Savaş oyunları (TAMAMI)

Günümüz global dünyasının savaş oyunları değişti. Biz farkına varmadan birileri ülkemizde halkın nasıl yıldırılacağının, ordumuzun nasıl sindirileceğinin yolunun adını “Savaş oyunları” koymuşlar.
Hürriyet ve Aydınlık sonunda bu oyunu bozdu ve işte şimdi aynı oyunlardan ötürü Silivri’de yatan subaylarımızın nasıl bir “Savaş oyununun kurbanı” olduklarını anlayabildik. Bakın Aydınlık bu bomba davasının ipini nasıl çekmiş. Şimdi iş; adaletin ipi nasıl yakalayacağına bağlı. Önce habere bakalım sonra diyeceğimizi diyelim:
“27 Haziran 2012 günü 3 önemli ABD düşünce kuruluşu bir araya gelerek bir ‘Savaş Oyunu’ oynadı.
Oyunun amacı: Türkiye’yi tek başına Suriye’ye müdahaleye zorlamak. Senaryoya göre, Amerika ve Suudi Arabistan her türlü yolu deneyerek Türkiye’yi Suriye’ye müdahaleye ikna etmeye çalıştı. Bunun için şehit sayısı ve mülteci sayısı arttırıldı. Türkiye müdahale etmeye pek istekli olmadı.
Bunun üzerine, Gaziantep ve Kahramanmaraş gibi bölgelerde bombalar patlatılması planlandı.
Bombalar patlatıldı. Suriye’nin sorumlu olduğuna inandırılan Türkiye, tek başına, Suriye’yi kısmen işgal etti. Esad rejimi düştü, Suudi Arabistan bundan çok memnun oldu.
Bunun bir ‘senaryo’ olmadığı, bir ‘planlama toplantısı’ olduğu apaçık ortaya çıkmıştır. Çünkü:
1- Gaziantep veya Kahramanmaraş’ta patlatılması planlanan bomba, Gaziantep’te patlamıştır.
2- Amerikancı medya ve AKP Hükümeti yetkilileri, sorumlu olarak Suriye’yi göstermeye başlamıştır. ‘Muhalefet’ partileri de Suriye’yi suçlayan açıklamaları ile bu oyuna katılmıştır. Bombanın Amerika tarafından Türkiye’yi Suriye üzerine sürmek için patlatıldığı Hürriyet’in bu haberi ile tabak gibi ortaya çıktı. Ancak en önemli nokta halen belirsiz: Senaryoda öngörüldüğü gibi Türk Ordusu’nu ikna edebilecekler mi?” (Hürriyet ve Aydınlık)
Haberi derleyen Aydınlık muhabirini kutlayalım ve düşünelim: Sayın Enis Berberoğlu bu haberi neden böyle kullandı. Niçin aklına hiç ama hiç Silivri’de yatan birçok subayın kurgulayıcısı ABD’li uzmanlar olan bomba davasının bu açıklamayla birden çökeceğini düşünemedi? 2 Savaş Oyunu birisi son Gaziantep bombalamasıyla kanıtlanıyor, Silivri’deki bombalama savı uydurmalığı ortaya çıkan kasetlerle sabit. Ne yapılmalı? Aynı usulle imal edilen biri hedefe ulaşmış, diğerinin plandan öte hiçbir kıymeti harbiyesi yok. Çetin Doğan Paşa’ya ve arkadaşlarına, eşlerine haksızlık olmuyor mu?
İşin aslı ne?
Bir ülkenin şanlı ordusu nasıl 2008’den bu yana budana budana felç edilmişse, Bayan Clinton nasıl oluyor da o orduyu zarif elleri yanmasın diye Suriye ateşinin içine sürüyor?
Büyük işadamı Roccofeller’in ABD başkanlarına yazdığı mektubu zaman zaman yayınlarım. Orada açıkça der ki: “...İlk yapacağınız iş; bağımsızlığına düşkün ulusların ordularını ya ele geçirmek ya da yok etmek olmalıdır. (...) Subayları elde edin ya da ideallerimizin gerçekleşmesini unutun.”
Beyaz Saray sakinleri bu öğüdü hiç unutmadılar. İran’ın petrolleri mi lazım? Önce ordusu ulusal değil, profesyonel olan İran’ın subaylarını satın aldılar ve geride kalan vatanseverleri de ya Humeyni’nin Milli Muhafızları ya da milisler yok etmedi mi? Ya Irak? Hani o elinde nükleer silahların var olduğu ilan edilen ve BM kandırılarak Saddam’ın yakın çevresi satın alındı, sonra da Saddam’ın en güçlü birlikleri çöllerde kumların dibini boyladı. Tunus, Mısır, ve Kaddafi’nin Libyası peşpeşe geldi...
Bize ne oluyor?
Sayın Kılıçdaroğlu diyor ki: “Bu iktidar emperyalist ülkelerin taşeronudur.” Kılıçdaroğlu acaba bu haberi iyice okudu mu, şimdi ne diyor? 88 yıldır barışçıl bir siyasetle ordusu güçlü, halkı mutlu Atatürk’ün ülkesi ne olacak? Ki; Atatürk, “Benim karakterim bağımsızlıktır” diyordu. Şimdi iktidara taşeronluktan söz eder ve sahte kahramanlık yaparken Türk ordusunun ateşe sürülmesine halkınız gibi ciddi olarak karşı mısınız, değil mi?
Siz neden hâlâ o koltuktasınız? Pek mi konforlu. O uğurda PKK’ya özerklik için baş verecektiniz de... Size bulunmaz altın fırsat. Ateş bacayı sarmadan kurtulun o koltuktan.