Savaş, Ukrayna’nın ekonomisini nasıl mahvetti?

Ukrayna için savaş davulları çalarken, savaştan kaçınılsın veya kaçınılmasın, Ukrayna ekonomisine ve 44 milyonluk nüfusunun yaşam standartlarına etkisi ne olacak? Ülkenin 2013-14'te yaşadığı ve görevdeki hükümetin çöküşü, Maidan ayaklanması ve nihayetinde Kırım'ın ve ağırlıklı olarak Rusça konuşulan doğu illerinin Rusya tarafından ilhak edilmesiyle sonuçlanan yoğun ekonomik kriz sırasında Ukrayna'yla ilgili yazılar kaleme almıştım. O zaman durum insanlar için vahimdi. Daha sonra bir süre için biraz düzeldi, ancak ekonomik büyüme nispeten düşük kaldı ve yaşam standartları en iyi ihtimalle durgunlaştı. Ortalama reel ücretler 12 yıldır artmadı ve 2014 krizinden sonra ciddi bir çöküş yaşadı.

2017 FİYATLARINA GÖRE YILLIK ORTALAMA REEL ÜCRET

Ukrayna, Sovyetler Birliği'nin çöküşünden ve Doğu Avrupa ile Rusya'nın kendisinde kapitalist restorasyonun "şok terapisinden" en çok etkilenen ülke oldu. Tüm eski Sovyet uydularının kişi başına GSYİH'yı ve gelir düzeylerini iyileştirmesi uzun zaman aldı, ancak Ukrayna örneğinde bu hiçbir zaman 1990 düzeyine geri dönemedi. Ukrayna'nın 1990 ile 2017 arasındaki performansı Avrupalı komşularından daha kötü değildi. Tüm dünyada sondan beşinciydi. 1990 ve 2017 yılları arasında negatif kümülatif büyümeye sahip sadece 18 ülke vardı ve bu seçilmiş grupta bile, Ukrayna'nın performansı onu Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Burundi ve Yemen ile birlikte üçüncü sıraya koydu.

UKRAYNA’NIN 1990-2017 ARASI GSYH’Sİ

Sol: Dünyadaki tüm ülkeler (1990-2018 arası kümülatif büyüme)

Sağ: Bölgesel rakiplerle kıyaslaması

UKRAYNA’YI ÇÖKÜŞTEN ÜÇ ŞEY KURTARDI

2014'teki borç ve döviz krizinde, Ukrayna üç şey sayesinde tam bir çöküşten kurtuldu: birincisi, Rusya'ya olan borcunu temerrüde düşürdü ve (yoğun çabaya rağmen) Rusya bugüne kadar bunu tahsil edemedi. İkincisi, Maidan sonrası hükümetler bir dizi IMF kurtarma paketine başvurdular; ve üçüncüsü, kamu hizmetleri ve refah desteğinde ciddi bir kemer sıkma programının bedeliydi. Ukrayna, Rusya'ya 3 milyar dolar veya döviz rezervlerinin %10'undan fazlasına borçludur ve ödendiği takdirde, bu Ukrayna'nın dış finansman açığını ikiye katlayabilir. Bu boşluk şu anda IMF fonları tarafından doldurulurken, Ukrayna Rusya ile sözüm ona Almanya'nın aracılık ettiği bir "borç yeniden yapılandırması" konusunda "müzakere ediyor". Ukrayna, 2014'teki Rus etkisinden koparak, para birimini desteklemek ve bir miktar ekonomik iyileşme ümidi için “Batı” ve IMF kredisine güvenmeyi seçti veya buna zorlandı.

IMF yardımları devam ediyor. En sonuncusu, 700 milyon dolarlık toplam 5 milyar dolarlık IMF 'stand-by düzenlemesi' tutarındaki kredileri 2022'ye kadar uzatmak için bir anlaşma imzalandı. Bu para için Ukrayna “borcunu 'sürdürülebilir' tutmalı, merkez bankasının bağımsızlığını korumalı, enflasyonu hedef aralığına geri düşürmeli ve yolsuzlukla mücadele etmelidir.” Dolayısıyla kamu harcamalarına kemer sıkma önlemleri uygulanmalı; merkez bankası yabancı borçluların çıkarları doğrultusunda hareket etmeli ve hükümetin müdahalesi olmadan para biriminin çok fazla değer kaybetmesine ve faiz oranlarını yüksek tutmasına izin verilmemelidir. Ayrıca Ukraynalı oligarklarla hükümetteki yaygın yolsuzluk kontrol edilmelidir. (bkz. IMF Stand-by düzenlemesi Kasım 2021 raporu.)

IMF PROGRAMI VE KEMER SIKMA

Kemer sıkma önlemleri son on yılda çeşitli hükümetler tarafından uygulanmıştır. Mevcut IMF paketi, yıllık GSYİH'nın %0,5'ine eşdeğer bir vergi artışı, emeklilik katkı paylarında artış ve enerji tarifelerinde artış gerektiriyor. Tüm bu önlemler, 2014 krizi sırasında GSYİH'nın %20'sinden bu yıl sadece %13'e kadar olan refah harcamalarında daha fazla düşüşe yol açacaktır.

