Seçimler ve festivaller

Yerel seçimler birçok alanda olduğu gibi çeşitli kentlerimizde yapılan film festivallerimizi de büyük ölçüde etkileyip bu alanda kimi değişim ve dönüşümleri kaçınılmaz yapıyor. Seçimlerin festivalleri etkilemesindeki en büyük etken, yerel yönetimlerin siyasal iktidarla benzer ya da muhalif partilerden olmasından daha çok bu festivallerin büyük ölçüde yerel yönetimlerin egemenliğinde olmasından kaynaklanıyor. Bilindiği gibi ülkemizde yapılan film festivallerin neredeyse yüzde doksan dokuzu yerel yönetimlerin yönetimi ya da ana sponsorluğunda yapılmaktadır. Bu nedenle her yerel seçim yalnızca kentin değil, aynı zamanda film festivallerin de çoğu zaman gerek ilkelerinde ve gerekse kadrolarında kimi değişiklere zemin hazırlıyor.

DEVLETTE HİZMETİN DEVAMLILIĞI

Sanırım bu seçimde de artık gelenek haline gelmiş olan bu durum değişmeyecek, seçim sonuçlarına göre her bir festival olumlu ya da olumsuz bir şekilde eskisinden farklı olacaktır.

Yerel seçimlerin sonuçlarının festivalleri etkilemesinin ilk akla gelen nedeni; festivalin yapıldığı kentte yerel yönetimin iktidardan muhalefete, ya da tam tersi muhalefetten iktidara el değiştirmesidir. Bizde bir zamanlar güzel bir gelenek olarak sürdürülen “devlette hizmetin devamlılığı”, ne yazık ki son çeyrek asırdır unutulmuş ya da daha doğru bir ifadeyle umursamazlık nedeniyle uygulama alanında kaldırılmış olmasıdır. İster büyük ister küçük şehir, ya da bir ilçe festivali olsun, her belediye başkanının değişmesinde değişmekte, bir öncekinden çok farklı bir kulvara geçmektedir. Bu kulvar değiştirme nadiren olumlu sonuçlar verse de, çoğunlukla eskiyi aratacak nitelikte olmaktadır.

Bazen aynı festivali aynı partiye mensup ancak farklı başkanlar devir teslim alsalar da bu değişimler yine olmakta, her yeni başkan ya festivalin kadrosuyla ya da geniyle oynayarak kendi imzasını atmak istemektedir.

FESTİVALLER KURUMLAŞMALI

Film festivallerimizin yerel seçimler sonucunda bu denli kırılgan ya da değişimlere açık olmasının nedeni, hiç kuşku yok ki birçok festivalimizin -geçmişleri onca eskiye dayanmasına karşılık- hala kurumlaşmayıp ilkelerini belirlemiş olmamalarıdır. Örneğin ülkemizin ilk ve en uzun ömürlü Antalya Film Festivali’nin bile bu görünümde olduğunu, her yerel yönetim değişiminde kendisini çoğu kez olumsuz bir şekilde değiştirdiğini rahatlıkla söyleyebiliriz.

Kent yönetimi ile ulusal/uluslararası festivaller arasındaki bu ilişkiler ne yazık ki bu seçimlerde de değişmeyecek, birçok kentimizde yapılan büyük/küçük festivaller olumlu/olumsuz etkileneceklerdir. Ulusal festivaller tarihimiz bu tür örneklerle doludur.

ŞENLİK DEĞİL KÜLTÜREL RİTÜEL

Bu yıl da bu geleneğin değişmeyeceğini rahatlıkla iddia edebiliriz. Dileriz ki öyle olmaz, yapılmayan, daha önce yapılıp da kaldırılan, mevcut olan, mevcut olup da partisini değil başkanını değiştiren, ya da hem partisini doğal olarak da hem başkanını değiştiren kentlerimiz, yörelerini marka yapan, saygınlık getirip halkıyla kültür/sanatta bir araya getiren bu tür festivallerin genleriyle oynamayarak ve de hizmette devamlılık ilkesini anımsayarak bir adım daha öteye taşımayı başarabilirler. Ayrıca bir film festivali şölenini yaşamamış kentlerin ve de kimi ilçelerin de bu yolda bir ilke imza atarak ulusal sinemamıza bir katkıda bulunmalarını arzularız…

Hangi hizmet insana ve sanata yapılan yatırımdan daha anlamlı olabilir ki…

Farklılaştırılmanın, ayrıştırılmaların ve de ötekileştirilmelerin kötücül tohumlarının sorumsuzca gelişi güzel serpildiği bu coğrafyada; sevinçlerimizin ve hüzünlerimizin yan yana, omuz omuza ortak bir paydada buluşturulmasına öylesine ihtiyacımız var ki…

Onun içindir ki festivaller bir şenlik değil bir kültürel ritüeldir bu coğrafyada…