Şekerin özelleştirilmesi doğru mu?

TÜRKŞEKER’e ait 25 şeker fabrikasından 14 tanesinin özelleştirme kapsamında Nisan’da ihaleye çıkıyor. Pancar üreticisi ve çalışanlar ayakta. Neden bu özelleştirme yapılıyor? Hangi evliyalar devreye girdi de bu hemen devreye sokuldu? Tarımda kendimize yeten ülke olmaktan neden çıkartılıyoruz? İşte bunun cevapları.

ÖZELLEŞTİRME FELSEFESİ

Bir kere özelleştirme felsefesi nedir, ona bakalım. İktidarın özelleştirmenin ana felsefesi, devletin, asli görevleri olan adalet ve güvenliğin sağlanması yolundaki harcamalar ile özel sektör tarafından yüklenilemeyecek altyapı yatırımlarına yönelmesi, ekonominin ise pazar mekanizmaları tarafından yönlendirilmesi olarak tanımlanıyor. Burada ekonomide tüm üretim ve ticaretin özelleştirilmesi hedefi var. Ülkemizi bu özelleştirme felsefesine getiren süreç 24 Ocak kararları ile başlayan 1980 sonrası serbest piyasa ve ekonomide liberalleşme politikaları olmuştur.
Özelleştirmenin genel tanımını ise şudur: Daha önce kamu sahipliğinde olan aktiflerin ya da işletmelerin özel sahipliğe transferine özelleştirme denir .Burada özel sektörün önemi ve işlevi artırılmak amacı vardır.
KİT’lerin yarattıkları katma değerin GSYİH’ya oranının giderek düşmesi nedeniyle KİT’lerin ihyası ve/veya özelleştirilmesi fikri ciddi bir politika olarak ortaya çıkarak bugünlere geldik.

MALİYE BAKANI’NIN GÖRÜŞLERİ

Maliye Bakanı Naci Ağbal şeker fabrikalarının özelleştirilmesi şartlarının kamu ve çalışan yararı gözeterek yaptıklarını iddia ediyor. Şartları öyle koyduk ki kimse mağdur olmayacak ve ranta yol açmayacağız,diye taahhütte bulundu.
Özelleştirmenin temel amacını nihai olarak, devletin ekonomide işletmecilik alanından tümüyle çekilmesini sağlamak olarak gören bir iktidarın bakanının özelleştirme kararlarında bu felsefeye bağlı kalmaması düşünülemez.

ŞEKER NEDEN ELDE EDİLİYOR?

Dr. Ahmet Soysal’ın açıklamalarına göre iki önemli şeker grubu var: Monosakkaritler ve disakkaritler... Glikoz, früktoz, galaktoz gibi basit şekerler monosakkaritleri, pancar ve kamıştan elde edilen tükettiğimiz şeker olan sakoroz ise disakkaritler grubunu oluşturuyor. Tükettiğimiz şekerin yani sakorozun yüzde 77’i kamıştan, yüzde 23’ü pancardan elde ediliyor. Pancar ve kamıştan elde edilen şeker arasında bir kalite farkı yok ancak kamıştan elde edilen şeker daha ucuza mal oluyor.

Dünya üzerinde en büyük şeker üreticisi olan Brezilya kamıştan üretim yaparken; en büyük pancar yetiştiricisi Rusya ise dünya üretim sıralamasında 6’ncı sırada. En büyük şeker tüketicisi ülke ise Hindistan. Ülkemiz ise iklimsel nedenlerden dolayı pancardan şeker üreten ülkeler arasında ve üretim açısından dünya üzerinde 15’inci sırada

ŞEKERDE ÖZELLEŞTİRMEYE KARŞI OLANLAR

Özelleştirilmeye karşı olanların gerekçeleri ciddiye alınacak önemde.

1-NBŞ üretimini teşvik etmek
Özelleştirmeye karşı olanların temel gerekçesi nişasta bazlı şekerler (NBŞ) üretiminin yaygınlaşması ve ABD’nin en büyük üretici olmasının yarattığı sonuç. Nişasta bazlı şekerler, mısır nişastasından glikoz ve früktoz şurubu olarak üretiliyor; yani monosakkaritler. NBŞ’nin sağlığa oldukça zararının olduğu son yıllarda en çok yazılan ve çizilen konu.
NBŞ’nin Türkiye’de en çok tanınan üreticisi Bursa’nın Orhangazi ilçesinde tarım arazisine kurduğu nişasta bazlı şeker üretim tesisine sahip ABD’li Cargill.Türkiye’de bu üretimi yapan 10 yabancı şirket var.Bunların yıllık üretimi 1 milyon 340 bin ton olup ülkemiz yıllık tüketiminin yüzde 60’ına karşılık gelmekte.

2-Pancar ekim alanları daralıyor
Üretime getirilen kotalar nedeniyle pancar üretim alanları yüzde 70 daralmış durumda. Buna karşın nişasta bazlı şeker üretiminin artması teşvik edilmiş, her yıl düzenli olarak üretim kotaları artırılmıştır.
Pancar ekim alanlarının daralması demek pancar üreticisinin ekonomiden çekilmesi demek.Bu nedenle pancar üreten çiftçi sayısı giderek azalarak 500 binlerden 100 binlere düşmüştür.

3) Gıda güvencesi ve gıda güvenliğimiz yok oluyor
Gıda güvencesi bir toplumun kendine yetecek miktarda gıda maddesini toplum yararı ya da kamu refahı ilkelerini gözeterek temin ettiği durumu ifade eder.
Türkiye pancardan elde edilen şeker miktarı açısından kendine yeterliliği olan bir ülke. Ülkemizin coğrafi yapısı, özellikle Doğu Anadolu bölgesinin ekolojik şartları pancar üretimine çok uygun.Bu avantaj ortadan kalkacak olması ciddi bir tehlike

4) Aslında fabrikalar zarar etmiyor
Özelleştirme gerekçesinde bu fabrikalarının kapasitelerini tam kullanmamaları ve zarar etmeleri var.Oysa fabrikanın bilanço zararına bakarak değerlendirme yapmamak gerekiyor.(Pancar üretimindeki kayıp+pancar üreticisinin uğrayacağı zarar+pancar üretimi ve satışından ekmek yiyen binlerce kişinin uğrayacağı zarar=toplumsal ekonomik maliyet) en büyük zararı oluşturmaktadır.

5) Üretim yerine ithalat
Üretim ekonomisi diyoruz ama üretebileceğimiz her şeyi üretmeme yoluna gidiyoruz. İthalata dayalı bir ekonomi yaratarak dışa bağımlılığı artırıyoruz. En büyük tehlike bu. Üretimden vazgeçmek!

SONUÇ

Sadece fabrikalar verimli çalışmıyor, zarar ediyor yaklaşımı ile yapılacak özelleştirmeler ileride daha büyük sosyal ve ekonomik sorunları yaratacak durumdadır. Üretebildiğimiz her ürünün üretiminden asla vazgeçmememiz ülkemizin bekası için şarttır!