ekonomi bürokrasisi, çok doğal olarak bütçe açığı yerine ne kadar birikmiş rezerv varsa hepsini tüketti. Bir de üstüne korona virüsün tetiklediği kriz başlayınca yapacak bir şey kalmadı.
Vergi toplamak bir yana, ekonominin can damarı KOBİ'leri yaşatabilmek için para gerekiyor. Salgın nedeniyle evden çıkmamak gerektiği için, özellikle günübirlik gelir ile yaşayanlara destek vermek gerekiyor. Sağlık ve hijyen için çok ciddi kaynak gerekiyor.
Bunlar da doğru. Bu harcamaları nasıl finanse edeceğiz, para bulacağız.
İki yolu var;
1-Dış borç almak
2-Para basmak
EKMEĞİ ÇOĞALTMAK
İktidar borç verme konusunda kesenin ağzını açan IMF’ye sıcak bakmıyor (Yazı konusu olmadığı için girmeyeceğim. Ben de katılıyorum.). IMF’nin açtığı keseden bize düşecek tutarda, diş kovuğuna sığmaz aslında.
Başka bir koro, bugüne kadar para basmak olmaz diyenlerden oluşuyor. Şimdi para basıp, halka dağıtalım diyor.
İşte tehlike burada. Bir kısım uzman, para basıp ihtiyacı olanlara basılan bu paraların dağıtılması gerektiğini söylüyor. İşte böyle dağıtılan para gerçekten enflasyona yol açar. Şöyle basit bir örnek verelim. Bakkalda tek ekmek var. Siz o semtin sakinlerine para dağıttınız. Biner lira. Parayı alan ekmeği almak için bakkala gitti. O ekmeğin fiyatı ne kadar olur. En azından 1.000 TL ve bir kişi ekmeği alabilir. Ama siz parayı üretime kaydırır ve üretimi artırırsanız, bakkalda ekmeği çoğaltırsınız. Dolayısı ile herkes ederi ile ekmeği alır. Gerekirse o ekmeği bedelsiz dahi verebilirsiniz. İşte para böyle kontrollü basılırsa enflasyona yol açmaz, açsa bile kayda değer bir artış olmaz. Kendi paralarını kullanmamız için, bizi kendi paramızdan ve enflasyondan korkuttular.