PKK'ya silah bırakma çağrısı
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'in Mardin ve Diyarbakır'da PKK'ya yaptığı silah bırakma çağrısı çok konuşuldu. Özellikle Halk TV, KRT gibi ekranlarından HDP'lileri eksik etmeyen TV kanalları, bu olayı AK Parti meclis grup yönetiminin başörtüsü düzenlemesine destek için HDP grubuna yaptığı ziyaretle birleştirip "yeni açılım" imasında bulundular.
Bu kanalların haber müdürleri ve editörleri ya art niyetli ya da siyaset bilmiyor.
Perinçek ne dedi?
'TESLİM OLUN' ÇİZGİSİ VE ‘AÇILIM’ ÇİZGİSİ
Perinçek özetle, "Elinizdeki Amerikan, İsrail silahlarını bırakın. Kardeşinize kurşun sıkmayın, teslim olun." dedi. Perinçek PKK'ya "teslim olun" derken, ziyaret ettiği Diyarbakır Analarına ise "HDP mutlaka kapatılacak" sözünü verdi.
PKK'ya "silahlarını bırak ve teslim ol" çağrısı yapmak, Türkiye'nin daha önce yaşadığı bölücü açılım süreçlerine hiç benzemiyor. Çünkü burada PKK'nın tasfiyesi amaçlanıyor.
Geride kalan "açılım" süreçleri, PKK'ya fırsat yaratan, onun siyasi partisi olan BDP/HDP'ye örgütlenme alanı açan, Suriye'nin kuzeyinde PKK/PYD/YPG'nin devletleşmesine göz yuman, Anayasa'dan "Türk milleti" kavramını çıkarmayı hedefleyen, TSK'yı etkisizleştiren ABD-AB denetiminde gayrımilli dönemlerdi.
O yıllarda bir tek Vatan Partisi bu bölünme projesine karşı çıktı. "Akil insanlar" toplantılarını bastı, protestolar düzenledi. Her fırsatta bu sözde "çözüm" sürecinin PKK'yı çözmeyeceğini tersine palazlandıracağını söyledi. Nitekim öyle oldu. PKK/HDP, Diyarbakır'da özerklik kongresi toplayacak, 6-8 Ekim 'Kobani Olayları'nda ayaklanmaya cüret edecek, Türkiye'nin 10'un üzerinde il ve ilçe merkezinde "özyönetim" ilan edecek kadar kuvvet topladı. Seçimlerde, tarihinde olmayan başarılar elde etti.
Vatan Partisi, PKK ile mücadelede önceliğin silahla bastırma olduğunu yüzlerce kez ifade etti. Amacın "Kandil'e beyaz bayrak çektirmek" olduğunu ilan etti. Vatan Partisi, ABD'nin silahlandırdığı PKK ile yalnızca askeri harekâtlarla değil, PKK'nın yönettiği belediyelere kayyum atanması, PKK'lıların KHK'larla devletten temizlenmesi, HDP'ye kapatma davası açılması gibi idari ve adli mücadeleler yürütülmesinde de öncü oldu.
DÜŞMANI KURŞUN ATMADAN ETKİSİZLEŞTİRMEK
24 Temmuz 2015'te TSK'nın başlattığı harekât sonucunda PKK bugün köşeye sıkışmış durumda. Yurt içinde neredeyse silindi. Irak'ın kuzeyinde kolunu kıpırdatamaz noktada. Bir tek Suriye'nin kuzeyinde kendisine dayanak yaratmış durumda. O da AK Parti'nin Suriye'de Esad ile işbirliğine karşı duran anlamsız inadından kaynaklanıyor. O da sağlansa PKK'nın son kuluçka noktası da temizlenecek, örgütlenme zemini hepten yok olacak.
İşte PKK'nın yok olma aşamasına geldiği bu koşullarda Perinçek, PKK'ya "silahları bırak, teslim ol" çağrısı yapıyor. Zaten savaşlarda amaç, düşmanı teslim olmaya zorlamak değil midir? Hatta en büyük başarı, zaferi savaşmadan elde etmek, düşmanı kurşun atmadan ele geçirmektir. Bu çağrı aynı zamanda, PKK saflarındaki tereddütlü unsurlara cesaret verecek, yeni katılımları durduracak, geri dönüşleri hızlandıracak hamledir.
Dikkat edilirse devletimiz de başından beri, silahını bırakıp devlete sığınanlara hep hoşgörülü yaklaşmış, onları hayata kazanmıştır. Neden? PKK'dan kaçıp normal bir hayata dönmek isteyenlere cesaret vermek, terör örgütünü çözmek için. Terör örgütünü teslim olmaya çağırmak, Mehmetçiğimizin canının ve ülkemizin kaynaklarının heba olmaması açısından da etkili bir yöntemdir. Zaten bütün büyük devletler, düşman tarafa bu teklifi sunar. Amaç kaybı olabildiğince aza indirmektir.
Perinçek 1991'den bu yana PKK'ya aynı çağrıyı yapıyor. O yıllardan bu yana, Amerikan denetimine girmemeleri ve silahlı mücadeleyi terk etmeleri için çağrı yapıyor. Yani Vatan Partisi'nin bugünkü tutumu yeni değil.
VATAN PARTİSİ – AK PARTİ FARKI
AK Parti'nin başörtüsü ile ilgili Anayasa düzenlemesini geçirmek için destek istemek üzere HDP'yi ziyaret etmesi, Vatan Partisi'nin tavrının tam tersidir. AK Parti, HDP'den hem de Türkiye'nin güncel meselesi olmayan, çözülmüş bir konuda yardım istiyor. Vatan Partisi ise Mehmetçiğin süngüsünün altında kıvranan PKK'yı teslim olmaya zorluyor. AK Parti'nin tavrında, HDP muhatap alınarak PKK'yla mücadelede zaaf yaratılıyor. Bir yandan Mehmetçik canla başla savaşırken, bir yandan terör örgütünün meclisteki elemanlarına el uzatılıyor. Hem de kapatma davası sürerken... Bu açıkça kapatılmanın eşiğindeki terör partisi HDP için "meşru bir parti" mesajı vermektir.
Terörle mücadele, terör partisini okşayarak yapılmaz. CHP ve İyi Parti'nin başını çektiği 6'lı masa zaten HDP ile birlikte. AK Parti de ona elini uzatmış oldu. Ne kadar sürdürebilirler o ayrı. Ama ciddi bir zaaf içinde oldukları kesin. Öyle görünüyor ki Diyarbakır'da HDP il binası önünde nöbet tutan anaların babaların dilinden Vatan Partisi dışında anlayan yok.