Plansız ekonominin bu yılki kurbanı pamuk

Ulusal Pamuk Konseyi 2021 yılı pamuk sektör raporunda, pamuk üretiminin tanıtımı yapılmakta ve pamuk için şunlar ifade edilmektedir:

“Pamuk ülkemiz tarımında büyük öneme sahip bir üründür. 2020 cirosu itibariyle, içinde yer aldığı ‘tahıllar ve diğer bitkisel ürünler’ grubunda buğday, patates, arpa, mısır, şeker pancarı ve ay çiçeğinden sonra 7. sırada, ancak grup alanının yüzde 3.1’inde, grup toplam gelirinin yüzde 9.2’sini, pazarlanan gelirinin ise yüzde 11.7’sini sağlayan 'alan verimliliği’ en yüksek ürün konumunda bulunmaktadır. Ayrıca yüksek tarımsal üretim değerinin yanı sıra, girdi yoğun bir üretim dalı olması nedeniyle tohum, gübre, ilaç, makina sanayileri ve ticareti ile tarım işçilerinden oluşan çok geniş bir kesimin gelir kaynağı durumundadır. Bunların yanı sıra pamuk, asıl ve yan ürünleriyle otuz kadar sanayiye ham madde sağlayarak ülke ekonomisine katkısını katlanarak artırmaktadır. Örnekse 2020/21 sezonunda üretilen 1 milyon 774 bin ton kütlü pamuktan yaklaşık değerlerle 700 bin ton lif pamuğun yanı sıra 993 bin ton çiğit ve bu çiğitten 149 bin ton yemeklik yağ, 695 bin ton yemlik küspe elde edilmiş olması; ayrıca 149 bin ton linter ile 106 bin ton pamuk telefinin tıbbi malzeme ve kozmetik başta olmak üzere birçok sanayimizin kullanıma sunulmuş bulunmasıdır.”

***

Pamuk Anadolu’da yüzlerce yıldan bu yana ekimi yapılan bir ürün. Türkiye’nin ağırlıklı olarak tarım üreticisi olduğu yıllarda, ihracatının en önemli kalemlerinden biri. Dün Söke, Çukurova, Bakırçay ovalarında ekilirken, GAP (Güneydoğu Anadolu Projesi) sayesinde sulu tarıma kavuşan Urfa, Diyarbakır, Şırnak gibi illerimizin önemli geçim kaynaklarından biri olmuştur. Dün, pamuk denince akla Söke ve Çukurova gelirken bugün artık bu liderliği Güneydoğu Anadolu eline geçirdi. Türkiye’nin yüzde 60 oranında yıllık pamuğunu sağlayan yöremiz artık Güneydoğu. Terörden ve göçten bunalan yöre için çok önemli gelir kapısı.

***

Diyarbakır Bismil Pamuk Üreticileri Birliği Başkanı Sn. Hasan Vural, pamuğun yöre için çok değerli bir tarım ürünü olduğunu. Pamuk dolayısı ile, özellikle gençlere çok iş kapısı açıldığını anlattı. Bu yıl hasadın çok iyi olduğunu ifade etti. Ancak çırçır fabrikalarının (tüccarların) verdiği fiyatın maliyetin altında olduğunu, maliyetin 18-20 TL arası olup çırçır fabrikalarının (tüccarların) bugün verdiği fiyatın 14-15 TL arasında oluştuğunu söyledi. Eğer bu böyle devam ederse birçok üretici gelecek sene pamuk dikmez diye ekledi. Devletin kilo başına 1.1 TL destek verdiğini, bu yıl bu desteğin en az 3-4 lira olarak verilmesi gerektiğini, aksi takdirde çiftçinin seneye pamuk ekimi yapmayacağını anlattı.

