Reisi'nin ölümü sarsar ama yıkmaz

“Hayatın birçok gerçeği vardır ama ölüm mutlak gerçekliktir. Ölüm, şah damarınızdan daha yakındır. Sebepler farklıdır ama ölüm birdir. Ve nefes alan her canlı ölümü tadacaktır.” İran halkına taziyelerimizi sunarız.

Bir devlet başkanı ve refakat eden yüksek dereceden ricali devletlinin kazaen veya hastalık sonucu vefatı, suikast sonucu öldürülmesi birçok ülkede sistemi alt üst edebilir. Müesses nizam bir şahıs ve dar bir zümrenin tekelinde ise, devleti ayakta tutan temel kolonlar bir şahıs veya hanedanlığın omuzlarına itimat ediyorsa, o şahsın vefatı veya kolonların düşmesi sonucunda o devletin çökmesi bile kabildir. Dış devletlerin müdahalesi veya iktidara talip mahalli güçlerin sırtını yaslayacağı bir muktedir müstevlinin yardımıyla bir veya daha fazla erkler (devletçikler) türeyebilir. Ülke anında silah ve maddi destekle teçhiz edilecek olan etnik, mezhep veya mafya grupların etkisi altına girebilir. Ülke birçok parçaya taksim edilebilir.

Bunun örneklerine Irak, Libya, Sudan ve benzeri ülkelerde şahit olduk. Suriye’de müesses nizamın ayakta kalabilmesi sadece Allah’ın hesabının en yüksek ve ne muktedir hesap olduğu için veya bir mucize eseri olduğundan değildir. Sadece İran, Lübnan Hizbullah’ı, Çin, Rusya veya Suriye’nin dostu benzer devletlerin sahaya müdahil olması da değildir. Şüphesiz ki, uluslararası bir saldırı, savaş, işgal ve taksime maruz edilen Suriye’nin bu unsurlar sayesinde ayakta kalmaya ve varlığını devam ettirmeye imkân buldu. Ancak müesses nizamın, ordu-millet birliğinin, köklü bir medeniyet tarihinin, iktidardaki Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran CHP tarihine benzer bir geçmişe sahip Yeniden Diriliş Arabi Sosyalist (BAAS) Partisinin kurumsallaşmış mahalli ve birçok Arabi ülkesinde etkin olan kimliği sayesinde olmuştur.

HATADAN DERS ALMAK

Demokrasi oyununu Suriye’den iki tık daha mahir oynayabilen ve İran tipi demokrasiyi, ABD-Batı ülkeleri misali, milli güvenlik, milli savunma, milli kültür ve milli menfaatleri için iyi kullanabilen İran ise, yönetimdeki ricali devletlilerin veya Din mürşidinin kazaen vefatı veya öldürülmesiyle sarsılır ancak müesses nizam kısa bir zaman içinde toparlanır ve yoluna devam eder. Bu söylediklerimize en bariz gösterge, İran’ın etkin olduğu Irak, Suriye ve Lübnan’da birçok üst düzey askeri komutanlarının ve nükleer sahada yetkili bilim adamlarının öldürülmesi hadiseleridir. Bu ölümler Tahran’ı sarsar ama yıkmaz. Sizi yıkmayan hadiseler ise iki seçenek sunar; Ya hatalardan, eksikliklerden, güvenlik zafiyetinden ibret alır daha zinde olursunuz ya da ders almaz sürekli kayıp verir kan kaybından tükenir veya ölürsünüz.

KOMPLO TEORİLERİ

Ancak konu İran olduğunda komplo teorilerinin revaçta olması anlaşılabilir bir husustur. “Bildiklerimi anlatırsam yer yerinden oynar’’ retoriğine uygun değerlendirmelere de muhatap olabilirsiniz. “Her şeye kadir ve eli her yere uzanan İsrail” parmağını arayanlar da olacaktır. İçteki hesaplara ve çatışmalara da atıfta bulunacaklardır. ABD’nin ambargosunun etkilerine yatırım yapanlar da olacaktır. Muhafazakârlar ile daha muhafazakâr olanlar, Batı yanlısı ılımlı güvercinlerle, savaş yanlısı şahinler arasındaki kavgaya kurban gitti yorumları da havada uçuşacaktır. İsrailli bazı yetkililerin, “İran istikrarsız bir sürece girecektir” açıklamalarından, “İran eski tas eski hamam misali yoluna devam edecektir” ilanlarına birçok derin analizler top oynayacaktır. Ama ve lakin ve aksi ispatlanıncaya kadar, şu ana kadar ortaya konulan somut veriler ve muteber uzmanların analizleri; Bölgenin dağlık koşulları, yoğun sis, şiddetli yağmur ve sulak kar yağışı sebebiyle ölümlerin elim bir kaza neticesinde hâsıl olduğu yönündedir.

BİT YENİĞİ ARAMAK

Helikopter kazası doğal sebeplerle hasıl olmuş olabilir. Ancak bizim gibi ülkelerde eceliyle dahi ölse arkasında bir bit yeniği aranır. Şüphe, vesvese, haklı veya haksız her zerremize hâkim.

Ama ve lakin, dış tehdit ve unsurları da es geçmeden evvela düşmanı, zaafiyeti, ihaneti, Brütüs’ü içimizde arayalım. Dış tehdit, tehlike, suikast, kumpas ve şantajlar içeriden destek ve işbirlikçi bulmazsa başarılı olamaz. Kazalar olur. Uçan her makine arza yapar. Bölge dağlık, sık ormanlık, yoğun sis var ve hava karlı. Bu şartlar önceden neden nazari dikkate alınmadı. Hava koşulları iyileşinceye kadar neden beklenmedi. Karayolu neden tercih edilmedi. Devlet erkânının anahtar şahsiyetleri neden aynı uçakta. Uçan araçların rutin bakımı yapıldı mı? Allaha tevekkül kültürü, hâkim zihniyetin aksine, disiplin kültüründe keyfi davranışlar veya sorumluk eksikliği kabul etmez. İran, kendi ülkesinde, Irak ve Suriye'de çok önemli generaller, komutanlar ve bilim adamları kaybetti. Bu operasyonlar sadece düşmanın gücüne delalet değildir. İç cephenin ve güvenlik şebekesinin zaafiyet ve belki de hıyanet içinde olduğunun da göstergesidir.

Not: Önümüzdeki yazıda Batı’nın ari (İran) ırkı yalanları ile devam edeceğiz.