Seçim vaatleri ve kaynak sorunu

Hayat pahalılığı artık katlanılamaz seviyede. Enflasyon canavarlaşmış ekonomiyi, işletmelerin sermayelerini, halkın gelirini yiyip bitiriyor. Bu canavarla baş etmek için ekonomide genel seferberlik ilan edilmesi, döviz kazancı sağlayacak üretim hamlesine geçilmesi şart. Kısa vadede ise harcamaları özellikle gereksiz veya lüks harcamaları kısmak gerekiyor. Cumhurbaşkanı’nın kızgınlığına ve bu kızgınlığını geçen gün açık etmesine karşın faiz oranları yüzde 20’lere dayandı. Faiz yükselişi ne doların yükselmesine ne de enflasyonun azalmasına olanak veriyor.

Ekonomimiz ciddi bir krizde iken seçimlere gidiyoruz. Ve bu seçim, ekonominin kurtuluşu için de önemli görülüyor. AKP iktidarı ve Tayyip Erdoğan’ın başkanlığı halinde ekonominin daha da kötüye gideceği yaygın olarak dillendiriliyor. Bunun yanında birçok kesim de bu iktidarın devamı halinde birikmiş sorunların çözümünün daha kolay olacağını bekliyor. Tayyip Erdoğan dışında bir başkan ve 301’i geçmeyen partilerin oluşturduğu bir meclis veya RTE’nın başkanlığı ve parçalı bir yelpazeden oluşan meclisin ekonomik sorunları ağırlaştıracak bir tablo yaratacağı da yaygın kanaat. Böyle bir durumda dibe vuracak ekonomi yeniden bir erken seçimi gündeme getirebilecek.

Bütün bunların yanında seçim kazanmak için tüm partiler seçim kazanmak için büyük vaatlerde bulunmuş durumdalar.

SEÇİM VAATLERİ VE KAYNAKLAR

Bu vaatlerin kaynağının nasıl ve nereden bulunacağını araştırdığınızda biraz moraliniz bozuluyor. Kaynaklar gerçek mi yoksa masala dayanan kaynaklara göre mi vaatlerde bulunuluyor, diye şüphe duyuyorsunuz.

Bu kaynakları elbette bir şekilde bulursunuz. Sorun sağlam kaynak bulmada. Kaynak seçeneklerini şöyle sıralayabiliriz:

1-Vergileri artırmak. Ama esas itibariyle ekonomik büyüme ile döviz kazancını ve vergileri artırmak.

2-Vergileri artırmadan kayıt dışı ekonomiyi azaltarak vergi gelirlerini artırmak.

3-Sıkır bir vergi denetimi ile kaçak vergileri tahsil etmek.

4-Savurganlığı önleyerek dolaylı olarak kaynak yaratmak.

5-Kamu harcamalarını azaltmak.

6-Kamu yatırımlarından ertelenebilir olanları ertelemek.

6-İç borçlanma-borç erteleme

7-Dış borçlanma-borç erteleme

8-Yabancı sermaye yatırımları ile kaynak yaratmak

9-Mevcut doğal ve diğer varlıklarınızı (kaldıysa!) yabancıya satmak.

10-Sıcak para ile geçici finansman yapmak. Borcu borçla ödeyerek ali-veli hesabı yaparak kaynak kullanmak.

KAYNAK BULMAK ZOR

Kim Cumhurbaşkanı olursa olsun, bu yeni hükümet sisteminde Meclis’te 301’i aşan bir parti olmadığı takdirde hem ekonomik krizin derinleşmemesini sağlayacak hem de seçim öncesi verdiği sözleri tutacak durumu yaratılacağını sanmıyoruz.

Vaatlerin hesabını kitabını yaptığınızda mızrak çuvala sığmıyor. Öyle yapsan mızrak çuvalı deliyor, böyle yapsan yine olmuyor.

Bu durumda yine borçlanma esas kaynak olarak karşımıza çıkacak gibi duruyor. Bu durumda da küresel güçler bizi yönetmeye devam ediyor olacaklar ve tavizler koparmaya çalışacaklar.

VATANDAŞIN TERCİHİ

Vatandaş tercihini bu vaatlere göre değil de ülke gerçeklerine göre yapmalı ve bu vaatlerin yaratacağı kaynak sorunu nedeniyle ileride doğacak külfetleri yine kendinin yükleneceğinin farkındalığı ile hareket etmeli.

Çünkü vaatler çok güzel ama toplumsal bir maliyeti var. Bu konsolide maliyet borçlanma ile finanse edilirse labirentte çıkmak için yol arayan bir farenin çırpınışı gibi çırpınmaya devam ederiz.

Güzel bir ziyafet sonrası günlerce mide sıkıntısı çeken olmaktansa az ve dengeli yemek yemeyi tercih etmek ve gerçekçi hedeflere odaklanmak en doğrusu bizce..

24 Haziran seçimlerinin ülkemize hayırlı olmasını dilerken “aman ha!” demekten de kendimizi alamıyoruz...