Seçim mücadelesi adil mi?

Türkiye 24 Haziran’da Cumhurbaşkanı’nı ve milletvekillerini belirleyecek. Takvim işliyor. Seçime 24 gün kaldı. Ama bu işte bir tuhaflık var.

Seçim kararının alınmasından hemen sonra basındaki etkili gazete ve televizyonlar “yandaş” bir işadamına satıldı. Para da bir devlet bankası tarafından karşılandı.

Şu anda televizyon ve gazeteler adeta kapalı devre yayın yapıyorlar.

GÖZLER KÖR, KULAKLAR SAĞIR

Erdoğan ve AKP sözcüleri bıktıracak göz önünde. CHP, İyi Parti, MHP, HDP sözcüleri de ekranlarda ve sayfalarda yer buluyor. Saadet Partisi de pas geçilmiyor.

6 Cumhurbaşkanı adayı olduğu söylense de hep 5’i veriliyor.

Vatan Partisi’ne ve Cumhurbaşkanı Adayı Doğu Perinçek’e ambargo var. Seçim bildirgesini açıkladı duymadılar. Türkiye’yi ayağa kaldıran gençler Vatan Partisi’nde ilk sıralardan aday, görmediler.

Her gün açıklama yapılıyor, duymuyorlar.

İSTKLAL SAVAŞI GÜNLERİ GİBİ

Vatan Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Doğu Perinçek geçtiğimiz günlerde Ankaralı gazetecilerle buluştu. Doğal olarak tepkiliydi. Basının tutumuna isyan etti. Sonra da Kurtuluş Savaşı yıllarını anımsattı.

“İstiklâl Savaşı yıllarında da İstanbul basınının ufku kararmıştı. Mustafa Kemal Paşa İstanbul basınının görüş alanı dışındaydı. İngiliz işgali altındaki İstanbul gazeteleri, Erzurum ve Sivas kongrelerini görmediler. 26 Ağustos 1922 Büyük Taarruzundan sonraki günlere bakınız, Mustafa Kemal Paşa’nın esir düştüğü ve Yunan Ordularının Ankara’ya ilerlediği haberleri yayımlanıyordu” dedi.

Haksız mı?

DEVLET YARDIMI

Sadece medyanın tavrı mı?

Bu yılın başında AKP’ye 139, CHP’ye 71, MHP’ye 33,5, HDP’ye 30 milyon lira hazine yardımı yapıldı. Seçim kararı ile birlikte AKP’ye 278, CHP’ye 142, MHP’ye 67 milyon lira seçim parası daha aktarıldı. PKK’nın partisi HDP’ye verilen seçim parası ise 60 milyon lira...

Dünyada başka örneği yok!

Mehmetçik dağlarda PKK ile savaşıyor, PKK’nın finans kaynaklarına operasyonlar yapıyor, şehit oluyor. Ama devletin hazinesi terör örgütünün partisine 90 milyon lira para veriyor.

Şaka değil, gerçek..!

Ama başta Vatan Partisi olmak üzere seçime katılan bazı partiler kendi kıt olanaklarıyla seçim kampanyası yürütüyor.

DEVLET EMRİNDE

Halkın vergileriyle alınan uçaklar, helikopterler, araçlar adaylardan birinin emrinde. Devletin hazinesi, bankaları, bakanlıkların bütçeleri, ... her şey, AKP’nin seçim kazanması için devrede.

İşler kötüye gittikçe durmadan paket açıklıyor. Devlet kasasından rüşvetler dağıtılıyor. Her şey ortada. 24 Haziran seçimleri eşit koşullarda yapılmıyor.

Seçim mücadelesi adil değil.

FATURA HALKA

Peki aralarında PKK’nın kurduğu HDP’nin de olduğu siyasi partilere verilen paraları, seçim rüşvetlerini, seçim harcamalarını, seçimde kullanılan kamu araçlarının yakıtını, masraflarını kim ödüyor?

Bu paralar halkın vergilerinden oluşan bütçeden karşılanıyor.

Daha açık ifade ile halk ödüyor.

SEÇİM SONRASI TUFAN!

Bir de seçim sonrası var. Faizler sürekli yükseltiliyor. Buna rağmen döviz kurlarında istenilen yere gelinebilmiş değil. 4,50 bile başarı diye sunulmaya çalışılıyor.

Zamlar mümkün olduğunca erteleniyor. Petrol ürünlerinin artan fiyatları, seçime kadar vergi düşüşü ile sabitlendi. Bütün hesaplar 20-25 günlük. 24 Haziran sonrası için herkes hemfikir. Zam sağnağı gelecek. Sağnağın dolu sağnağına dönüşmesi de büyük olasılık.

Ekonomistler bunu kaçınılmaz görüyor.

Seçim ekonomisinin günahını vatandaş çekecek.

Durum bu! Son kararı halk verecek!