Sedat Peker'in FETÖ bağları

Aydınlık dün çok önemli bir manşetle çıktı. Şimdilerde yabancı istihbarat örgütlerinin elinde yaka bağır açık, elde tespih atıp tutan Sedat Peker'in Ergenekon mahkemelerindeki süt dökmüş kedi tavırlarını okumak gerçekten ilgi çekici. Haber Merkezindeki arkadaşları kutlarım.

Konu Sayın Doğu Perinçek'in bir sosyal medya sohbet odasındaki sözleriyle gündeme geldi. Aslında Sayın Perinçek'in böyle bir gündemi yoktu, bu tiplerle uğraşacak zamanı yok. Ama Sedat Peker'in elemanları sohbet odasına girip kışkırtınca, Sayın Perinçek Ergenekon duruşmalarında şahit olduğu Peker'i hatırlattı. FETÖ'cü mahkeme heyetine mütemadiyen yalakalık yapan ve oradan kurtulmak için Fetullah Gülen'e 'zarif', ince ince mesajlar yollayan Peker'i...

SİLİVRİ'DEKİ İŞBİRLİKÇİ

Peker, duruşma boyunca diğer sanıkların özellikle Vatan Partili sanıkların aksine, FETÖ'cü mahkeme heyetine yalakalık yapıyor. Bütün savunmalarında tek derdi "cemaatlere" ve "hizmetlerine" (siz oradaki -ler, -lar eklerini atın) karşı bir hareketi olmadığını anlatmaya çalışmak. "Şahıslarının ayriyeten saygıyı hak ettiğini" söylediği FETÖ'cü hakimlere, "Beni bunlarla karıştırmayın." diye sesleniyor. Zaten cezaevinden FETÖ'nün Aksiyon dergisine verdiği röportajda da, Ergenekon dosyasında "hasbelkader" bulunduğunu, kendisini bu davada "misafir" olarak gördüğünü belirtiyor. FETÖ'nün Ergenekon tertibini çok önemli bulduğunu söyleyen Peker, Ergenekon kapsamında gazetecilerin tutuklanmasını da coşkuyla karşılıyor.

Yetmiyor, Hanefi Avcı ile ilgili savcılara bilgi verdiğini, mahkemede de anlatacağını, ondan sonra savcıların gereğini yapıp, Avcı'yı Ergenekon üyeliğinden değil, yöneticiliğinden yargılayacaklarını söylüyor. Bizim mafya görünümlü youtuber, meğerse FETÖ'nün ihbarcısıymış. Kendi arkasını kurtarmak için adam satan bir ihbarcı. FETÖ savcılarının işbirlikçisi. Tespihli delikanlıya bakın siz! Şimdi sağda solda kendisi ve yanaşmaları “Ergenekon'da şöyle aslandım, böyle kaplandım” muhabbeti yapıyor.

Zaman gazetesini içinde Fetullah Gülen'in ismi geçtiği için bel hizasının üstünde tuttuğunu, çocuklarının 'hizmet evlerinde' büyüdüğünü, korumasını 'cemaatin' üzerinden eksik etmediğini, dershanesi ve kolejindeki hocaların yarısının Fetullahçı olduğunu, örgüte himmet, bağış, burs verdiğini de kendisi ifade ediyor.

BUGÜN DE AYNI ÇİZGİDE

Bunları kınamak için mi hatırlatıyoruz? Hayır.

Olabilir. Herkes Perinçek değil ki Ergenekon mahkeme heyetini alıp yerden yere vursun. Ayrıca yine herkes Vatan Partili değil ki, hiçbir koşulda FETÖ'ye yanaşmasın. Peker gibiler gücün yanında olur. Burnu koku alır. FETÖ güçlüyken onun, Erdoğan güçlüyken Ak Parti'nin, Erdoğan zayıflarken rakiplerinin yanına geçer. Böyleleri istihbarat elemanı olmak için de kullanışlı elemanlardır.

Geçmişinde FETÖ'yle birlikte olan Peker, bugün onlara karşı bir tavır alsaydı, Silivri'deki yalvaran Peker'i hatırlatmazdık. Ama o, CIA-MOSSAD-FETÖ'nün eline tutuşturduğu yalan yanlış, önü arkası belli olmayan, bir kısmı özel hayata dair malzemeyle, boyuna posuna bakmadan Türkiye'ye savaş açmaya kalktı. Silivri'deki tavrıyla bugünkü çizgisi paralel. Alkışçıları da Mustafa Karasu'dan, FETÖ'cü kaçakların alayına ne kadar Türkiye düşmanı varsa onlar...

Bugün Türkiye'nin İçişleri Bakanını hem de pespaye bir dille hedef almak, ancak düşman faaliyeti olabilir. Başarıyla devam eden PKK ve FETÖ ile mücadeleyi durdurmak amacıyla yapılabilir. Vatan Partisi'ni ve onun Genel Başkanını hedef almak ise 50 yıldır ABD emperyalizmi ve aparatlarının ana mesaisidir. Youtuber, 'benim meselem kızımın gözyaşları' diye istediği kadar ajitasyon yapsın, kimler adına hareket ettiğini, kimleri hedef aldığından çıkartmak mümkün.