Putin’in Körfez ziyareti ve ABD’nin telaşı
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in 6 Aralık’taki günübirlik Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile Suudi Arabistan’ı ziyareti, Atlantik dünyasında kaygıyla izlendi. Geçmiş dönemde ABD’nin Batı Asya’da İsrail’den sonraki en önemli müttefikleri olarak görülen bu iki ülkede, Rusya liderinin ağırlanması, Atlantik cephesindeki çözülmenin önemli bir yansıması oldu.
Ziyaret, Moskova’nın Ukrayna operasyonundaki ikinci yıldönümüne yaklaşan günlerde olması bakımından da önemli. Washington’un basıncı, bu iki ülkeyi Rusya’ya karşı konumlandırmaya yetmemişti. İki yılın sonunda tam tersi bir noktaya ulaşıldığı bu ziyaretle açıkça görüldü.
EŞİ GÖRÜLMEMİŞ SIÇRAMA
Financial Times’a göre BAE, Rusya’nın Atlantik yaptırımlarını aşmada önemli bir rota haline geldi (FT, 6 Aralık 2023). Putin, BAE lideri Muhammed Bin Zayed ile görüşmesi sırasında yaptığı açıklamada BAE ile Rusya ilişkilerinin “eşi görülmemiş bir seviyede yüksek” bir noktaya ulaştığını kaydetti. Putin, iki ülke arasındaki ticaretin 2022 yılında yüzde 68 arttığını ve bu yıl daha fazlasının beklendiğini vurguladı. BAE lideri Zayed de, 2022’de iki ülke arasındaki petrol ve gaz dışı ticaret hacminin neredeyse yüzde 109 arttığına dikkat çekti, “bu benzeri görülmemiş sıçrama, ülkelerimiz arasındaki ilişkinin özel doğasını gösteriyor” dedi (Sputnik, 6 Aralık 2023).
Putin ve Suudi Veliaht Prens Muhammed Bin Selman görüşmesinden sonra da, iki ülke arasında ortak bildiri açıklandı. Filistin sorununda iki devletli çözümden başka çözüm bulunmadığının vurgulandığı bildiride, 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan Filistin devletinin kurulması önündeki engellerin kaldırılması istendi. Ayrıca iki ülke arasında petrol ve gaz alanında işbirliğinin derinleştirilmesi kararlaştırıldı.
ABD’NİN MÜTTEFİKLERİ, PUTİN’İN DESTEKÇİLERİ OLDU
ABD basınının amiral gemisi Washington Post’ta Josh Rogin ziyaretle ilgili yazısında, “Amerika’nın Körfez’deki ‘müttefikleri’ artık Putin’in destekçileri” başlığını attı (Washington Post, 8 Aralık 2023).
ABD’deki neo con/siyonist takımın üslendiği Demokrasileri Savunma Vakfı’ndan Seth J. Frantzman da, Putin’in ziyaretini Gazze’deki Filistin-İsrail ile bağlantısı içinde değerlendiriyor. Frantzman, Moskova’nın Hamas’ın savaşını “küresel önceliklerdeki değişikliğin bir parçası” olarak gördüğünü ve Batı karşıtı politikası için kullandığını vurguluyor (FDD, 6 Aralık 2023).
Putin, Ekim ayında Çin’de Kuşak ve Yol Girişimi’nin 10’uncu yıldönümü Zirvesi’ne katılmıştı. BAE ve Suudi Arabistan ziyaretinden bir gün sonra ise, İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, Moskova’daydı. Ancak Batı açısından, bu ziyaretler, zaten kaybedilmiş ülkelerin kendi aralarındaki temasları olarak görülüyor. Rus liderin BAE ve Suudi Arabistan ziyareti ise, geleneksel olarak Batı’nın müttefiği olan ülkelerde de artık ABD’nin borusunun ötmediğini gösteriyor. Bu iki ülke, Ağustos 2023’te BRICS’e katılım kararları ile Atlantik’ten bağımsız ve hatta ona alternatif cepheye meylettiklerini resmen ilan etmiş oldu. Zayed ve Selman’ın Putin ile samimi buluşması ve yapılan anlaşmalar da ABD’nin istekleri hilafına konumlandıklarının eylemli bir göstergesi oldu.
OLMAZLARI OLDURAN DEĞİŞEN GÜÇ DENGESİ
BAE ile Suudi Arabistan, Ukrayna’da da Gazze’de de Rusya, İran ve Çin ile aynı safta buluşmuş bulunuyor. Gelişmeler göstermiştir ki, 2022 şubatında başlayan savaş bir Rusya-Ukrayna savaşı değildir. Gazze’de olan da bir Filistin-İsrail çatışması değildir. Ukrayna’da ve Gazze’deki savaş, Atlantik ile gelişen dünya ülkeleri arasında mücadelenin bugünkü sıcak çatışma sahasıdır, ön cephesidir.
Dünyadaki değişen güç dengesi, olmazları olduruyor. Bu gerçek, Türkiye için önemli fırsatları ortaya koyuyor. Türkiye uluslarası alanadaki mevzilenmesini bu saflaşmaya göre belirlemeli, Atlantik tehditlerine karşı geri adım atarak zaman kazanma politikası yerine caydırıcılık stratejisini uygulamalıdır.