SOSYAL HARCAMANIN GSYH’YE ORANI

Aynı zamanda, hükümet, neredeyse çift haneli enflasyon oranlarını telafi etmek için herhangi bir kamu sektörü ücret artışına direnmelidir.

MAAŞLAR ÜZERİNDE KAMU HARCAMASININ GSYH’YE ORANI

Hepsinin üzerinde, IMF, Maidan sonrası gelen en son hükümetin desteğiyle, bankaların ve devlet işletmelerinin “verimlilik” çıkarları doğrultusunda önemli ölçüde özelleştirilmesi ve “yolsuzluğun” kontrol edilmesi için ısrar ediyor. “Yetkililer, KİT sektörünü küçültme konusundaki kararlılığını sürdürüyor. Kapsamlı bir devlet mülkiyeti politikasının benimsenmesi önemli bir adım olacaktır. Sonuç olarak, şirketleşme ve buna paralel olarak stratejik olmayan KİT'lerin performansındaki iyileşme, başarılı bir şekilde özelleştirmelerine imkân sağlamalıdır. Yetkililerin bankacılık sektöründe devlet mülkiyetini azaltmaya yönelik stratejisini uygulamak için de hazırlıklar devam etmektedir. Ağustos 2020'de güncellenen strateji, kamu mülkiyetinin 2025 yılına kadar bankacılık sektörü net varlıklarının yüzde 25'inin altına düşürülmesini öngörüyor.”

TARIM ARAZİLERİNİN ÖZELLEŞTİRİLMESİ

En önemlisi, arazi holdinglerinin özelleştirilmesine yönelik hamle olmuştur. Ukrayna, gezegendeki verimli “kara toprak” arazisinin (Chernozem) dörtte birine ev sahipliği yapıyor. Halihazırda dünyanın en büyük ayçiçek yağı üreticisi ve dördüncü büyük mısır üreticisidir. Doğuda Harkov'dan batıda Ternopil bölgesine kadar uzanan Ayçiçeği Kuşağı'nda soya fasulyesinin yanı sıra ayçiçeği ve mısır da yetiştirilen başlıca ürünler arasında yer alıyor.

Ancak tarımsal verimlilik düşüktür. 2014'te hektar başına tarımsal katma değer, Polonya'da 1.142 dolar, Almanya'da 1.507 dolar ve Fransa'da 2.444 dolar iken Ukrayna'da 413 dolar oldu. Arazi, büyük mekanize ticari çiftliklerdeki küçük bir işgücü ile küçük arazileri işleyen köylü kitlesi arasında son derece kutuplaşmıştır. Nüfusun yaklaşık %30'u hala kırsal alanlarda yaşıyor ve tarım, işgücünün %14'ünden fazlasına istihdam sağlıyor. Batılı danışmanların son yıllarda Ukrayna'ya yönelik en büyük taleplerinden biri, arazi piyasasını "serbestleştirmesi" ve böylece "müreffeh bir büyüme dinamiği"nin serbest bırakılmasıdır. IMF, hükümetin hem yabancı hem de ulusal toprak mülkiyetine izin verip vermemesine bağlı olarak, bu tür bir serbestleştirmenin yıllık GSYİH büyümesine %0.6-1.2 puan ekleyeceğini tahmin ediyor.

Hükümet, yabancıların arazi satın almasına izin vermemekte direniyor. Ancak 2024 yılında, Ukraynalı tüzel kişiler 10.000 hektara kadar olan işlemler için bu hakkı kazanacak ve 42,7 milyon hektar (103 milyon dönüm) tarım alanına başvurabilecek. Bu, Kaliforniya eyaletinin veya tüm İtalya'nın tüm yüzölçümüne eşittir! Dünya Bankası, Ukrayna'nın kilit endüstrisinin kapitalist girişime açılmasına olumlu bir şekilde bakıyor: “Bu, hiç abartısız bir şekilde, Ukrayna Devlet Başkanı'nın liderliği, parlamentonun iradesi ve hükümetin sıkı çalışmasıyla mümkün kılınan tarihi bir olaydır.” Bu nedenle Ukrayna, daha hızlı büyüme ve refah sağlayacağı umuduyla ekonomisini sermayeye, özellikle yabancı sermayeye daha da fazla açmayı planlıyor.

YOLSUZLUĞA BATMIŞ DURUMDA

Ama bu sadece umut. Mevcut yıllık ekonomik büyümenin iyimser bir şekilde her yıl %4'e çıkması, enflasyonun ise yılda %8-10'da kalması bekleniyor. İşsizlik inatla yüksek seyrediyor (%10), iş yatırımları ise uçurumdan yuvarlanıyor (%40 düşüş). Bu kapitalist bir patlama için iyiye işaret değil. Sermayenin karlılığı çok düşük olduğu için sermaye yatırımı da düşüktür.

