Referandum -(TAMAMI)

Yerel seçimlerin öne alınmasına ilişkin Anayasa değişikliği teklifi ,TBMM Genel Kurulu’ndan referandum aralığında geçti.

Nedir referandum aralığı?

Referandum aralığı; Anayasamızın 175. Maddesinin 4. fıkrasına göre Anayasa değişikliklerinin, Meclis üye tam sayısının en az beşte üçü olan 330 kabul oyu ile veya üçte ikisi olan 367’den az oyla kabul edilmesi durumudur.

Eğer Anayasa değişikliği, bu 330-366 aralığında bir oyla kabul edilirse ve Anayasa değişikliği hakkındaki kanunu, Cumhurbaşkanı tekrar görüşülmek üzere Meclis’e iade etmezse, halk oyuna sunulmak üzere Resmi Gazete’de yayınlanır.

Daha açık bir anlatımla Anayasa değişikliği 330 ila 366 kabul oyları ile Meclis’ten geçmişse bu Anayasa değişikliğinin yürürlüğe girip girmeyeceğine, halk oylaması ile karar verilir.

Yerel Seçimlerin öne alınmasına ilişkin Kanun, TBMM’den geçmiş ama uygulanabilir hale gelebilmesi için, Cumhurbaşkanı bir daha görüşülmek üzere TBMM’ye iade etmediği takdirde, halk oylamasına katılanların yarısından bir fazlasının “evet” oyu vermesi gerekmektedir.

Anayasa değişikliği yapılmış ama yürürlüğe girip girmeyeceğine seçmenler karar verecektir.

Eğer halk oylamasında “Evet” oyu çıkarsa yasa yürürlüğe girecek ve yerel seçimler, 2013 yılının son Pazar günü olan 27 Ekim’de yani yapılması gereken süreden beş ay önce yapılacaktır.

Asıl önemli nokta

Muhalefet partilerinin seçimin erkene alınmasına bir itirazları olamaz, aksi “sandıktan kaçmak” gibi, demokrasilerde izahı ve savunulması mümkün olmayan bir durum ortaya çıkar. Ancak Geçici 20. Madde olarak getirilen bu değişikliğin birinci maddesinin ikinci fıkrasında “Seçim Kanunlarında yapılan değişiklikler, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanmaz” hükmünün, 27 Ekim’de yapılması düşünülen Yerel Yönetimler seçimlerinde uygulanmayacak olmasıdır.

Böylelikle AKP, bu Anayasa değişikliğini referanduma götürüp Aralık ayında yapılacak halk oylamasında kabul edilse de, bu tarihten bir yıl evvelinden yani 27 Ekim’den sonra da Yerel yönetimlerle ilgili her türlü yasa değişikliğini işine geldiği şekilde yapıp, 2013’te yapılacak yerel seçimlerde uygulayabilecektir.

Gerek seçimlerin öne alınmasına ilişkin birinci fıkra ve asıl önemli olan son bir yıl içinde yapılacak değişikliklerin uygulanması yasağını getiren 2. Fıkrası ayrı ayrı maddeler halinde getirilmeyerek bu hukuksuzluğa tepki verecek hukukun üstünlüğüne inan namuslu milletvekillerinin de hareket kabiliyetleri kısıtlanmış oldu.

Muhalefet partilerinin karşı çıkması gereken asıl önemli noktanın bu olması gerekirdi.

MHP de ortak oldu

Anayasa’nın 67. Maddesinin son fıkrasına 2001 yılında AB’ye uyum çerçevesinde yapılan bu değişiklik, her seçimden evvel siyasi iktidarların seçim kanunlarında işine gelen değişiklikleri yapmasını engellemek için getirilmiş bir düzenlemedir.

Hatırlanacağı üzere, merhum Turgut Özal’ın Başbakanlığı döneminde, bazı illerin birden fazla seçim bölgelerine ayrılması için, hem de Yüksek Seçim Kurulu Başkanı’nı makamına çağırarak, seçim bölgelerini kendince partisinin işine gelecek şekilde düzenlemişti.

İşte bu çirkinlikler yaşanmasın diye bu anayasa değişikliği, 2001’de “demokratikleşme” adına yapılmıştı.

Yani şimdi yapılan, “Anayasa’yı bir kere delmekten bir şey olmaz” mantığının tekrar hayata geçirilmesidir.

Maalesef bu, “anayasa delinmesi” işlemine, MHP de ortak olmaktadır.

Eğer MHP, bu değişiklik önergesine imzaları ile destek vermeseydi, AKP en azından hem yerel seçimleri öne alıp hem de bu değişikliği bir arada yapamazdı.

AKP, ABD ve AB’nin isteği olan otoriter tek parti hedefine, önünü arkasını okumaktan aciz böyle muhalefet partileri var oldukça çok rahat kavuşur.