Şam’la birlikte ABD-İsrail planını bozalım
Türkiye’de sokaklar…
Bir yerden düğmeye basılmış gibi hareketlendi.
Önce Kayseri’de yaşananlar…
Arkasından diğer iller…
Konya, Kilis, Hatay, Antalya, Şanlıurfa, …
Suriyeli sığınmacılar hedef alınıyor.
“Ne mutlu Türküm diyene” sloganı atılıyor.
Ne alakası var.
Bu işin arkasındakiler konunun uzmanı…
Toplumdaki hassasiyetleri kullanıyorlar
Yabancı düşmanlığını kışkırtıyorlar.
BİR AYAK DA SURİYE’DE
Sadece Türkiye’de değil.
Bir ayak da Suriye’de…
Türkiye’nin etkin olduğu bölgelerde.
Türkiye’ye karşı protestolar başladı.
Türk Bayrağını yırtıyorlar, yakıyorlar.
Türk TIR’larını kurşunluyorlar.
Aynı merkezden yönetildikleri çok açık.
ZAMANLAMA
Olayların zamanlaması manidar.
İsterseniz gelişmelere bakalım…
Önce Beşar Esad’ın mesajı.
Özetle şöyle:
“…Suriye, ülkenin tüm toprakları üzerindeki egemenliği ile terör ve terör örgütleriyle mücadeleyi temel alan, Suriye-Türkiye ilişkilerine yönelik tüm girişimlere açıktır.”
Arkasından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklaması.
O da olumlu yaklaştı, şunları söyledi:
“…Suriye'nin iç işlerine karışmak gibi bir derdimiz, bir hedefimiz asla olamaz… Geçmişte Suriye'yle ilişkilerimizi çok çok canlı tuttuk. Ailece görüşmelere varıncaya kadar Sayın Esed'le biz bu görüşmeleri yaptık. Yarın olmaz diye bir şey kesinlikle mümkün değil, yine olur.”
ŞANGAY İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ (ŞİÖ)
Bugün Astana’da ŞİÖ liderler zirvesi var.
Dünyadaki son gelişmeler ele alınacak.
Erdoğan da katılıyor.
Putin’le de görüşme yapacak.
KİM RAHATSIZ OLDU?
Bütün bu gelişmeler önemli.
Peki bundan kim rahatsız oldu?
Sokakta kimi çevirip sorsanız bilir:
En başta ABD ve İsrail.
Bir de bunların kuyruğuna takılanlar.
Birkaç gündür yaşanan kışkırtmalar…
Bunların rolü olabilir mi?
Hiç şüpheniz olmasın.
ZAMANINDA UYARMIŞTIK
Türkiye olarak 2011’de hata yaptık.
Faturası ağır oldu, olmaya da devam ediyor.
Askeri deyimle söylersek…
Yığınakta yaptığımız hatanın bedelini ödüyoruz.
“Zararın neresinden dönsek kâr” dedik.
Bir an önce Şam’la doğrudan temas istedik.
Gecikmenin pahalıya patlayacağını söyledik.
Ama ikna edemedik.
Keşke yanılsaydık.
OYUNU BOZALIM
Birileri Türkiye üzerine hesap yapıyor.
Ekonomik kriz, arkasından iç kargaşa…
Birkaç kez denediler, başaramadılar.
Şimdi tekrar sahadalar.
Bahaneleri Suriyeli sığınmacılar…
Resmen ülkemizi tehdit ediyorlar.
Bu oyunu bozmamız şart.
HADİ ARTIK
Yapacağımız iş çok basit.
Bizim için hiçbir maliyeti de yok.
Şam’la masaya oturalım.
Bölge ülkeleriyle işbirliği yapalım.
Önümüzdeki süreci birlikte yönetelim.
Suriye’nin doğusunu terörden temizleyelim.
Yabancıları evine gönderelim.
Suriyeli sığınmacıların geleceğini garantiye alalım.
Gönüllü olarak ülkelerine dönmelerini sağlayalım.
ABD-İsrail planlarını bertaraf edelim.
AMERİKANCILARI DİNLEMEYELİM
Şimdi hemen birileri çıkacak…
Esad’ı karalamaya çalışacak.
“Türk askerinin çekilmesini istiyor.
Bunu kabul edemeyiz” diyecektir.
Birincisi bu bilgi doğru değil.
İstenen sadece dünya kamuoyuna taahhüt.
İktidar içindeki Amerikancılar…
Hemen provokasyonlara başlayacaklardır.
Onları dinlemeyelim.
Türkiye’nin çıkarlarını esas alalım.
Başka hatalara tahammülümüz yok.