Sera Kadıgil'in 'kızkardeş sosyalizmi'
Sera Kadıgil çok bağırdığı için dikkatimizi çekiyor. Çığlık atarak konuşmayı seviyor. Gürültüsü ile boş sözlerini bastırıyor belli ki. Meclis komisyonunda fısıldasa duyacak mesafedeki insanlara bile bağırarak hitap ediyor. Bir de bunu yakın çekim kameraya aldırıyor. "Ne konuştu ama gümbür gümbür" dedirtmek için yapıyor galiba ama yanındaki şakşakçılar dışında böyle hisseden yok. Muhalif insanların dahi genelde suratları ekşiyor. O kadar yapay ki, ilk sallantıda yıkılacak bina gibi duruyor.
Kadıgil TİP milletvekili. Bu TİP, elbette Mehmet Ali Aybar'ın, Behice Boran'ın, Sadun Aren'in TİP'i değil. Sahte TİP. İşporta TİP. Kadıgil, CHP'den vekil seçilip, oraya geçti. Geriye kalan 3 TİP vekili ise PKK'nın partisi HDP'den seçildiler. Sonra şeklen parti değiştirdiler. Hala PKK ile ittifak halindeler. Gerçi ittifak eşitler arasında olur. PKK bunları "Türkiye solu" olarak güdüyor. Bu daha doğru. Türkiye düşmanlığından arta kalan vakitlerinde TBMM'de kreş pozları veren bu 4 vatandaşa millet olarak ayda 280 bin TL maaş ödüyoruz. Yılda 3 milyon 360 bin TL, 5 yıllık yasama döneminde 16 milyon 800 bin TL ediyor.
'LAİK PATRON' TUTKUSU
Kadıgil geçen yine bir "bağırtısını" yayınladı. Bağırtıyı alkışlayanlar, içindeki sözlere ne kadar dikkat ediyor bilmiyoruz. 2023 model ÖDP olan TİP'in bu vasıfsız vekili şunu söylüyor:
“Allah diye, kitap diye, din diye bizi manipüle eden bir grup patron tarafından yönetilmeyi kabul etmiyoruz.”
Dikkat ederseniz bu çeyrek porsiyon sosyalist vatandaş, patronun dini kimliğiyle ilgileniyor. Patron, dindarsa ya da dini söylemlere sahipse kötüdür. CHP de aynısını yapıyor. Mesela Kemal Kılıçdaroğlu “5'li çete” diyor. Bu ifadeyle AK Parti'ye yakın olduğu düşünülen büyük müteahhitler hedef alınıyor.
İyi güzel de Türkiye'nin asıl büyük patronları ne olacak? Onların "Allah, din, kitap" dedikleri de yok. Mesela Koç, mesela Sabancı? Devletin altın yumurtlayan tavuğunu, bir numaralı sanayi kuruluşunu yani TÜPRAŞ'ı yok pahasına alan Koç'a, her kontak çevirdiğimizde servet aktarıyoruz. Üstelik rafinericilikte neredeyse tekel konumunda olan Koç'un, Rusya'dan petrolü ucuza alıp, benzini, mazotu Avrupa fiyatıyla sattığı yönündeki şaibeler ortadayken. Koç, onlara göre zararsız bir patron. Çünkü "Allah" demez ve laik!
Sabancılar? Yüzde 50 Alman ortaklarıyla birlikte Türkiye'nin yüzde 25'inin elektrik faturalarını onlar topluyor. TEK özelleştirildi ve en büyük pastayı Sabancı aldı. Her yaktığımız lamba, şakır şakır Sabancı ve Alman ortağının kasasına nakit olarak gidiyor. Ama Sabancılar'da da Allah, kitap duymuyoruz. Bir de sanatı ve sanatçıları desteklediklerine göre, onlar dokunulmaz.
