Seçim öncesi Diyarbakır

Doların rekor üstüne rekor kırdığı bugünlerde Diyarbakır’da bulunmak ve buradan ekonomiye ve siyasi iklime bakmak bizim için ilginç oldu. 

Ofis semtinde bulunan otelimden Dağ Kapı’ya kadar cadde ve sokaklardan yürüyüp etrafıma bakındım, izledim, çocukluk ve gençlik günlerimi düşündüm. (Aslında Diyarbakır’dan kopmuş değilim. Ara ara geliyorum. Ama her gelişim ayrı bir heyecan oluyor benim için.) Fırsat bulduğum yerde hemşerilerimle sohbet ettim. Diyarbakır’da ne var ne yok, diye sorduğumda kimsenin ekonomiyle meşgul olmadığını ve seçimlere kilitlendiğini gördüm. Ben sordum onlar yanıtladı: 

Seçimlerde nasıl bir sonuç çıkar? 

Abi vallahi HDP barajı aşmazsa PKK kentlere inecek. Karayılan zaten bunu söylüyor. Bu seçim Kürtler için ölüm kalım meselesi 

HDP’nin barajı aşma şansı ne? 

Yüzde 51 

Neden yüzde 99 değil de yüzde 51? 

Baraj için Güneydoğu ve Doğu’da ki oylar yetmez. Batıda da oy almak lazım. Bu nedenle bıçak sırtı... 

Barajı aşarsa PKK silah bırakır mı? 

Kandil bırakmaz. Ama Öcalan dağdaki gençleri indirir. Dağda çok kimse kalmaz. Karayılan ve diğer lider kadrosu etkinliğini yitirir. 

Barajı aşmazsa PKK kentlere iner, diyorsunuz? Devlet müsaade edecek mi? 

Devlet şiddete engel olabildi mi ki, bundan sonrası olacaklara da engel olsun. Öte yandan piyasada ne Demirtaş kalır ne başkası. Herkesten hesap sorulur. Bu nedenle HDP Meclise girmeli. 

AKP dışındaki partilerin şansı ne? 

Seçim güvenliği olmayan bir bölgede siyasi ve devlet gücü ile HDP yarışabilir. Diğer partilerin oy istemesi bile çok güç. Merkezlerde olabilir. Ama HDP barajı aşmak için buralarda tek bir oyu bile önemsiyor. 

Ama emperyalizme karşı ülkenin birliğini ve bütünlüğünü savunan partilere niye oy verilmesin ki? Vatan Partisi tüm Kürt kardeşlerimize bu çağrıyı yapıyor... 

Şu anda huzur ve PKK’nın silah bırakmasını sağlayacak tek çözüm HDP’nin Meclis’e girmesidir. Bölgemizde ayrı bir Kürt devleti kurulmasını istemeyenlerin oranı oldukça yüksektir. Biz silahların susmasını ve huzurun gelmesini istiyoruz. Öte yandan AKP’ye karşı birikmiş bir nefret var. Bu nefretin seçim sonrası patlamaya dönüşeceğinden korkuyoruz. Ancak bu seçimden sonra Vatan Partisi, CHP ve MHP gibi partiler devreye girebilir. 

Kürtlerin kaderini bu seçime bağlamak ne kadar doğru? Türk-Kürt kardeşliği, ülkenin birliği için emperyalizme karşı birlikte mücadele etmemiz gerekmiyor mu? Kürtler bu ülkeden başka bir ülkede hem de emperyal bir devletin kölesi olarak nasıl yaşamayı kabul edebilir? 

Biz ayrı devlet istemiyoruz. Siyasi mücadele istiyoruz. (İçlerinden biri hemen atılıp şunu ekliyor) Eğer bir Kürt devleti kurulsa bir gün bile ben burada durmam. 

*** 

Diyarbakır’da yaşayan bir Kürt iş adamı arkadaşım ile buluşup meşhur Diyarbakır ciğeri yemeğe gittik. Diyarbakır’a gelip de ciğer yememek olmaz. Bol soğanlı ciğerden sonra nefis demlenmiş çay eşliğinde bir dilim burma kadayıfını da yedik ve arkadaşımla panoramik bir gezinti yaptık. 

Gözlemlerimizi size şöyle aktarabiliriz: 

Kentleşme ve mimari çok kötü. 12 yıldır belediye Kürt partilerin elinde olduğu halde belediye hizmetleri hemen hemen yok. Yıllardır raylı sistem konuşuluyor ama ortada bir proje yok. 

Araç sayısı çok fazla. Trafik oldukça yoğun. 

Kalabalık ve canlı bir tüketim ekonomisini hemen görüyorsunuz. Sebebi Diyarbakır ve bölgeye giren çok yüksek tutarlarda kara para. Kiminle konuştuysam Diyarbakır’da inanılmaz derecede büyük tutarda paranın olduğunu ve bunun harcamalara yansıdığını söylediler.  

Tüketim ekonomisi çok dinamik ama yüzlerce fabrika bacalarından yükselecek umut Kaf Dağı’nda.