Sevsinler sizin ‘düşünce özgürlüğünüzü’ ve de ‘insan haklarınızı’: Ukrayna’da olup bitenler bir doğu-batı medeniyeti savaşına mı dönüyor?
Putin’in yakın dostu dediler, ünlü Rus müzik adamı Valeri Gergiev’i işten attılar.
Biraz garibimize gitti ama, olabilir belki dedik.
Yanında ABD’ye konserlere götürdüğü ünlü Rus piyanist Matsuev’i de işinden ettiler.
Allah Allah! dedik ve biraz daha fazla rahatsızlık duyduk.
Yine dünyanın en ünlü sopranolarından Rus divası Anna Netrebko da aynı baskılar altında La Scala’daki konserinden istifa etti.
Acaba dedik bu bir “Rus temizliği operasyonu” haline mi gelecek?
Ama, bu son işten atma, bardağı taşıran son damla oldu bizim için:
Rusya’nın yaşayan en önemli orkestra şeflerinden biri olan Tugan Sokiev de, Fransa’nın Toulouse şehrindeki Capitole Orkestrasından atılmak üzere. Kendisinden daha ünlü Temirkanov ve bu işten atma operasyonunun ilk kurbanı olan Valeri Gergiev’in de öğrencisi idi Sokiev.
“PUTİN’E KARŞI BİRKAÇ KELİME SÖYLE, KURTUL”!
“Orkestradan atılmak üzere” diyoruz. Çünkü aynen diğerlerinde olduğu gibi Toulouse şehrinin Belediye Başkanı, Sokiev’e “Rusya’nın Ukrayna’ya yaptığı saldırı hakkında birkaç kelime söylemeni istemekteyiz” diye haber göndermiş. Sokiev’den henüz bir haber gelmemişti biz bunu kaleme alana kadar. Ama Rus sanatçıların “Maksim Gorki” tavrını bildiğimiz için, Sokiev’in orkestradaki görevlerini bırakıp, kenara çekileceğini düşünüyoruz. Aynen ünlü soprano Netrebko’nun yaptığı gibi. Mesele onur meselesi haline geldi artık.
Avrupa ve ABD konser salonları, eğer Gorbachov’un şaibeli faaliyetleri sonunda Sovyetler dağılmasa idi, yukarda adı geçen ve geçmeyen binlerce Sovyet eğitimli eşsiz müzisyenin yüzlerini bile göremezdi belki de. Ama maalesef, 1990’larda Sovyetlerin sona erdirilmesi operasyonu bitince, hayatlarını müziğe adamış olan binlerce Sovyet eğitimli Rus müzik insanı Avrupa’nın ve ABD’nin artık kendini tekrar eden sıkıntı verici müzik hayatına yepyeni bir rüzgar katacaktı.
RUS MÜZİSYENLERİ AVRUPA’YA TAŞIYAN GERGİEV, İLK KURBAN OLDU
Ve kaderin garip bir cilvesi olarak, bu Doğudan Batıya müzisyen aktarımın en önemli aracılarından biri, sonunda kendisi de Batının kıyımına uğrayan Valeri Gergiev idi. O, özellikle St.Petesburg’tan tanıdığı, Rus müziğinin en önde gelen icracılarını eliyle turup Avrupa ve Amerikaya tanıştırmıştı. Bu müzisyenlerin her biri, aynen Gergiev gibi Avrupadaki en ünlü orkestraların şefliğini, en büyük klasik müzik festivallerinin direktörlüğünü üstlendiler son 30 senedir. Ve Avrupa başkentleri onların sayesinde Rus romantizminin müzikal boyutunu sahnelerinde hissedebildi. Avrupanın çürüyen medeniyetinin müzik tarafına, yepyeni bir Doğu kanı eklenmiş oldu bu muhteşem müzik insanları ile.
