Rona Aybay’ın önemli kitabı
Prof. Dr. Rona Aybay 1955 yılında İstanbul Hukuk Fakültesine birlikte kaydolduğumuz ve 1959 yılında mezun olduğumuz değerli, kadim bir dost. Mezuniyetten sonra Rona Aybay akademisyenliği seçti ve çok başarılı ama o kadar da zorlu görevler üstlendi. Ben ise işçi ve sendika sorunlarına adanmış avukatlık yolunu seçtim. Rona hoca su katılmamış bir Kemalist olarak, inançlarından ödün vermeden Atatürk devrimlerini savunan kimliği ile bilimin gereğini yaparak insan hakları, sol, Rober Owen gibi emeğin aydınları konusunda içeriği zengin ve doyurucu çalışmaları ile toplumun önde gelen aydınlarından biri oldu. Bunun ödülünü kendisine YÖK, 12 Eylül sonrasında 1402 sayılı yasaya dayanarak üniversiteden uzaklaştırarak verdi ama Rona Hoca Ankara’da yargıçlar olduğunu kanıtlayarak 7 sene sonra çok sevdiği bilim dünyasına, üniversitesine geri dönmeyi başardı. Mezuniyetimizden 56 yıl sonra Rona hoca ile yollarımız, ikimizin de KKTC’de ders vermesi nedeni ile yeniden kesişti. Rona Aybay’ın Bilgi Üniversitesi yayınlarından çıkan İnsan Hakları Evrensel Bildirisi ve Türkiye (1945-1948) kitabı Türkiye’de insan haklarının gelişmesine ve çok partili siyasal yaşama ilişkin ayrıntılı ve şaşırtıcı bilgilerle dolu.
SOLA KAPALI DEMOKRASİMİZİN KÖKLERİ
Türkiye 15.8.1945’te TBMM tarafından onaylanan BM Antlaşması nedeni ile çok partili yaşama girmek zorunda kalmıştı. Bu onay ile ülkemizde sola kapalı, sınırlı demokratikleşme dönemi başlamıştır. 7 Ocak 1946’da kurulan Demokrat Parti’nin (DP) katılımı ile yapılan 1946 genel seçimleri sola kapalı çok partili bir düzenin ilk işaret fişeği oldu. CHP’nin bu dönemde sol görüşlü herkesi komünist olarak tanımlaması, bunu da vatan hainliği ile özdeşleştirme çabaları başarılı oldu. Bu oluşumda Türkiye’nin Nazi Almanya ile imzaladığı Dostluk Antlaşmasının payı, Stalin’in bu nedenle Türkiye’ye olumsuz bakışı kitapta ayrıntılı ve belgeli olarak çok güzel anlatılmaktadır. Sola sıcak bakmayan İnönü’nün, Rusya’nın Kars ve Ardahan’ı ilhak istemini ustaca kullanması ile sol düşünceye kapalı Türkiye, başta ABD olmak üzere batı ülkeleri ile yakınlaşma sürecine girmiştir.
CHP SOLA KAPALI OLMAYA DEVAM EDİYOR
DP’nin 1950 iktidarı ve sonraki yıllar Atatürk devrimlerine karşı duruşun, irticanın ve dinci siyasetin yeniden filizlendiği yıllar olmuştur. 27 Mayıs’ın göreceli aydınlığı, 1961 Anayasası, koalisyon hükümetleri, irticanın ve dinci siyasetin ateşini söndürememiş; Amerikan modeli, her mahallede milyoner yetiştirme hevesleri, partiler üstü sendikacılık anlayışı solun kolunu kanadını iyice kırmıştır. Siyasette TİP’in başarılı örneği, Doğan Avcıoğlu’nun YÖN dergisi harlı bir ateş yaratamamış, Ecevit’in 1970’lerde başlattığı ‘Ortanın Solu’ siyasal eylemi CHP’yi bir süre umut yaptıysa da CHP içindeki gericilerin bu hareketi boğması gecikmemiştir.
BU KİTABI MUTLAKA OKUYUN
Rona Aybay’ın kitabı günümüzde yaşanan sosyal ve siyasal olaylara da ışık tutuyor. CHP’nin, soldan korkan İnönü sendromundan kendini neden kurtaramadığının ipuçlarını bu kitapta bulacaksınız. Giderek, AKP’nin anti Kemalist, gerici, kirli siyasetinin en büyük sorumlusunun CHP olduğu sonucuna varmanız kolay olacak. Bu konuya eski CHP Adıyaman Milletvekili Celal Topkan’ın yazdığı kitapla haftaya devam edeceğiz.
Rona Aybay’a bu güzel ve önemli kitabı için teşekkür ediyor ve insan haklarının karartıldığı bu günlerden aydınlığa nasıl çıkılacağının yol haritasını çizecek yeni çalışmalar bekliyoruz.