Sapı ortasından tutulan kılıç

SİLİVRİ - HASDAL KITALARI
83. Kıta: Sapı ortasından tutulan kılıçİhanet makamınca hiç iyi halleri yoktu.Şüpheli sıfatı onlar için şüphesizdir, denildi.Aynı adla çağrıldılar Beşiktaş Terör Merkezi’ne.Kuşkunuz olmasın, her düşman Azrail’ini bilir, Yedi düvelin kablo uçları bağlanmış içten, Ele geçirilen hayat merkezinin santral girişine.Asimetrik psikolojik harekata kaç kat direnç?Karargahlara bomba gibi düşüyor haber: Kırıldı Atlantik ucu, sapı ortadan tutulan kılıcın. 84. Kıta: İnsan bitip teslim olacakkenBizim cihana bakışımızda farklı bir yan var,Nasıl anlatsam, metafiziksel, destansal, ebedi.Demiri düşünceyle eğmek meselesi değil,Fakat demir kargıyı ruhunda eritme kudreti.İşte, dedi Bilge, zannederim böyle bir şeydir,Sönmeye bırakılmış ocağı iyi harladık. Hani insan bitip teslim olacakken tam,Nasıl anlatsam, bir şey içip çıkar ya yataktan,Kılıç kuşanıp ırmak boyunda gezmek ister.85. Kıta: Kurdun yol tutması gibiPeki, şimdi nereden başlayacağız, geç vakitte?Hani, Beethoven dinlerken türkü söyleyen:Sabır ve tahammül, azim ve kahramanlık!Demek istediğim, içsel bir güç seni dik tutar,Böyle söylüyor Bilge, zannederim, diyor.Karayel nasıl unutmazsa geçtiği vadileri,Ankara’nın taşına yaslayıp aynı huşu anında,Başını arkaya atıp bir yandan hu çeken ki, İz süren kurdun yol tutması gibi işe koyulduk.86. Kıta: Parçalattık akıl teknemiziEkonomik zincir, siyasal pranga bilek kesiyor,İflah olmaz, diyor arkadaşına, sittin sene bu millet.Şurası açık ki, bir ülkenin askerleri sorumludur,Belki en çok, çünkü savaşacaksak kimin çıkarına?Savaş oyununda ileri sürülen piyon kimdir,Mesleğimizi hangi saldırıda koyacağız ortaya? Bana Kore deme, 59 yerden mermi yiyorum birden:O gece Anadolu’nun bütün ekinleri ateşe verildi,Parçalattık akıl teknemizi Atlantik sularında.

KISSACA: “Silahla oyun olmaz!” Bu söz, silahı iyi tanıyanların bilgece yaşam deneyimlerini yansıtır. Karadenizli bir ailenin oğlu olarak, Trabzon halkının hayat anlayışı içinde geçti çocukluğum. Silah kültürü çok yüksek bu insanlar, yine silah yüzünden (benim ailem dahil) büyük acılar çekmiştir. “Silahla oyun olmaz,” bu sadece “şeytan doldurur”un da ötesinde, “şeytan dolduruşa getirir” anlamını da taşır. Kardeşinizi, arkadaşınızı, komşunuzu ya da bizzat kendinizi vurursunuz. AKP hükümeti dünyanın şeytanı ABD’nin dolduruşuna geldi ve silahla “oyun” oynadı. Benim söyleyeceğim şudur: Siyasetçi söylediği sözü geri alır, evirir çevirir, savaşçı attığı mermiyi geri alamaz. Siyaset oynak zemine kayabilir, savaş hep sağlam zeminde yapılır. O nedenle Türk milleti, kendi malı olan silahın sorumluluğunu TSK’ya vermiştir. Ordu bu sorumluluğunu aklında, yüreğinde ve derin bilincinde vesika gibi taşımalıdır. Gerçek silah taşıma tekel ruhsatı budur.