Savaş ve şiir

Bir yanda savaş sanatı, bir yanda şiir sanatı, ikisi de sanat ve ikisi de tarih boyu iç içe yaşamış. Ancak savaşın haklısı, haksızı vardır da şiirin haksızı yoktur. Şiir hep haklıdır.
Gerçekte haksız savaşın da olmaması gerekir. Olursa bu cinayet anlamına gelir. Haksız savaşlar cinayetlerdir ve hatta toplu katliamlara yol açar. Ömrü cephelerde geçmiş Atatürk’ün, “milletin yaşamı tehlikeye düşmedikçe savaş bir cinayettir!” demesi bundandır.
Haklı savaşlar haksız savaşlara karşı verilir. Yani savaş, vatanın birliğine, bağımsızlığına, milletin dirliğine kastedenlere karşı ise haklı savaştır. Eğer ulusları bölmeye, ezmeye, parçalamaya, sömürmeye hizmet ediyorsa ve halkları hedefe koyuyorsa haksız savaştır, bu savaşlarda sanat aranmaz. Ellerine fırsat geçtiğinde çoluk çocuk demeden kafa keser, öldürdüğünü parçalar, ana okulunu yakar, ibadethaneyi bombalar, masum halkın içinde canlı bomba patlatır, bebekleri öldürür, hunharlığında dur durak yoktur. Doğal olarak haklının yanında olan şiir sanatının, insanlık karşıtı bu eylemlerle yan yana geldiği görülmemiştir.
Yeri gelmişken söyleyelim, düzyazının işi belli olmaz. Şiirin vicdan dışında yazılamayacağı, fakat düzyazının çoğu zaman vicdana uğramadan cüzdanla yazılabildiği gerçeği açıktır. Zaten bugün sorun budur. Siz, zalim hükümetleri öven binlerce yazı gösterebilirsiniz, ama zalimi yücelten bir tane şiir ortaya koyamazsınız.
Şiir haklı savaşı sürdürenlerin yanındadır. Destanlar savaş zalimlerini, istilacıları yere çalar, aşağılar, fakat vatanını savunanları, kim olursa olsun över, yüceltir. Şiir insana karşı olanı övmez, vicdan dışı olanı, çürüyeni, kokuşanı, zalimi, hırsızı, gaddarı, bölünmeyi yüceltmez. Şiir cesareti, kahramanlığı, adanmışlığı, sevgiyi, mertliği, yüce gönüllülüğü, birliği över.
Savaşa sanatı yakıştıranlar, bunun insan öldürmek olmadığını, insan zekasına bilgisine ve deneyimine dayalı bir beceri olduğunu anlatmak isterler. Savaş, insan öldürme sanatı değildir, insanı yaşatma sanatıdır. Savaş sanatı zalimi vazgeçirme, saldırganı caydırma, durdurma, azmışı zor gücüyle yola getirme sanatıdır.
Bugün bölgemizde milli devletlerin başına bela edilen PKK/PYD, IŞİD, EL NUSRA vb. terör örgütleri haksız savaşın temsilcileridir. Amerikan emperyalizminin çıkarlarına uygun, haksız bir savaşın sürdürücülerinin eylemlerine destek olan gerçek bir şiir gösteremezsiniz.
Fakat terör örgütünün adını ağzına almayan bazı yazar ve şairleri görebilirsiniz ki, terörizme ve savaşa karşı olduklarını söylerler, fakat PKK yandaşlığında, aynı tutum ve eylem içindedirler. Örneğin Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS), salt savaşa karşı olduğunu söyleyip bunun bitmesini isterken, davranışının PKK terörünü perdelemek olduğunu görmez.
Benzeri sanat kurumları tutumlarını gözden geçirmeli, Amerika’nın kara gücüm dediği PKK perdeciliğinden vazgeçmelidir. Terör eylemlerinden Türk’e, Kürt’e, tüm milletimize karşı alçakça saldırılar çıkar, ama şiir, sanat çıkmaz. Bunu görmeliler.
Türkiye haklı bir vatan savaşının içindedir. Türk milleti bu savaşta Amerika’nın “Kara gücüm” dediği PKK’yı bozguna uğratmıştır, kökünü de kazıyacaktır. Şiir bu haklı savaşta milletimizin yanında, Mehmetçiğin safındadır.
O nedenle biz, “vatan savaşı sanatçının savaşıdır,” diye haykırdık. “Hayır saray savaşıdır,” diyenler, ne yazık ki PKK’ya cesaret verip Mehmetçiğin moralini bozmaya yeltenenler korosunda yer almışlardır. Bugün de aynı mı düşünüyorlar, yazsalar da anlasak.
Haklı savaşlardan biri de Suriye’de verilmektedir ve tam bir kahramanlık savaşıdır. Suriye’nin yanında yer alan, ona yardım eden Rusya, İran, Lübnan gibi ülkeler de bu haklı savaşın kahramanlarıdır.
İşte, Şairin Emeği köşesinde 12 Aralık 2015 günü yayımlanan “Büyük Rus milletinden özür” şiirinin başarısı da, bölgemizdeki bu haklı savaşın sanat cephesindeki zaferini temsil etmektedir.