UKRAYNA’NIN SERMAYEDEN ELDE ETTİĞİ BRÜT KAR ORANI

Belki devlet varlıklarının ve toprakların özelleştirilmesinden elde edilecek zenginlikler, muhtemelen çoğu yabancı yatırımcılar olmak üzere bazı kapitalistler için ödül getirecektir. Ancak, yolsuzluk yaygın olmaya devam ettikçe, kazanımların çoğu muhtemelen ortadan kalkacaktır. IMF, yolsuzluk azaltılmazsa toparlanma olmayacağını ve Ukrayna'nın Batı'daki diğer komşularını yakalayamayacağını kabul ediyor.

YOLSUZLUK ORANLARINA BAĞLI GSYH TAHMİNLERİ

Resmi olarak, Ukrayna'nın gelir eşitsizliği için gini katsayısı Avrupa'daki en düşük orandır. Bunun nedeni kısmen Ukrayna'nın çok fakir olması: pratikte orta sınıf yok ve çok zenginler çok az vergi ödeyerek veya hiç vergi ödemeden gelirlerini ve servetlerini saklıyorlar. 'Gölge ekonomi' çok büyük, bu nedenle en üst %10'luk kesim, en yoksul Ukraynalılardan 40 kat daha fazla servete ve gelire sahip. Mevcut Dünya Mutluluk Raporu, Ukrayna'yı 150 ülke arasında 111'de, birçok Sahra altı Afrika ülkesinin altında gösteriyor.

RUSYA’YLA ÇATIŞMANIN YÜKSEK MALİYETİ

Ve Rusya ile olan çatışmanın maliyeti çok yüksek. Ekonomik ve İş Araştırmaları Merkezi'ne (CEBR) göre, GSYİH kaybı 2014'ten 2020'ye altı yılda 280 milyar dolar veya yıllık 40 milyar dolar oldu. Rusya'nın Kırım'ı ilhakı Ukrayna için yılda 8,3 milyar dolara kadar zarara yol açarken, Donbass'ta devam eden çatışma Ukrayna ekonomisine yılda 14,6 milyar dolara mal oluyor. Sadece bu iki meseleden kaynaklanan toplam zarar, 2014'ten bu yana 102 milyar doları buluyor. CEBR, anlaşmazlığın ülkeye yatırımcı güvenini azaltmak da dahil olmak üzere Ukrayna ekonomisi üzerinde önemli bir etkisi olduğunu söyledi. Bu da yılda 10,3 milyar dolar olmak üzere 72 milyar dolar zarara yol açtı. İhracattaki istikrarlı düşüş, 2014 ve 2020 yılları arasında Ukrayna için 162 milyar dolara varan toplam zarara neden oldu. Kırım ve Donbass'ta Ukrayna için varlıkların imhası veya hasarından kaynaklanan toplam sabit kıymet kaybı 117 milyar dolar. 2014'ten 2020'ye kadar olan dönem için Ukrayna bütçesine ödenmeyen vergi gelirlerinin toplam tutarı 48,5 milyar dolar.

Sovyetler Birliği'nin çöküşünden ve 1994'te resmi bağımsızlığını kazandıktan sonra, Ukrayna halkı ülkenin varlıklarını ve kaynaklarını yağmalayan oligarklar ve ayrıca Putin'in Rusya'sı ile AB arasında yalpalayan hükümetler tarafından perişan edildi. Rus yanlısı hükümetin yönetimine karşı Maidan ayaklanmasından sonra, Ukrayna'daki aşırı milliyetçiler hükümet politikasına egemen oldular. Ukrayna'nın AB'ye katılmasını ve her şeyden önce Rusya'nın ilhak ettiği toprakları geri almak için NATO'ya katılmasını talep ediyorlar.

İKİ GÜÇ ARASINDA SIKIŞMIŞ DURUMDA

Acımasız ironi, Almanya'nın istikrarsız ve çok fakir bir Ukrayna'nın AB'ye katılmasına izin vermeye hiç niyetinin olmamasıdır. Bu çok fazla sorun ve maliyet demektir. Kaldı ki muhtemelen ABD’nin kendisi bile NATO üyeliğine itiraz edecektir. Buna karşılık, Rusya'nın Rusça konuşulan bölgeleri Kiev kontrolüne geri vermek gibi bir niyeti yok ve bunun yerine kalıcı özerklik ve Ukrayna'nın asla NATO'ya katılmayacağına dair bir anlaşma talep ediyor.

Büyük güçler ve bir önceki Ukrayna hükümeti tarafından imzalanan 2014-5 tarihli Minsk Anlaşmaları bu bölünmeyi uzlaştıramaz. Bu yüzden ABD'nin cesaretlendirdiği Kiev milliyetçileri baskı yapmaya devam ediyor ve Ruslar ülkeyi kalıcı olarak bölmek için bir anlaşmayı zorlamak için olası bir işgale hazırlanmaya devam ediyor. Ukrayna, Batı emperyalizminin çıkarları ile Rus eş-dost kapitalizminin çıkarları arasında sıkışıp kalmış durumda.