Şiir, erken uyarı sistemidir!

Yahudi küçük oğlunu duvarın üzerine çıkarıp, "Atla oğlum!" der. Çocuk aşağıya bakıp "Ama baba!" diye itiraz eder. Baba, "Atla oğlum! Ben tutarım seni!" diye ısrar edince, oğlu atlar ve yere düşer. Acıyla kıvranan çocuk, "Baba, hani beni tutacaktın!" diye bağırınca, babanın yanıtı şöyle olur: "Hayatta kimseye güvenmeyeceksin oğlum, babana bile! Bu sana ders olsun!"

Fıkra, 2. İsrail referandumundaki İsrail-Barzani ilişkisini mizahi bir şekilde yansıtıyor. İsrail, "Atla Barzani ben tutarım seni!" diyor ve Barzani yere çakılıyor. Ancak, baba, kızgın oğlunu yerden kaldırırken öpüp sever gönlünü alır, fakat İsrail, Barzani'yi öptü diyelim, yerden kaldırmaya gücü yeter mi?

Barzani emperyalizmin kollarına düşeceğini sanıyordu, Batı Asya'nın sert zeminine çakıldı. Barzani'yi atlamaya hazırlayan, bir Amerikalı vardı. Aynı süreçte Türkiye'ye gönderilen yeni ABD Büyükelçisi.

Görevi: PKK'yı ayaklandırmak, FETÖ darbesini hazırlamak, Terör Koridorunu inşa etmek, Batı Asya'yı karıştırmak... Rus uçağını vurdurtmak, Rus büyükelçisini öldürtmek vb. vb.

Ülkemize girdiğinde alarm veren bu şahsı, şiirin erken uyarı sistemiyle, daha o günlerde tespit edip: "Lan john Bass git!" diye karşılamıştık. Şimdi, basıp gederken de ABD'nin ülkemizdeki bu en üst rütbeli Ajanını aynı şekilde gönderiyoruz:


Lan John Bass git!

Lan John Bass git, çek arabanı oğlum!
Yağma bitti, topla frakını, tasını tarağını,
Ajanlarını, sazanlarını, uşak oğlu uşşaklarını,
Al git, attırma Deli Hasan’ın kafatasını…
Sokma leş kargası gaganı kardeş sofrasına,
Benden söylemesi, yersin halkın sarakasını!
***
Demedi deme diye, diyorum bak Türkçe!
Yiğitler deresine inmedi henüz bokun.
Bizde böyle bir deyim var, söz dokuz boğum,
Akıl kırk bir sokumdur, aklını kellede tut.
Karıştırma yüce millet ile diz çöken aşireti,
Al maslahatgüzarını, elleme Türk’ün maslahatını,
Dokunma oğlum Mimar Sinan’ın kavuğuna!
***
Lan John Bass git, çek arabanı oğlum!
Topla partilerini, has oğlanlarını teker tekerlek,
Top toparlak solda sıfırlarını, yavşaklarını,
Yazarlarını, tazılarını, liboşlarını bir hoşlarını…
Elinin kanıyla karışma kirvelerin işine!
***
Seni adam yerine koymuyoruz Bass, geri bas!
Sana sövmüyoruz bile, sövüyorsak okkalı,
Günde beş vakit ibadet eder gibi hem de,
Sövüyoruz ağız dolusu yurt satanımıza esas,
Kendi namusunu altına yatıranımıza!
***
Bak, John Bass, geri bas oğlum, elleşme!
Tahrik etme bizim Köroğlu dağlarımızı
Senden saygı beklemiyoruz, çek arabanı.
Topla ayakçılarını, kıyakçılarını, çanakçılarını,
Topla cümle tetikçilerini, etikçilerini!
***
Lan John Bass git, çek arabanı oğlum!
Yağma bitti, topla frakını, tasını tarağını…
Asfalttan git, küresel tıraşını görelim, ha şöyle.
Selam söyle kuyruk titreten tilki babana,
Bir daha aslan yatağına heveslenmesin.
Yürü yürü Bass, anca gidersin taş arabası!