Şairin görüş zaviyesi

Temel, arabasıyla otobana ters girer. Çok geçmeden, aracın radyosunda müzik kesilir, bir anons: “Dikkat! Dikkat! 67. Otobanda bir araç ters yönde gitmektedir.” Temel, karşıdan gelen araçlara bakıp bakıp, “Hangi biri! Hangi biri! Hepsi ters geleyi!” der.
Bu kısa fıkra bugün yaşadığımız değerler, anlayışlar, bakışlar karşıtlığını çok iyi özetliyor. Eğer siz yola Saray Savaşı tabelasına bakıp çıktıysanız, karşıdan gelenler size göre ters yönden gelmektedir. Buna şartlanırsınız:
Vatan Savaşı yönündekiler kafayı yemiştir! Siz akıl danesiniz!
Program, ters program
Saray Savaşı ile Vatan Savaşı anlayışları iki ayrı programı anlatmaktadır.
Vatan Savaşı yönünde gidenler önüne doğru programı koymuştur: Vatanın bütünlüğü, PKK’nın temizlenmesi, üretim ekonomisi, komşularla işbirliği, Asya birliği, Avrasya öncülüğü vb.
Saray Savaşı yönünden gidenlerin ters programında ise: ABD, NATO, PKK, FETÖ ile yan yana düşmek pahasına Tayyip Erdoğan düşmanlığı, Orduya muhalefet, Yükselen Asya düşmanlığı var.
Şairin sorumluluğu
Şair toplum karşısında siyasetçiden daha sorumludur. Çünkü siyasetçinin ürettiği siyasette hataya düşmesi, sonra bunu düzeltmesi olağan karşılanır. Bir şaire siyaset ortamında hata yapmak pahalıya patlar. Çünkü hatası şiirine sıçrayabilir.
Bu tehlikeden sakınmak için her şeyden önce, şairin algılayış biçimi, olguları anlayışı, yaşananlar karşısında kendi görüşünü ortaya koyuşu, bakış açısı, yani görüş zaviyesi sağlam olmalıdır. Bu sağlamlığın ölçüsü onun vicdanının, bilincinin, yüreğinin, bilgeliğini, dikkatinin ürünü olarak değer bulacaktır.
Şairde göz kamaşması
Yok eğer şair, benliği kabarıp bilinç kapanmasına bağlı olarak bir göz kamaşmasına tutulursa, otobana Temel gibi ters yönden girecek ve mutlaka bir yere toslayacaktır. Bu yer, örneğin Vatan Savaşı kayası olabilir.
Şair olayları doğru gözlemleyebilmek için gözünü dört açmalıdır. Yok eğer gözü karardı, herhangi bir nedenden ötürü görüşü perdelendiyse, örneğin HDP üst kavşağından döndüğü anda kendini PKK alt geçidinde bulabilir.
Şairin ileri görüşü, yani görüş mesafesi siyasetçinin görüş mesafesinin çok önündedir. Aynı zamanda şairin dikiz aynası, yani geçmişi yansıtan aynası sık sık silinmeli, kaymışsa düzeltilmelidir. Aksi taktirde görüş zaviyesi, zafiyete dönüşür ve “son tahlilde” (Yavuz Aloğan’ın kulakları çınlasın), örneğin kendini, Foreign Policy kapak yıldızı Meral Akşener ile yan yana ABD bayrağında dalgalanırken bulabilir! Anons: “Dikkat! Dikkat! Ters yön!”
Ben şairim diyorsan
Ben şairim diyorsan, kefen gömlek giysene,
Dikenli gömlek, gülün akça teni yırtması.
Tenindedir definin, günün dört kez batması,
Ben şairim diyorsan, seli tende boğsana.
***
Geldi sözün sırası, yandı cevher çırası,
Yaktın da yanmaz oldu, iki güneş sağsana.
Yüreğini yedirip sırra yetmek istersen,
Ben şairim diyorsan, Nazımca dayansana.
***
Gün erişti geçiyor, söz gümüşü paslandı,
Sükut postu altında ölüce yatmadasın.
Yunus’tan Karaca’dan azıcık ünün aldıysan,
Ben şairim diyorsan, çığlıkları duysana.
***
Sarıca çiçeğe gök, gönül yolu süsüdür,
Ben şairim diyorsan, dert onun büyüsüdür.
Dillerin tutulmasın dut yemiş bülbül gibi,
Uçurumu geçerken gönül gözün açsana.
***
Hecede, bilmecede kül bırakmayan koca,
Kalıcıyım diyorsan bu aymazlık nicedir?
Kaldırdılar yarini sen dağa bakıcısın,
Kıydın yurda kıyımca, bu nasıl şaircedir?
***
Yağsa dolu taneler baktığın dağ eğrilir,
Her biri bir gülledir basar ağırlığınca,
Gökten inen tanenin tozunda tonla kudret,
Ben şairim diyorsan, yükün göğe assana.
***
Sayrı mısın sağca mı, kapın dokuz kilitli,
Pencere kırığında dolunay kesilmesi.
Ben şairim diyorsan boşalıp da dolsana,
Avucunun içinden bir halkın su içmesi.
***
Anadolu kayası gönüller kaynaması,
Şirin ile Zin’imden bir habercik sorsana.
Kucaklaşan yiğidin kutludur türkücesi,
Birliktir gerekçesi, bire direk olsana.
***
On sekiz bin alemi sağdan sola çeviren,
İsyan sokağa iner, kişi celladını yer,
Çürümüş katlar çöker, yuvarlanır küreler.
Ben şairim diyorsan, fırtına üflesene!