Reina katliamcısı hakkında akla takılanlar

Reina katliamcısı başta İstanbul polisi olmak üzere emniyet teşkilatımızın çok yoğun ve özverili çalışması sonucu yakalandı. Uzun süredir duyduğum en güzel gelişmeydi belki de. Öylesine kötü gelişmeler oldu ki ardı ardına insanlar ne oluyor diye sormaya başladılar. Moraller de bozuluyordu. Polisimizin bu başarısı vatandaşlarımızın yüreğine su serpti. Polise olan güven artı. İnsanlarımız rahat bir nefes aldı. Bunun için polisimize teşekkür ve şükran borçluyuz.

Umarım bu başarı emniyette yeni güvenlik anlayışının bir sonucudur. Liyakatın esas alındığı, FETÖ unsurlarının temizlendiği, FETÖ tarafından bir kenara itilen yetenekli ve devletine sadık polislerimizin tekrar göreve getirildiği emniyet teşkilatı olayları olmadan önleyebilecek bir yapıya ve çalışma disiplinine ulaşacaktır. Bu konuda çok kısa zamanda büyük ilerlemeler beklediğimi ifade etmek istiyorum.

Katliamcı ile aklıma takılan bazı soruları sormak istiyorum. Tabii ki bu sorularım polisimizin bu konudaki büyük başarısını gölgelemeği ya da görmezden gelmemizi gerektirmiyor. Katliamcı ilk ifadesinde Bu eylemi Taksim’de yapmayı planladığını ancak Taksim’de alınan güvenlik tedbirlerini görünce bunu Rakka’ya bildirdiğini, Reina’ya eylem yapmak için talimat aldığını ifade ettiğini ve Reina’ya yöneldiğini belirmiştir. Reina katliamının hazırlık yapmadan ve bir anda verilen kararla yapıldığını sanmıyorum. Çünkü böyle bir katliam için oldukça önceden keşif dahil hazırlıklar yapmak gerektiğini bilmemiz gerekiyor. Teröristin bir yıl önce Türkiye’ye geldiği dikkate alınırsa belli bir maksatla ve istenilen zamanda eylem yapmak için gönderildiği ve oldukça kapsamlı hazırlıklar yaptığını söyleyebiliriz.

Katliamcının 17 gün boyunca İstanbul’dan çıkmaması ve yakalandığında çatışmaya girmemesi ve bir ifadeye göre “beni öldürmeyin” diye söylemesi de dikkate alınması gereken bir başka husus. Ya terörist canlı yakalanma konusunda talimat aldı ve İstanbul’dan ayrılmadı. Amaç vereceği ifade ile güvenlik güçlerini yönlendirmek olabilir. Ölümden korkuyor olabilir veya terör örgütünün kendini öldürecek canlı bomba bulmakta zorlandığı anlamı çıkabilir. Veya terör örgütünün eylem tarzını ve eylemlerin hedefini değiştirdiği şeklinde de bir sonuca varılabilir.

Anlatıldığı kadar eğitimli ve özel yetiştirilmiş biri ise bu terörist, bundan sonraki terör eylemlerinin tek başına karar verebilen, çok yetenekli ve tecrübeli teröristler tarafından yapılacağı anlamına gelir. Yani Türkiye’ye bu şekilde çok sayıda teröristin gönderildiği ve eyleme hazır çok sayıda teröristin ülkemizde olduğu, her an için bu ve buna benzer terörist eylemlerin yapılabileceği sonucu çıkabilir. Bu konu Türkiye’ye yönelik bir baskı ya da tehdit olarak kullanılabilir.

Teröristin yakalandığı evde çıkan 197 bin dolar kadar paranın durumu da açıklığa kavuşturulmalıdır. Para oradan mı çıkmıştır ya da başka bir yerden mi gelmiştir? Kim veya kimlere aittir. Bu kadar büyük bir miktarın amacı nedir? Bu konunun da incelenmesi gerekir.

Bunlar hemen aklıma takılanlar. Eylemin arkasında kim vardır, anlaşılmasın diye konu çok karmaşık bir hale getirilmek istenmiş olabilir. Bunun da incelenmesinde yarar bulunmaktadır. Kapsamlı bir analiz sorularımızın çok büyük kısmına cevap verebilir ve terörle mücadelede Türkiye’nin önceden tedbir almasına imkan verir.