Sayın Genel Başkanlar bu görev sizin -(TAMAMI)

Başbakan Tayyip Erdoğan, Salı günü grup konuşmasında, okullarda tek tip kıyafet için her zaman yaptığı gibi yine İsmet Paşa üstünden bilerek ve isteyerek Atatürk’e saldırdı.

Tek tip kıyafet uygulamasının faşizan bir uygulama olduğunu söylerken CHP’yi faşist parti olarak nitelemiş, hızını alamamış Seyit Rıza’nın “katledilmesine göz yumulduğunu” söyleyerek, o devirde devletin başında bulunan Atatürk ve İsmet Paşayı, katil ilan edip, kendince itibarsızlaştırmaya çalışmıştır.

Cumhuriyeti kuranlara karşı bu kin ve nefreti anlamak mümkün değildir.

Dünyanın her tarafında devletlerin kurucuları şükranla anılırlar.

Siz hiç George Washington’un işkenceci olmakla suçlandığını duydunuz mu? Bir yerde okudunuz mu? Duymadınız ve okumadınız ama George Washington, ABD ordularının Başkomutanı olarak zor şartlar altında geçirilen savaşta başarıya ulaşmak için pek de demokratik olmayan, insan haklarına uymayan kararlar almıştır. Örneğin nöbette uyuyan veya içki içen askerlere verilecek ceza 39 kırbaçtan 100 kırbaca çıkartmıştır.

Ama kimse George Washington’u işkenceci olmakla suçlamaz, suçlamadığı gibi de böyle bir şeyi aklından bile geçirmez.

Hatta Başkan Obama son seçimlerde ayırımsız kendisinden önce bu görevi yapan bütün önceki Başkanlara teşekkürlerini sundu.

1923’teki karikatür

Biraz aklı selim sahibi insanlar kendisinden önce aynı görevi yapan kişilerin de o ülkeye muhakkak bir şeyler verdiklerini bilirler.

Tayyip Bey, bu devleti kuranların neleri yaptıklarını bilmeyebilir, ne yetiştiği çevre, ne aldığı eğitim bunları öğrenmesine müsait olmadığından, Prof. Dr. Bilsay Kuruç’un “Mustafa Kemal Döneminde Ekonomi, Büyük Devletler ve Türkiye” isimli kitabını okursa, bugün gelinen noktada o insanların katkısını çok iyi anlayacaktır.

Bu kitapta yer alan Ramiz Gökçe’nin, 1923’te çizdiği “Osmanlı saltanatının Türkiye Cumhuriyeti’ne son mirası” isimli karikatürde, bir yarasanın bir gencin boğazını ısırması çizilmiş, yarasanın üzerinde de Duyun-ı Umumiye, boğazlanan gencin üzerinde de Türkiye yazdığı görülecektir.

Bu devleti kuranlar, büyük badirelerden geçerek devleti kurdular.

Siz hiçbir Fransız’ın, General de Gaulle’e dil uzattığını gördünüz mü?

Veya bir İngiliz siyasetçinin Winston Churchill’e insafsızca saldırdığını duydunuz mu? Okudunuz mu?

Duymamışsınızdır. Okumamışsınızdır.

Çünkü orada siyasetle uğraşanlar, ülkelerinin bugün bulundukları noktalara gelebilmeleri için kendilerinden evvelki siyasetçilerin, yönetenlerin üst üste koydukları taşların üstüne bastıklarını bilirler.

Farklı düşünmüyorlar!

Bugün Tayyip Erdoğan’ın faşistlikle suçladığı iki liderden ilki olan Ulu Önder Atatürk, bir dostumun söylediği gibi, top yekun ölmüş, bitmiş halkını mezardan çıkartıp devlet kurmuş... İkincisi, “densizlerin” faşist dediği İsmet Paşa, halkının top yekun mezara girmesini önlemiştir.

Elbette bunları anlayabilmek için orta düzeyde tarih bilgisine sahip olmak gerekir; zaten ben de Tayyip Bey’den böyle bir derinlik (!) beklemiyorum.

Ama Tayyip Bey, tipik bir şark kurnazı olarak, işine geldiği zaman Alevileri suçlayacak, işine geldiği zaman da bir İngiliz ajanının çıkarttığı ayaklanmayı, genç Cumhuriyeti koruma refleksiyle bastırıp astıkları için Atatürk ve silah arkadaşlarını itibarsızlaştırmak gayretiyle ajan Seyit Rıza’ya sözde sahip çıkacaktır.

Cumhuriyet Halk Partisi’nin geçmişine yapılan, bu haksız ve çirkin saldırıya CHP’nin bugünkü yöneticilerinin tepki vermesi gerekirdi.

Bu yazıyı kaleme aldığım şu ana kadar CHP içinden bu çirkin ve haksız saldırıya bir tepki gelmediği gibi geleceğe de benzemiyor. Çünkü Atatürk ve İsmet Paşayı itibarsızlaştırmak konusunda Tayyip Erdoğan’dan farklı düşünmedikleri anlaşılıyor.

O zaman bu saldırıya layık olduğu cevabı, bu partide geçmişte Genel Başkanlık yapmış olan Sayın Hikmet Çetin, Sayın Altan Öymen ve Sayın Deniz Baykal’ın vermeleri gerekmektedir ve bunu da bekliyoruz.

SAYIN GENEL BAŞKANLAR, BU GÖREV SİZİN.