PKK’da ‘bölgesel ortaklık ve kapsamlı operasyon’ telaşı

Amerikalıların “general”i Ferhat Abdi, feryad ediyor. “Türkiye ve İran’ın saldırıları IŞİD’e karşı mücadeleyi engelliyor”muş. PKK’nın Suriye’deki yapılanmasının başında bulunan Abdi, fiili işgalleri altındaki bölgede gelirlerin büyük kısmının petrolden geldiğini fakat Türkiye’nin operasyonlarında bu tesislerin vurulması nedeniyle bölge bütçesinin yarıdan fazlasını kaybettiklerini söylüyor. (Washington Times, 9 Şubat 2024)

Abdi, Reuters’e verdiği demeçte de, 4 Şubat’ta El Ömer petrol sahası yakınlarındaki tesise yönelik insansız hava aracı saldırısında 6 PKK/YPG’linin ölmesi üzerine ABD’den ek hava savunma sistemi konuşlandırılmasını istemişti. (Reuters, 8 Şubat 2024)

Suriye’deki ABD askerleri PKK/YPG’lilerle iç içe çeşitli üs ve tesislerde faaliyet gösteriyor. ABD’nin resmi açıklamalarına göre son üç ayda bu üslere yönelik 136 saldırı yapıldı. 28 Ocak’ta Ürdün sınırındaki bir ABD üssüne yapılan insansız hava aracı saldırısında 3 ABD askerinin öldüğünü, 40’tan fazla askerin yaralandığı açıklanmıştı. ABD, bu saldırıya misilleme olarak 3 Şubat Irak ve Suriye’deki 85 hedefi vurmuştu.

ŞAM, MOSKOVA VE TAHRAN’IN EYLEMLERİ

Son dönemde İran destekli grupların özellikle Deyrizor merkezli olarak faaliyetlerini artırması dikkat çekiyor. PKK kaynaklarında bu gelişme üzerine büyük bir telaşın ortaya çıktığı görülüyor. PKK’nın Avrupa’da yayımlanan Özgür Politika gazetesinde yazan Zeki Akıl, “Türk devleti Astana görüşmeleri sonucu Rusya ve İran’la anlaşarak ABD’yi Suriye’den çıkarmak ve özerk yönetimi ortadan kaldırmak için anlaşmaya vardı” diyor (Özgür Politika, 10 Şubat 2024). “Türkiye’nin kapsamlı bir savaş hazırlığında olduğu” ana fikrinin işlendiği yazıda Türkiye ile birlikte Şam, Moskova ve Tahran yönetimleri de hedef alınıyor. Yazıdaki bazı vurguları şöyle özetleyebiliriz:

- İran, Suriye yönetimi ile birlikte bölgedeki Arap halkını, PKK’ya karşı ayaklanmaya sevk etmek için çalışıyor.

- Rusya, “Kürtleri Şam yönetimine yamamak” için uğraşıyor, Şam’ı ve Ankara’yı “ABD ile anlaşıp devlet kuracaklar” diyerek PKK’ya karşı kışkırtıyor.

- Suriye yönetimi, “Türkiye ile anlaşıp özerk yönetimi dağıtmak için” uğraşıyor.

- Rusya, “Arap bölgelerinin özerk yönetimden koparılması için” Şam ve İranlılara destek veriyor. “Türkiye’yi de kışkırtarak hem ABD’yle karşı karşıya getirmek hem de ABD’nin Suriye’den çıkarılması için ortam yaratmak istiyor.

- Türkiye ise Münbiç, Rakka ve Deyrizor gibi Arap bölgelerini özerk yönetimden koparmayı ve Suriye hükümetine devredilmesini kabul ediyor. Kendisine bağlı unsurlara bu bölgelere saldırılar düzenletiyor. Rusya ve Şam yönetimiyle anlaşarak kapsamlı bir saldırı hazırlığı yapıyor.

ÇAKIŞAN HEDEFLER

Görüldüğü gibi, Türkiye ile ölüm kalım savaşı içindeki PKK, Türkiye, Suriye, Rusya ve İran arasında ortaklaşan hedefler olduğunu ve bunların belli ölçülerde uygulamaya geçirildiğini saptıyor. Türkiye’de devlet içinde Suriye sorununun çözümünün Şam, Moskova ve Tahran ile eşgüdüm içinde ilerletilmesi doğrultusunda olması için bir irade olduğu görülüyor. Fakat bir yandan da bu yöndeki iradenin içeriden baltalanması amacıyla bir faaliyet olduğunu anlayabiliyoruz. Ekranlarda, kendilerine yapılan servise uygun olarak Suriye, İran ve Rusya’yı hedef alan konuşmalar yapıldığını görüyoruz. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan 4 Şubat’ta A Haber’de katıldığı programda Suriye’de çözümün ilerletilmesini önleyen nokta olarak Ankara, Şam, Moskova ve Tahran arasındaki “stratejik öncelik farkları”na dikkat çekmişti. Bu 4 ülke arasındaki öncelik farklarının ortadan kalkmakta olduğu bir dönemde, “içeriden baltalama” eylemlerinin engellenmesi büyük önem taşıyor.