Patriotlar hangi durumda ateşlenecek? -(TAMAMI)

Türkiye’nin talebi üzerine NATO’nun Suriye sınırında konuşlandırılmak üzere Türkiye’ye göndermesi beklenen Patriot füzeleri konusundaki açıklamalar çelişkili.

AKP Sözcüsü Hüseyin Çelik bu füzelerin tetiğinin Türkiye’nin elinde olacağını açıkladı. Arkasından Milli Savunma Bakanı’nın ve Genelkurmay’ın açıklamaları tetiğin NATO Başkomutanlığı’nın elinde olacağını ilan etti.

Sayın Başbakan’ın söylemlerinde “NATO üyesi olduğumuz için burası NATO’nun topraklarıdır da!” sözlerinden anlaşılıyor ki; Patriotlar NATO’nun emrinde ve komutasında olacak. Aydınlık Gazetesi açıklıyor ki; Tetiğe basacak General NATO Kuvvetler Komutanlığı’ndan Yunan asıllı James Stavridis! ABD uyruklu. Stavridis yazdığı kitapta Kurtuluş Savaşı’mızı “Rumlara soykırım olarak” anlatmış! İyi ki Orhan Pamuk gibi Nobel’e layık olamamış diyelim.

Bu savunma amaçlı denilen Patriotlar’ın gizemini bir düşünelim: Ne zaman ve hangi hedefe doğru kullanılacağın bilemeyiz, bunlara NATO karar verecek.

Burada angajman kuralları, yani hangi durumlarda ateş edileceği konusunu da açıklığa kavuşturmak gerekir. Bu önemli soruyu uzun yıllar NATO’da görev yapmış Eski Büyükelçi Onur Öymen yanıtladı. Öymen dedi ki:

“Bir jetimizin Suriye tarafından düşürülmesi üzerine Başbakan, Suriye’ye karşı angajman kurallarımızın değiştirildiğini söylemiş ve “Suriye’den Türkiye sınırına güvenlik riski ve tehlikesi oluşturacak şekilde yaklaşan her askeri unsur bir tehdit olarak değerlendirilecek, askeri hedef olarak muamele görecektir” demişti. Bunun anlamı bir Suriye uçağı sınırımızı geçmese dahi sınırımıza doğru yaklaşırsa düşürülebileceğidir.”

Şimdi NATO Türkiye’nin bu yeni angajman kurallarını kabul etmiş midir? Yani Patriotları ateşleme emri verecek NATO Komutanı Türkiye’nin angajman kurallarına göre mi hareket edecektir? Bunun altından da hedef olarak Suriye çıkmaz mı?

Öyle anlaşılıyor ki, NATO’nun angajman kuralları bizimkinden farklı olacaktır. Bu da başka bir çelişkidir. Bir bölgede iki angajman kuralı olamayacağına göre Türkiye’nin kendi kurallarını yeniden değiştirmesi gerekecektir.

Patriotlar, ilk üretildiklerinde uçaklara karşı bir savunma sistemi olarak geliştirilmişti. Son üretilen ve PAC 3 denilen sistemler esas olarak füzelere karşı bir savunma silahı olarak geliştirildi. Kuveyt, muhtemel bir İran füze saldırısına karşı korunmak üzere 60 adet PAC 3 sistemi satın aldı. Diğer Körfez ülkeleri de aynı amaçla işbirliği yapmayı kararlaştırdı.

Bugüne dek Mısır, Almanya, Yunanistan, İsrail, Japonya, Hollanda, Kuveyt, Kore ve Taivan Patriot sistemleri satın aldı. Bu ülkeler arasında Türkiye yok. Demek ki böyle bir ihtiyaç ortaya çıkmamıştır.

Türk dış politikası bir süredir Atatürk’ün barışçıl, dostlarıyla iyi ilişkiler üzerine kurulu ilkelerinden vazgeçmiştir. Bir bakın çevremizde tek dost ülke var mı? İran yok, Suriye yok, Rusya ile söz düellosu halindeyiz. Yani peşmergelerin lideri Özerk Kuzey Irak’tan başka hemen her ülkeyle barış değil savaşa yatkın bir politika içindeyiz.

Böyle bir durumda Patriot füzeleri bizim amaçlarımız dışında başka bir amaçla NATO’dan istenmiş olamaz mı? Bize ait olmayan bir savaşçıl politika için.

Ne için ve kimin için savaş? Türkiye’nin esas ihtiyacı kendi milli füze savar sistemini geliştirmek veya bu yapılamayacaksa satın almaktır. Çözüm, tetiği bizim elimizde olacak füze sistemidir.

Bugünkü bölge koşullarında şimdi Türkiye’ye yerleştirilmesi öngörülen Patriotların Suriye’nin dışında, örneğin İran’dan İsrail’e yönelik bir füze saldırısına karşı kullanılmayacağının garantisi var mıdır? İran’ın Patriotlar’ın yerleştirilmesine karşı Türkiye’ye yönelik sert açıklamalar yapması bu ihtimali de düşündürüyor. Ayrıca bir İsrail-İran çatışmasında hayati önem taşıyacak olan Kürecik’teki radarın muhtemel bir İran füze saldırısına karşı nasıl korunacağı da tartışmaya açıktır.

Patriotlar konusunun bütün bu boyutlarıyla değerlendirilmesi, Meclis’te görüşülerek karara bağlanması gerekmektedir.

Ulusal güvenlik konuları güncel polemiklerle ve çelişkili açıklamalarla geçiştirilemeyecek kadar ciddi konulardır.