Senin sekiz uçağın var benim daha bir tane, çok mu

Hani geçen hafta demiştik ya Ankara’nın İstanbul’a dönüşünü severiz…
Yahya Kemal bu sözü söylemiş mi… neden söylemiş… rivayet çok…

Ama bizim için İstanbul yalnız doğup büyüdüğümüz… o eşsiz her sokak başında, her kapı tokmağında bile size sürpriz yapan birikimine, kültürüne, yaşanmışlığına, geçmişine âşık olduğumuz bir kent değildir.

Resmi olarak 15 milyon 655 bin 924 kişinin kalbinin attığı yerdir. Türkiye’nin yüzde 18,63’ü… Buna bir de kayıtsızları etkileyin…
1927’de 806.863,1935’te 883.599, 1950’de 1.166.477, 1975’te 3.904.588, 1985’te 5.842.985, 2000’de 10.018.735, 2015’te 14.657.434, 2022’de 15.907.951…

2023’te ilginç bir azalma var.
Elbette, tekrar ediyorum; sürekli, nerdeyse her gün gelen kayıtsız yerli ve yabancı kayıtsızlar bu rakamlara dahil değil.
Varın siz hesaplayın.

O kadar kişinin sorumluluğu omuzlarımızda.
Ben de yeni öğrendim, askerlikte eskiden öyleymiş, doğrusu hâlâ öyle mi bilmiyorum; “Nerelisin hemşerim” diye sormak yasakmış. Arada ayrı gayrı olmasın diye.

Gel de şu ülkeye gönül verme!
Ne güzel incelikli geleneklerimiz var!

Ben bir zenginlik olarak bu soruyu severim, ondan sonra da yemeği, suyu, başbağı, türküsü üzerine sohbet açmayı…

Ama siyaseten hep gittiğim yerli, hatta doğduğum değil doyduğum yerli, hatta ve hatta en çok da az doyan yerli olmayı yeğlerim...
Hani eliniz o sırada daha çok ihtiyacı olan evladınıza gider ya… bir kaşık daha fazla onun tabağına fazla koyarsınız ya… öyle.

NE OLACAK MEMLEKETİN HALİ

Şimdi…

İstanbul’a gelirsek geri.
Türkiye’nin hem nüfusunun hem de ekonomisinin kalbinin attığı yer.
Ne olacak memleketin hali sorusunun yanıtıyla çok yakından ilgili…
Ne olacak bu İstanbul’un hali…
Acil!
Acil!
Bir de deprem gerçeğimiz var.

ÇARE DEDİKLERİ

Çaresi yok mu?
Biri diyor ki Kanal İstanbul

Öteki topluyor 43 gazeteciyi özel uçakla geziye götürüyor… bunu duyup eleştiren öteki lidere de diyor ki ne var… “Cumhurbaşkanı mı bana kamu parasını korumayı öğretecek? Sen sekiz uçak kullanıyorsun bu ülkede. İsrafın kitabını yazdılar…”
Yani, “dur bakalım… biz daha şiirin bir kıtasını yazdık…” mı…

---

BELEDİYELER NEDEN İFLAS HALİNDE

Başka bir belediye haberi okuyorum. Üç büyük kentimizden birinden.
Dört büyük ilçesi de iflas etmiş. Çalışanlar aylardır maaş alamıyor. Tefecilerin eline düşmüşler. Biraz vicdanlı olanı beşer bin lira takside bağlamış… filan…

Bahane mi?
Sorsan vardır.
Ama dördünü de yakından biliyorum.

Zengin ilçeler. Kendi kaynakları doğru yönetilse, çalışandan yana olsa zaten bu duruma düşmez. Ama harcamada öncelikler değişik.

Tut beni tutayım seni… gazeteciden başlayacaksın işe… Neden? Çünkü… “kendi içimizde rekabet var kardeşim, bu mevki yetmez… başka mevki… cumhurbaşkanlığı için yarış var yarış!

İSTANBUL’A DÖNÜŞ ANKARA’YA GİDİŞ

Ben yazarken bile sinirim bozuluyor.
Evet, İstanbul’da yaşıyorum.
Evet, emekliyim.
Can derdindeyim!
Evet, Ankara’nın İstanbul’a dönüşünü seviyorum…
İstanbul’u kurtaracağız.
Bizim zenginliğimiz. Bizim mirasımız. Bizim belleğimiz.
Yalnızca bizim değil, insanlığın.
Bir kentin turizmiyle bile bir ülke ekonomisini besleyenler var şu dünyada.
Yetişmiş emek gücümüz burada.
Hepsi bir yana.
Türkiye’nin beşte biri.
Türkiye insanının yaşamı söz konusu.
Türkiye insanının refah içinde yaşamı söz konusu.
Bu nasıl bir sorumsuzluk!

---

Kararlar Ankara’da alınıyor.
En iyisi gelin hep birlikte Ankara’ya gidelim.
Elimizde çözüm programımız hazır.

NOT:

İçine girdiğimiz zor dönemde Millî Devletimizi güçlendirme talebini hep birlikte yükseltelim.
Millî Devlet Bildirgesi’ni okumak ve imzalamak için millidevletbildirgesi.com adresine girmenizi rica ederiz.