Refah’ta yanan çadır

Refah siyah, Refah günâh
Yakılıyor Refah'ta sabah
Sükûn eylemiş seher
Duyulmuyor “Hayye âlel felâh"

Yine de refahtalar
Bu âlemin efendileri
Mevsimleri bahar, elleri kokulu
Yağ bağlamış göbekleri ağızları purolu
Giysileri markalı hesapları dolu
Washington’da Londra’da Tel Aviv’de
Yükselir hisseleri füzeleri ateşlendikçe

Bir çadır yanıyor içi insanlık dışı zülüm

Refah’talar
Bu dünyanın mazlumları
Elleri göğe açık ağızlar ekmeksiz
Ateş giyerler üşürken yürekleri
Bedenleri yanık cesetleri kefensiz
Biterken her şey başlar ülkeleri
İpekten değil hatıralardan örülür kefenleri
Zonguldak’ta kömürdendir dağlar
Cenin’de Han Yunus’ta insanlar

Refah bigünâh, Refah simsiyah
Refah'ta her bir âh!
Kahrı, zulmü yakıyor.
Öksüz dualarında Bismillah!

Bir çadır yanıyor içi cennet dışı cehennem

Bu seslerden ki azap aşinâ
Şimdi güzel yüzlü Yusuflar
Kuyusundalar şeytanın
Daha dün bir kavanoz bilyeydi hayalleri
şimdi üzerleri misket bombalarıyla örtülü
Ey yedi iklimde soluk alıp verenler
Niye açmıyorsunuz gözünüzü?
Gömlekleri külden diye mi
Yoksa yüzünüz mü yok
Bu yangına sürülecek

Refah bedbaht, Refah gümrah
Refah hisli bir penâh
Yeter asırlık uykulara
Refah bir parça intibâh

Bir çadır yanıyor içi direnenler dışı katiller

Direnin yiğitler direnin
Emek, vatan, namus uğruna
Dev gibi cesaretinizle
Yangından yangın gözlerinizle
İçinde 77 ateşin
Gazze denize açılır
Yaralara tuz basmak için
Yeminliyiz o gün gelecek elbet:
Nehirden denize özgür Filistin

Hak tanıktır hey kardaşlar!
Bir çadır yanıyor burcu burcu
Usul usul içi de dışı da özgürlük