Rus orkestra şefi sayın Valery Gergiev ve piyanist Denis Matsuev ve soprano Anna Netrebko’ya “Putin’i protesto ediyor musun, etmiyor musun” sorusunu soranlar, tam bin sene önce de, İspanya’daki Cordoba, Granada, Sevilla ve Lizbon’un sokaklarında, derisi biraz daha esmer olan insanlara, biraz domuz pastırması verip “yer misin, yemez misin” diye soruyorlardı. Yemeyenler sadece işten atılmadı, hayatlarını kaybettiler. Hem de ölümlerden ölüm beğendirilerek. Çünkü bu insanlar, o topraklarda yüzlerce sene yaşayan müslüman ve yahudi Endülüs yurttaşlarıydılar. Ve domuz eti yemiyorlardı inançları dolayısı ile. Sorgucu Hristiyan papazlar, bu kişilerin Hristiyan olup olmadıklarını anlamanın yolu olarak bu tuzağı bulmuşlardı. Bunun sonucunda, İspanya’da engizisyon tarafından 1808’e kadar 31.912, Portekiz’de ise 30.000 kişi buna benzer yöntemler yüzünden öldürüldüler.
DOMUZ PASTIRMASI SINAVINI GEÇEMEMEK GİBİ BİRŞEY
Viyana, Münih, La Scala, Metropolitan Opera ve diğer birçok Batı orkestraları; Rus sanatçılardan Putin’i lanetlemeyi isteyen soruya, soranların istediği gibi “evet” diye cevap vermelerini istediler. Buna yanaşmayan değerli orkestra şefi ve Festival direktörü Valery Gergiev, Rus piyanist Denis Matsuev, Soprano Anna Netrebko, orkestra şefi Tugan Sokiev’i işten atmaları ve Bolşoy Balesinin çeşitli şehirlerdeki konserlerini iptal etmeleri, sanatın bağımsızlığı ve fikir özgürlüğü açısından kabul edilemez.
Evrende hiçbir soru sadece “evet” ya da “hayır” ile yanıtlanamaz. Çünkü her olgunun bir sebebi, bir gelişmesi ve bir sonucu vardır. Bunları gözönüne almadan, sebep-sonuç ilişkisi açıklanmadan “evet” denilemez hiçbir soruya. Giergiev ve diğer Rus sanatçılara “Putin’i protesto ediyormusun” sorusu, zaten içinde “evet diye cevap vermek zorundasın, ona göre” diye bir tehdit taşır. Bunu bir çocuğa bile sorsanız farkına varır bunun. Dolayısı ile, yargısız şekilde infaz etmenin 21. Yüzyıldaki bir türü olan bu gibi yaklaşımlara taviz verilemez. Eğer bu taviz verilirse, 1000 sene önce, ellerinde domuz pastırması ile Cordoba sokaklarında dolaşan engizisyon rahiplerini mezarlarında çok mutlu etmiş oluruz. Ve onların mutluluğu, hem bugünün hem de geleceğin dünyasının mutsuzluğu ile sonuçlanacaktır.
‘YETMİŞ İKİ MİLLETE BİRLİK İLE BAKMAK’
Türkiye Sanatçılar Birliği’nin konu ile ilgili olarak yayınladığı protesto bildirisinde de belirtildiği gibi, bizler yediyüz sene öncesinden "Yetmiş iki millete birlik ile bakmayan/Evliya bile olsalar hakikatte âsîdir" deyip ırkçılığı mahkum eden Yunus Emre’nin torunlarıyız. Biz, yine yediyüz senedir “Gel, kim olursan ol, gel” diyen Mevlana’nın neslindeniz. Dolayısı ile insanları, özellikle de sanatçıları, düşüncelerinden dolayı yargısız infaz yapan zihniyete karşı tepkimizi dile getirmek istemekteyiz.
Dünyada hümanizmin ve hoşgörünün en önemli isimlerini yaratmış olan Anadolu’nun aydınları ve sanatçıları olarak, Ukrayna savaşı dolayısı ile başlatılan “Cadı Avı” acilen sona erdirilmeli ve değerli sanatçıların yargısız infaz ile yokedilmeleri derhal önlenmelidir.