Seçmen geçişliliği ve ideolojik üstünlük
CHP yöneticilerinin dış kamuoyuna seslendiklerinde HDP’nin “altı milyon oy”una yaptıkları vurgu, iktidar olmak için toplanması gereken siyasal güç aritmetiğine işaret ediyor. HDP ile PKK arasındaki bağlantıyı vurgulayanlara karşı, ittifaklarının meşruiyetini kanıtlamak için HDP seçmeninin terörist olarak görülemeyeceğini söylüyorlar.
HDP seçmenini terör destekçisi olarak göremeyeceğimiz doğru. Ancak bir partiye oy veren seçmenlerin, o partinin söylemlerini doğru ve haklı bulduğunu kabul etmek zorundayız. Çünkü partiler kendi tabanlarının algılarını biçimlendirir, dünya görüşlerini etkilerler. Her parti gibi HDP de kendi tabanına, Kürt sorunu başta olmak üzere Türkiye’de ve dünyada olan bitenleri nasıl anlaması gerektiğine ilişkin bir kavramsal çerçeve sağlıyor. İttifak ettikleri CHP’nin Kürt sorunu açısından nasıl bir yaklaşımın temsilcisi olduğunu kendi tabanına izah ediyor ve kabul ettirebildiği ölçüde partiler arasındaki siyasi sınırın çizgilerini çizerek seçmenin rızasını yani oyunu alıyor.
CHP yönetimi iç kamuoyuna yani parti tabanına seslenirken, HDP ile işbirliğinden rahatsız olan ve Atatürkçü duyarlılıkları olan kesimden gelen baskıyı hissediyor. Bir yatıştırma taktiği olarak, kurdukları ittifakın Kürt milliyetçiliğinin ideolojik etkisi altındaki yurttaşlarla açılmış bir diyalog kapısı olduğunu anlatıyor. Bu görüşe göre, ittifak sürecinde HDP tabanında CHP’ye karşı oluşmuş önyargılar hafifleyecek. CHP’nin verdiği mesajlara açık hale gelen HDP seçmeninin etkilenmesi ve oy geçişliliği sağlaması için gereken yumuşama zemini oluşacak.
En genel planda, parti tabanları arasında ideolojik ve sosyolojik yakınlıklara bağlı olarak oy geçişleri olur ve kurulan ittifaklar, seçmenlerin başka partilerden etkilenmesini kolaylaştırır. Seçmenler, oy verdikleri parti bir başka parti ile ittifak ediyorsa, o partinin mesajlarına daha açık hale gelirler. Burası doğru. Ancak bir partiden bir başka partiye seçmen geçişliliği olabilmesi için, ideolojik üstünlük olması şarttır. Seçmenin dünyayı nasıl okuması gerektiğini belirleyen, yani ideolojik açıdan hegemon olan parti, yakınındaki partilerden seçmen devşirir.
Yakın tarihimizde bunun örnekleri görülmüştür. 70’lerde sosyalist partiler sol eğilimli seçmenin dünya görüşünü ve anlam haritasını biçimlendirmek açısından sosyal demokratlardan daha üstündüler. CHP, kendi solundan gelen eleştirilere karşı savunma pozisyonundaydı. Bu nedenle oy geçişi daha çok CHP’den sosyalist partilere doğru oluyordu. Benzer bir biçimde, yakın zamanlarda özellikle orta Anadolu’da MHP tabanından AK Parti’ye doğru oy kaymaları oldu. Bunun nedeni milliyetçi seçmenin sahip olduğu kültürel özelliklerin, güncel olayların anlaşılmasına nasıl uyarlanacağı konusunda AK Parti’nin MHP’ye oranla daha üstün bir ideolojik çerçeve sağlamasıydı.
Bu çerçevede bakıldığında CHP-HDP ilişkisinde, CHP yöneticilerinin beklentilerini boşa çıkaracak bir zemin görülüyor. Kürt milliyetçiliği, Halkın Emek Partisi (HEP)’in kurulmasına giden 1989 Paris Kürt Konferansı olayından bu yana sosyal demokratların Kürt sorunu karşısında “devletçi”, “ulusalcı”, “tek tipçi”, “inkârcı”, “Kemalist”, “teslimiyetçi” vb. olduklarını işleyerek seçmeninin algılarını biçimlendirdi. Bu ideolojik taarruz öylesine etkili oldu ki, CHP’nin güneydoğu örgütlerinden Kürt milliyetçi hareketine doğru bir geçişlilik yaratmakla kalmadı, CHP’de bugün de süren bir ideolojik inisiyatifsizlik iklimi yarattı. Bu iklimin oluşmasında sosyal demokrasinin neoliberalizm karşısındaki genel krizi, sosyal demokrasinin solunda siyasal bir ağırlığın kalmamasının yarattığı sağcılaşma ve CHP’nin sivil toplumculuk üzerinden kimlik siyasetinin etki alanına girişi gibi etkenler rol oynadı.
Sonuç olarak, HDP seçmeninin başka bir partinin siyasetlerine kazanılabilmesi Kürt milliyetçiliğinin bakış analiz çerçevesiyle uzlaşmaktan geçmez. “Dersimli Kemal” sözleri, Türk ordusu Afrin’e girmesin çağrıları, Kobani’ye yardım kampanyası ve en son Diyarbakır’daki evlat nöbetine yan bakan tavırlar vb. Kürt milliyetçiliğinden seçmen devşirmeye değil, aksine kendi tabanını Kürt milliyetçiliği karşısında paralize etmeye yarar ve yaramaktadır. HDP seçmeni, rakibin ringine çıkılarak değil, onu aşan, ondan daha kuşatıcı ve ikna edici bir anlam haritası benimsetilerek kazanılır.