Sabancıların Koçların bankaları 1 yılda kârlarını yüzde 600 artırır. Sorun değil. Onlar "TÜSİAD sosyalistleri" için müttefiktir. Niye? Çünkü "Allah, din, kitap" demiyorlar. Üstüne 10 Kasımlarda acayip acayip Atatürk reklamları yayınlıyorlar. Ay ne güzel!
Sadece onlar mı? Değil elbette. TÜSİAD'ın açık ve perde arkası lider kadrosuna bir bakın. Muhafazakâr bulamazsınız. Ama bir kısmı Batı'nın acentası olduğundan en Batıcı onlar. ABD, AB Türkiye'ye düşmanlık etse de o tarafı tutanlar onlar. En çok kazanan onlar. Türk emekçisinin alın teri olan yüz milyarlarca doları kaçırıp kıyı bankalarına yatıranlar onlar, yüksek faizle daha da semirmek için hükümete "faizi yükselt" şantajı yapan yine onlar... Ama "Allah, din, kitap" demediklerine göre Kadıgil gibi "sosyalistler" için sorun yok.
KADIN OLSUN DA...
Şunları da söylüyor:
“Yaşlı, zengin erkekler kulübünü and olsun değiştireceğiz.”
Patron düşmanlığını, dini inançla sınırladığı gibi bir de cinsiyetle sınırlıyor. Forbes'un, Fortune'un "dünyanın en güçlü" kadınları listesinin değişmezi Sabancı Holding YK Başkanı Güler Sabancı bu durumda "kurtuluyor". "Rahat yaşamak için milyar dolarlar değil, milyon dolarlar da yetebilir" diyen Dilek Sabancı da... Filiz Şahenk... Hem laik, hem kadın. O'nun için hayat çok kolay. Açın bakın Fortune'un en zengin 50 iş kadını listesine. Hepsi laik ve çok zengin. Bu yüzden onlar, çakma sosyalist Sera Kadıgil'in "kızkardeşleri".
Nereden çıktı kızkardeş? Sera Kadıgil'in başka bir kızkardeşi daha var çünkü. Kim o? Meral Akşener. Bir başka konuşmasında şöyle söylüyor:
“Meral Akşener ile siyaseten taban tabana zıt noktadayız. Ama ataerkinin iliklerine kadar işlediği ülkücü camiada bir kadın lider olarak sivrilmiş olması ve kadın konularında hiç geri basmaması bence kıymetli. Bende bir kızkardeşlik mefhumu vardır. Darda kalmadıkça AKP'li kadın vekillere bile bir cümle kurmam."
Aslında siyaseten zıt noktada oldukları palavra. Hepsi HDP dostu. O ayrı. Ama "kızkardeşlik" nasıl bir apolitizmdir? O partide hiç ciddi insan yok mu "bu nedir kardeşim" diyecek? "Biz siyasi figürleri cinsiyetine göre değil, çizgilerine göre değerlendiririz" gibi temel bir ilkeden yoksun musunuz topluca?
Bu mantıkla, Thatcher da kızkardeş, Hillary Clinton da. Eskaza 2016'da Trump yerine Clinton seçilmiş olsaydı TİP ne diyecekti? Göbek mi atacaktı? Gerçi antiemperyalist olmadıklarından onlar için çok fark etmiyor.
Akşener'in İçişleri Bakanlığı döneminde Emniyet İstihbaratını FETÖ'cülerle doldurması, Genelkurmayı tıpkı bir düşman gibi dinletmesi, MHP'ye FETÖ'nün kaset operasyonuyla Genel Başkan olmaya çalışması, Partiye FETÖ dostlarını doldurması vs. Bunları siyaseten okumak gerekmiyor mu? Yani kadın olunca???
Bunlar önemli figürler değil şüphesiz. Yine de Mehmet Ali Aybar gibi milli bir sosyalistin önderlik ettiği Partinin adını, o gelenekle hiçbir ilgisi olmayan Ahmet Şık, Sera Kadıgil, Barış Atay, Erkan Baş gibi liberal medya şovmenlerinin kullanması acı. Neyse ki, seçimden sonra yoklar.