Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu -(TAMAMI)

Biliyorum, onun için yazmak çok zor. Prof. Hilmioğlu için söyleyeceğim her söz sadece üzülenleri üzecek, üzülmeyi bilenleri üzecek, vicdanı olanları üzecek. Oysa onun kaderi vicdanı olanların değil, vicdanı olmayanların elinde. Vicdan sahibi olanların sayısı artmadıkça, bu ülkede daha çok Hilmioğlu olayı yaşanacak. Çok değerli bir bilim adamı, rektörlük yapmış, suçu nedir bilmiyoruz, anlayamadık suçunu... Üç ay değil, beş ay değil. Yıllarca içerde. Suçunun ne olduğunu bize anlatan da yok, bu adam şu şu suçtan dolayı bunca zaman içerde, diyen yok. Niye sonuçlanmıyor beş yılı aşmış mahkemeler? Bunca yıldır yargıladıklarınız içinde kaç kâtil var, kaç kişiyi öldürmüş bunlar? Bunları bize anlatan da yok... Yıllar geçiyor, bir türlü bitmeyen mahkemelerle insanların sağlığı bozuluyor, kiminin suçunu anlamaya ömrü yetmiyor. Suçunun ne olduğunu bilmeden ölüp gidenler var. Demir parmaklıklar gerisinde kendi çektikleri yetmiyormuş gibi, bir de evlat acısı eklendi Hilmioğlu’nun acısına. Bir kanser hastası, daha ne kadar yatacağını bilmeden yıllardır içerde tutuluyor. Biliyorum, bu satırlar vicdanı olanları üzecek sadece. Ne söylesem vicdanı olanlar üzülecek. Günlerdir düşünüyorum, vicdanı olmayanları da etkileyecek bir dil bulabilir miyim, diye. Hey Tanrım diyorum, 5 bin kadar dil yaratmışsın, şu yeryüzünde dilden bol bir şey yok. Ne olur, vicdansızlar için ayrı bir dil yaratsaydın ya, yarattığın bu beş bin dilin hiçbiri işe yaramıyor. Vicdansızlar bu dillerin hiçbirinden anlamıyor. Böyle bir dil olsa, dünyanın neresinde olursa olsun, kaç yılımı alırsa alsın gidip öğreneceğim, vicdansızlarla anlaşabilmek için o dili öğrenip, Prof. Fatih Hilmioğlu’nu anlatacağım.

Yok o dil, şu yeryüzünde sayısı beş bini bulan diller içinde, vicdansızların anlayacağı bir dil yok! Ben Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu olayından bunu anlıyorum dostlar! Silivri olayından ben bunu anlıyorum.