Rus ruleti...
Siz bugüne kadar termik ya da hidroelektrik santrallerde üretilen elektrikle ilgili bir reklam yayınlandığını gördünüz mü?
Ya da “Rüzgar gülü, güldürür yüzünüzü” diye bir şey?
Ben hatırlamıyorum.
Ama bu gözler; “nükleer enerji” reklamı gördü...
***
Biliyorsunuz; Almanya başta olmak üzere bütün ülkeler şu “nükleer” denilen beladan kurtulmaya çalışıyorlar...
Öyle bir bela ki; yok edilemiyor.
Evet; verdiği enerji, ekonomiye katkısı falan muhteşem!
Enerji içeceği gibi yani!
Ama sonrası...
“Allah korusun...”
***
Avrupa’daki birçok ülkenin onar on beşer nükleer santrali var... Gidin sorun; hangisi memnun bu durumdan?
Hiçbiri!
Çünkü hepsi, barutun üzerinde oturur gibiler...
Ne zaman sızacağı, patlayacağı, başlarına bela olacağı belli değil çünkü...
Sızması, patlaması ise... En azından yüz binlerce can!
Bu yüzden korkuyor siyasi iktidarlar; bu yüzden kurtulmaya çalışıyorlar bu canavardan!
***
Biz ise tam tersini yapıyoruz:
Fakirliğimiz sayesinde uzak durmayı başardığımız bu belaya şimdi balıklama dalıyoruz...
Neden? Zengin mi olduk?
Hayır; aklımızı yitirdik, bilincimizi yitirdik; kendimizde değiliz; nedeni bu...
Mersin’in Gülnar ilçesinde Rusya tarafından yapılması planlanan Akkuyu Nükleer Santralı için geriye sayım başladı...
Şimdi her gece kim olduklarını bilmediğimiz birilerinin hazırlatıp yayınlattığı reklamla bize “nükleer enerji”nin ne kadar iyi bir şey olduğu anlatılıyor...
İyi de; madem nükleer bu kadar iyi, o zaman reklamı yayınlatan neden imzasını koymuyor metnin altına...
Sahi; kim veriyor bu reklamı?
Başbakanlık mı?
Enerji Bakanlığı mı?
İnşaatı yapacak Rus firması mı?
***
Rus firması dedim ya... Yazmasam olmaz.
Dünyada “nükleer” ve “Rus” sözcükleri kadar yan yana gelmesi sakıncalı iki sözcük daha olamaz.
Nedenini merak ediyorsanız...
“Çernobil” desem bir anlamı olur mu?
***
Biz; bizim de başımıza bela olan ve binlerce insanımızın ölmesine yol açan Çernobil’i biliyoruz ama Rusya’nın nükleerdeki tek sabıkası değil ki o... Bize yansıyan, yansımayan irili ufaklı onlarca kazaya, onlarca belaya yol açmış Rusya...
Şimdi biz, yıllar sonra nükleer santral yaptırıyoruz...
Üstelik bunu, Ruslara yaptırıyoruz!
Tam Rus ruleti yani!
HUBER! (134)
Abdullah isminin anlamını hiç merak ettiniz mi?
“Allah’ın kulu” demekmiş... Aynı zamanda Hazreti Muhammed’in babasının ismiymiş... Bizim Abdullah Bey de elbette bilir bunu... Ona bu ismi koyan babası da bilir.
İyi de “Allah’ın kulluğu”nu oğluna isim olarak koyan dindar bir baba, oğlunun devletin bir mülkünü işgal etmesinden hiç mi rahatsız olmaz?
Benim babam yaşasaydı ve ben böyle bir şey yapsaydım; herhalde on kez evlatlıktan reddedilirdim!
Oysa Huber’i işgal eden “Allah’ın kulu” benden şanslı... Baksanıza onun babası bu konuda en küçük bir tepki göstermiyor !
***
İnanan, dini bütün bir Müslüman için Allah’ın adını, kendi isminde taşımak büyük bir onurdur. Ama insan; adının hakkını vermeyi de bilmeli be kardeşim!
GÜNÜN SORUSU
HDP’nin yaptırdığı ankete göre asla bu partiye oy vermeyeceğini söyleyenlerin oranı yüzde 85’ten yüzde 15’e inmiş... Sorum bu anketi piyasaya sürenlere:
Son anket, genel merkez binanızda mı yapıldı?
OLMADI HAKİM BEY!
Yargıtay’ın yeni yönetiminin ilk icraatlarından biri Türk Hava Yolları (THY) ile anlaşma yapmak olmuş... THY bu anlaşmadan sonra Yargıtay üyelerine milletvekilleri gibi uçak yolculuklarında özel indirim yapmaya ve ayrıcalık tanımaya başlamış...
Yargıtay yetkilileri bu durumu savunurken, “Anayasa Mahkemesi de benzer indirimden yararlanıyor. Bizim üyelerimiz yönünden de böyle bir çalışmamız oldu. Aynı uygulamadan faydalanacaklar” açıklaması yapmışlar...
***
Olmaz sayın hakimler...
Hani sınıfsız, zümresiz bir toplumuz (!) ya; bu yüzden olmaz!
Yarı resmi de olsa THY gibi bir kurum özel bir gruba “ayrıcalık” tanıyorsa, buna önce siz karşı çıkmalısınız.
“Ona yapılıyor ben neden mahrum kalayım” yaklaşımı “adalete” yakışmaz.
Mensuplarınızın uçak bileti alacak gücü yoksa bunu Adalet Bakanlığı’na bildirirsiniz; sizin her türlü masrafınızı bu kurum karşılar.
Ama siz “indirimli bilet”, “uçaklarda ön sıra” gibi ayrıcalıkların peşine düşer ve bunun bizzat takipçisi olursanız; ileride bir gün o kurumun bir yöneticisi ile ilgili herhangi bir dosyada vereceğiniz karara güvenmemizi bekleyemezsiniz!
Daha açık yazayım:
THY’den kopardığınız ayrıcalıklardan sonra kimse, THY’nin yöneticileri hakkında lehte vereceğiniz bir kararın adilliğine inanmaz.
***
Sizin isminiz Yargıtay ve Adalet Bakanlığı dışında hiçbir kurum ile birlikte anılmamalı sayın yargıçlar...
Asanız, Yunus’unki kadar düz olmalı...
Üç kuruşluk indirim ya da beş para etmez “koltuk itibarı” yüzünden, adalete hayatlarını vermiş üyelerinizin karalanmalarına yol açmayın.
Bu girişiminiz için halktan özür dileyin ve aldığınız ayrıcalıkların tümünü iade edin.
Ondan sonra da eğer yaptığınız iş için çok gerekliyse; devlet, bizden biraz daha fazla vergi kesip size özel uçaklar alsın... Emin olun; bu, canımızı daha az yakar!
GÜNÜN İSYANI
Ford firması, hatalı kapı kolu, vakum pompası ve sensor üretimi nedeniyle Kuzey Amerika’da sattığı 220 bin otomobili geri çağırmış... İsyanım ortaya:
Birileri de bizim piyasada bolca bulunan hatalı ampulleri toplatsa ya...