Şerefsizlik yapmayın!
Bizdeki siyasetin değişmez kuralıdır: Siyasetçi ne zaman ülkedeki sorunların yoğunluğu karşısında tıkanır; ne zaman siyasi çözüm tükenir; işte o zaman “şeref edebiyatı” başlar! ***Siyasetçilerin ağzından bir kez olsun “etik” sözünü duyamazsınız...“Hümanizm”i (insancıllık) zaten kim kaybetmiş ki onlar bulsun?“Rasyonalizm”i kimse umursamaz, çünkü akıl gerektirir; o da bizimkilerde yoktur!“Erdem”in erkek, “Fazilet”in kadın adı olduğunu düşünürler...“Vatan” demezler.“Laikliği” ağızlarına almazlar.“Sosyal” devlet, onlar için fantezidir!“Devrimcilik” komünist işi... “Millet”, son zamanlarda faşistlikle eş anlamlıdır!“Hukuk”, demode...“Demokrasi” kendine yontma sanatıdır!***Peki; ne konuşacaklar o zaman?Milletvekillerinin yüzde 90’ı kendi partilerinin programını bile okumamıştır; Meclis İç Tüzüğü’nü okuyanların sayısı ise en fazla 20 kişidir!Zaten bunlara gerek de yoktur...Okusalar ne olacak ki?Nasıl olsa birileri grup sıralarının önüne oturacak, kolunu indirip kaldıracak... Bunlar da ona göre davranacaktır!***Ya ideoloji?Buyur!Tek ideoloji vardır; istismar...Dini istismar et...Mezhebi istismar et...Olmadı etnik kökeni istismar et...İşte; bunun adı siyasettir!***Peki; neden anlaşamıyorlar öyleyse?Anlaşıyorlar aslında; anlaşamıyorlarmış gibi yapıyorlar sadece...Siz Meclis’in girişinde ya da lokantalarında, bahçesinde, koridorlarında, merdivenlerinde, tuvaletlerinde bir kez olsun kavga çıktığını duydunuz mu?Duyamazsınız...Çünkü kavga sadece kameraların olduğu Genel Kurul Salonu’nda çıkar...Kamerasız yerlerde bütün vekiller kardeştir! ***Tüm bunları neden mi anlatıyorum?Yine “şeref edebiyatı” başladı da ondan...Herkes birbirini şerefsizlikle, alçaklıkla, kalleşlikle suçluyor!Türkiye Büyük Millet Meclisi değil; (söz Meclis’ten dışarı) adeta Türkiye Şerefsizler Meclisi!Herkes, başka birine göre “şerefsiz” çünkü!Bahçeli bir adım daha attı ve sadece “seçilenleri” değil, HDP’ye oy verenleri de “şerefsizlik”le suçladı...HDP Eş Başkanı’ndan anında yanıt geldi:“Bin misliyle iade ediyorum!”“Bin misliyle şerefsizsin” dedi yani...Bülent Arınç da eksik kalmadı; uçaklarımızın sivil bir köyü bombaladığı iddiasını “alçaklar”ın ürettiğini söyledi!***İnternette araştırdım:Geçtiğimiz yasama döneminde yüzlerce kez “ulan”, “yalancı”, “hırsız” ve “be”, 50’den fazla “Gelirsem oraya”, 26 kez “Şerefsiz”, 17 kez “Alçak” denilmiş...“Hayvan”, “P..t”, “O.... çocuğu”, “Pe...nk”, “İ..e”, “Ağzına ....m” gibi “sevgi ve aşk sözcükleri” de eksik kalmamış...Şimdiki Meclis ise siftahı liderlerle yaptı...***Dedim ya... Siyasetin tıkandığı yerde başlar, “şeref” kavgası...Çocuklarımız tek tek katlediliyor; ülkenin “düşük bir hükümet”le yönetildiği bir dönemde Yüce Meclis terörü durdurmanın yollarını arayacağına “küfür” üretiyor!Kin ve öfke tohumları ekip şiddet biçiyor...***Ne oldu; beğenmedin mi bu yazıyı?Okuma ulan şerefsiz!
GÜÇSÜZ ADALET!KaçAk Saray’ın da içinde bulunduğu Atatürk Orman Çiftliği Planı, Ankara 5. İdare Mahkemesi tarafından iptal edildi.Mahkeme, daha önce yürütmesi durdurulan Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi’nin AOÇ alanlarına ilişkin Nazım İmar Planı’nı, Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı ve ekini, ayrıca Ulaşım Projesi’ni tümüyle iptal etti.Yani, AKP’nin AOÇ’deki tüm müdahalelerinin hukuksuzluğu bir kez daha ortaya çıktı... İyi de “yaptırım gücü” olmayan bir “yargı”yla karşı karşıyayız!Bu kararı veren hakim, ne yazık ki o kaçak yapının yıkılmasını, bölgenin eski haline döndürülmesini, zarara neden olanların tazminat ödemesini sağlayamıyor!Çünkü kolluk güçleri, bu yasadışılığa imza atan iktidarın kontrolünde...***Sahi... Gücü olmayan yargı, hak ve hukuk dağıtabilir mi?
GÜNÜN SORUSU“Sağlık reformu” adı altında, ücretsiz olması gereken sağlık hizmetlerini paralı hale getiren AKP iktidarı, şimdi de hastaneleri camiye çevirmeye başladı. Ankara Dışkapı Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile Sanatoryum Hastanesi’nde hasta ve doktor odalarına kıbleyi gösteren işaretler, pusula, seccade, Kuran ve Peygamberin Hayatı isimli kitap konulmuş... Sorum Sağlık Bakanı’na:Listede tespih, takke, takunya, başörtüsü ve gül suyu eksik... Bunların olmaması bir hastane için büyük ayıp değil mi?
SÖZ SİZDE! (156+88!) Bugün “Abdullah Bey’e soru sorma ve görüş bildirme sırası” okurlarımızdan Metin Güvener’de... Sizin de Gül’e söyleyecekleriniz varsa mustafa0mutlu@gmail.com’a gönderin...***“Abdullah Bey...Gençliğinizde, ‘Kanlı Pazar’ olayını tertipleyen KIRKLAR KOMİTESİ’nin üyesi olduğunuzu biliyorum. (Hem o günleri yaşamış bir vatandaş olarak; hem de Erol Bilbilik’in kitabından...)Onun için; Mustafa Mutlu’nun yılmadan üzerinde durduğu ve aylardır sorduğu sorular beni hiç hayrete düşürmedi.Çünkü; Başbakan da Cumhurbaşkanı da olsanız geleceğiniz; gençliğinizdeki tutumunuzdan belliydi.Aynen, ‘yağmur altında beraber yürüdüğünüz’ diğer zevat gibi...Tanrı bizi (Atatürk Türkiyesi’ni) sizden kurtarsın.”
GÜNÜN İSYANIİzmir’de katıldığı iftar davetinden sonra, AKP İlçe Gençlik Kolları Başkanı tarafından tecavüze uğradığını iddia eden bir genç kız, intihar girişiminde bulunmuş... AKP’li yöneticiler de bu olayın duyulmaması için ellerinden geleni artlarına koymamış... İsyanım ortaya:Pisliğinizde boğulun!