***

Tarım ve Orman Bakanlığı'nın 2022 Mayıs ayı Pamuk Bülteninde 2021 yılı için; “Türkiye 2.5 milyar dolar değerinde 1.3 milyon ton pamuk ithal etmiştir.” denmektedir. Türkiye genel olarak her yıl 2 milyon ton üzerinde kütlü pamuk hasadı yapmaktadır. Ancak hazır giyim ihracatı nedeniyle kendi üretimi talebi karşılamamakta ve onun yerine her yıl, özellikle son yıllarda en az yılda 1 milyon ton pamuk ithal etmektedir.

***

Türkiye ağır ağır ekonomide devlet müdahalesine geçmektedir. Bu da tarımda planlamanın başlangıç koşulları ile yapılmaya başlanmasıdır. Hasan Vural konuşmasında, devletin havzalar itibarıyla ekilmesi gereken ürünleri belirlediğini, bu havzalarda devletin belirlediği ürünü dikenlerin teşvik primlerinden yararlandığını ilave etti. Ancak bunun yeterli olmayıp devletin her sene Türkiye için toplam bir planlama yapıp, bu plana uyan üreticiyi desteklemesi gerektiğini söyledi. Eğer toptan bir planlama olmazsa ürün miktarında fazlalıklara neden olunmakta, alıcı ve fiyat sorunu yaşanmaktadır. Bunun sonucunda zaman zaman üretici ürününü tarlada bırakmak zorunda kalmakta ve üretici ne dikeceğini bilemez duruma gelmektedir. Ayrıca bu planlamanın yanında devletin hasat döneminde taban fiyatların ne olacağını ürününe göre çiftçiye açıklaması gerektiğini, çiftçinin en önemli mağduriyet kaynaklarından birinin, ürününün hasat döneminde yaklaşık hangi fiyatla satılacağını bilmemekten kaynaklandığını belirtti.

***

Tekstil ihracatımızın neredeyse tümünün gerçekleştiği Avrupa ülkeleri, zaten pandemi sonrası genel olarak ekonomilerinin sorunlu olması nedeniyle durgunluğun içine girecekleri konuşuluyordu. Bu duruma neredeyse tüm ham maddelerde fiyat artışları sonucunda enflasyon eklenince ciddi durgunluk riski ile karşı karşıya kaldılar. Hatta artık bu ekonomik kriz kendisini açık bir şekilde göstermektedir. Buna birde Rusya-Ukrayna çatışması nedeniyle eklenen enerji krizi, bu ekonomik krizi daha da şiddetlendirdi. Hepsinin üstüne, Çin’de salgın dolayısı ile alınan önlemlerin kalkmaya başlaması ve navlun fiyatlarında düşüş de eklenince, tedarik zincirindeki bozulma nedeni ile ihracatta iyi fiyat vererek avantajlı olan ihracatçılarımızın bu avantajı da bozulmaya başladı. Tüm bu olguları üst üste koyduğumuzda, bugün pamuk üreticisi oluşan fiyat nedeniyle ciddi şekilde mağdur olmaktadır. Türkiye ekonomisine hem gelir, hem de istihdam olarak çok büyük katkı sağlayan pamuk tarımını, devlet en azından üreticinin maliyetini karşılayacağı kadar destek vererek kapatmalıdır. Yani kilo başına 1.10 TL destek yerine bu desteği 4 TL olarak gerçekleştirmelidir ki, üretici en azından yatırdığı parayı çıkarabilsin.

***

Türkiye zaman kaybetmeden ekonomide toptan planlama ile birlikte havza başına planlama yapmalıdır. Bu planlama sözde kalmamalı çiftçi bu plana uyumlu ekim yaparsa, desteklenmeli; gübre, tohum, akaryakıt, ilaç gibi girdilerde ne fiyat ne de tedarik sorunu yaşamamalıdır. Hasat sonunda ürününün değerinin nasıl belirleneceği konusunda dikim öncesinde bilgi sahibi olmalı, üretiminin garantili şekilde satılacağının rahatlığını yaşamalıdır.