Sayın Mehmet Büyükekşi'ye...

SİZ Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) başkanlık seçimine tek aday olarak girmiş, başkan seçilmeden önce kendi mesleğinizde ve Türk sporunda önemli işler yapmış, uzun yollardan geçmiş birisiniz. Öyle ki, hiç de fena olmayan Gaziantep FK başkanlığı sürecinden sonra sanıyorum bunca yoğun geçen senenin ardından TFF başkanlığı görevini de layıkıyla yaparım düşüncesi ve cesareti ile öne atıldınız.

Seçimlerden önce Süper Lig kulüplerinin başkanları ile tek tek konuşarak, belki de onları ikna ederek seçimi kazandınız. Tabii tek adaylı bu yarışa ne kadar "seçim" denebilir, orası ayrı bir tartışma konusu...

TFF BAŞKANLIĞI DÖNEMİ...

Geride kalan 8-9 ayda futbolculara, kulüplere, taraftarlara, teknik direktörlere ve yardımcılarına verdiğiniz para cezaları hariç doğru dürüst, "işte bu" dedirtecek bir karar alamadınız. Yabancı futbolcu kuralında dengeyi tutturamadınız, kolaya kaçtınız. Belki çevrenizdeki birkaç kulüp başkanının da etkisinde kalarak, Türk futbol hakemlerini toptan açığa alıp yabancı hakem ve yabancı Video Yardımcı Hakem (VAR) uzmanlarını ülkemize getirmeyi düşündünüz. Ancak Allah'tan ki Gençlik ve Spor Bakanımız Mehmet Muharrem Kasapoğlu devreye girerek, "Ben bu ülkenin evlatlarına güveniyorum." dedi ve hakemlerimize sahip çıktı da bir anlamda yanlıştan dönüldü.

Ayrıca federasyonda görevli milli kalecimiz Rüştü Reçber ve Selim Soydan'ın size ve Türk futboluna yardımcı olacaklarına nedense inanmadınız. Söz konusu iki isim de futbol tecrübesi açısından sizden çok daha birikimliydi ancak bu birikimden faydalanmak istemediniz. Rüştü'yü hatırlayalım. Fenerbahçe'de 295, Beşiktaş'ta 103 kez forma giyen, 2002 FIFA Dünya Kupası'nda elde ettiğimiz üçüncülüğün mimarı olan büyük bir deneyim.

Selim Soydan'a gelince... Futbolculuk yıllarında Beşiktaş'ta 22, Fenerbahçe takımında 170 kez forma giymiş, spor yazarlığı ve yöneticilik yapmış, TFF'de de A Milli Futbol Takımımızın sorumluluğunu üstlenmiş bir isim. Maalesef böyle bir tecrübeden de faydalanamadınız.

Selim Soydan hiçbir şey söylemeden ayrıldı, Rüştü Reçber ise ayrılırken görev tanımındaki bilinmezliğe dikkat çekti.

FUTBOL MÜSABAKALARI GÜNDEM OLMAMALI

Güzel Türkiyemiz 6 Şubat'ta Kahramanmaraş merkezli iki depremin sebep olduğu afetle sarsıldı. Birçok uzman 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin etkilerinin aylarca devam edebileceğini dile getirirken, iki kulübümüzün de Süper Lig'den ayrılmak zorunda kaldığı da ortadayken, şu aşamada futbol konuşmak anlamsız.

Binlerce insanımız hayata veda etti, binlerce vatandaşımızın hangi şartlarda yaşayacağı ise belirsiz. Bu şartlar altında Süper Lig ve hatta 1'inci Lig'e başlangıç tarihi belirlemeye çalışmak kimseye fayda getirmez. İnsanlarımızın acılarını görmezden gelemeyiz. Siz bir Gazianteplisiniz ve belki de şehrin yaşadığı sorunları en iyi bilmesi gerekenlerden birisiniz. Hal buyken lig maçlarını kim umursayabilir?

Ben, sizin aksinize, futbol maçlarının ne zaman devam edeceğini hiç ama hiç düşünmüyorum.

Hayat kurtarmak ve kurtardığımız insanlarımızı da hayatta tutabilmek...

Bizim şimdi en büyük görevimiz bu...