Şiir ödülleri ve mafiyözi
Cemal Süreya Kültür Sanat Derneği (CSKSD) olarak 2015’te Cemal Süreya Şiir Ödülleri’ni sona erdirdiğimizi halâ okuyup işitmeyen birçok şair var. Edebiyatçı demiyorum, okuryazar da demiyorum, birçok şair işitmemiş... Nereden mi biliyorum? 18. şiir kitabını çıkaran bir şair arıyor örneğin; “Seçici Kurul’da kimler var, göndersem ilgi görür mü?” diye sorup ekliyor: “Boşuna katılmayayım.” Bu cümleleri 2013’te henüz görev aldığım sırada daha çok işitiyordum. “Katılın elbette” diyordum, “sonucu Seçici Kurul belirleyecek.”
Ardından şu vargı ve soru geliyor:“Kurulun kararı bellidir. Yönetim Kurulu adına sen var mısın jüride? Yoksan katılmam.”
2013’te Enver Ercan, Mustafa Öneş, Leyla Şahin, Egemen Berköz, Mehmet Ali Işık’tan oluşan Seçici Kurul toplantı bile yapmaksızın, bir tutanak bile göndermeksizin kırık dökük cümlelerle bir haber ilettiler. Söze gelince Süreya’yı yere göğe sığdıramayan kişiler, şaire ettikleri saygısızlığa bakmaksızın, kalabalıklarda Cemal Abi’lerinin adı geçtiği yerde önlerini ilikleyip kendi kendilerine kalınca keyiflerine göre davranmayı sürdürdüler.
TÜYAP'TA ÜVERCİNKA'YI TACİZ
1 Kasım 2014’te Üvercinka’nın ilk sayısında CSKSD Yönetim Kurulu’nun ödüller konusunda izleyeceği tutuma ilişkin haberde şu cümleler yer almıştı:
Cemal Süreya Şiir Ödülleri, 2015’te farklı bir değerlendirme yöntemiyle verilecektir. Cemal Süreya, “bir ödülü değerli ve saygılı kılan” unsurların başında, “ödüle adı konan kurum ya da kişinin yanı sıra katılan şairlerin, Seçici Kurul’un ve ödülü kazananların oluşturduğu” bileşkeyi görüyordu. Son yıllarda “bu bileşkenin zaafa uğradığı” yönünde, şiir severlerce yakınma ve eleştiriler sıkça dile getirilmiştir. Bu nedenle, bu bileşkeyi yeniden ve daha güçlü bir konumda oluşturuncaya kadar, ödülün yalnızca yayımlamış yapıtlara verilmesi kararlaştırılmıştır.
Bir önceki yılkendi tutumu yüzünden sosyal medyada derneğin topa tutulmasını seyretmekle yetinen Seçici Kurul adına Enver Ercan, derneğin bu girişimi üzerine TÜYAP’ta CSKSD standına saldırarak o zamanki sayman, şimdiki Bşk.Yard. Aydan Ay’ı sözlü sataşma ve hakaretlerle taciz etmişti.
CSKSD'NİN AŞAMALI DEĞERLENDİRME YÖNTEMİ
Dernek, 2015 için aşamalı değerlendirme yöntemi getirerek, –katılım koşulu aranmaksızın– Aralık 2013 ile Kasım 2014 arasında ilk basımı yapılan 53 şiir kitabını değerlendirip öne çıkan 10 kitabı belirlemiş ve derecelendirmek üzere Seçici Kurul’a iletmiştir. “Öne Çıkan On Şiir Kitabı” şunlardı:
Ahmet Ada, Taşın Sesi; Ahmet Uysal, Adı Zamandı, Zamanı Söyledi; Barış Erdoğan, Zeymuran; KirkorYeteroğlu, Kırık Çan; Metin Kaya, Küba Mavisi; Müesser Yeniay, Ben Olmadan Çöller Vardı; Tuğrul Keskin, Zito i Epanastasis; Turgut Toygar, Kuğular Ölürken Şarkı Söylemez; Ülkü Tamer, Bir Adın Yolculuktu; Veysel Çolak, İki Karanlık Arasında.
Seçici Kurul’un yetkisine karışıldığını öne süren Enver Ercan’ın istifasını Egemen Berköz’ün istifası izlemiş; her yıl onlarca dosyayı okumayı üstlenen Mustafa Öneş bu kez sağlık koşullarının elvermeyişi yüzünden 10 kitabı bile inceleyip değerlendirmeye uzak durmuştur. Dernek, “Öne Çıkan 10 Şiir Kitabı” içinplaket verilmesini kararlaştırmış; ne ki, önce Veysel Çolak, daha sonra öbür şairler, “evlerinde Belediye plaketlerinden geçilmediği” gerekçesiyle, üzerinde Cemal Süreya’nın adı bulunan plaketi almayı kabul etmemişlerdir. Dernek Başkanı Seyyit Nezir, sosyal medyada ve Evrensel Gazetesi’nde koparılan fırtına karşısında, “edebiyatımızın üzerine mafiyözinin çöktüğünü, şairlerinse bu olumsuzluğa kayıtsız kaldığını” vurgulayan açıklamalarının yanı sıra, Enver Ercan’a yazdığı uzun bir mektubu Üvercinka’da yayımlamıştı (S: 2).
MAFİYÖZİ VE UZANTILARINA KARŞI
Ödül tartışmasına Taylan Kara, Volkan Hacıoğlu ve Kaan Turhan’ın katılmasıyla, edebiyat ortamına egemen olan mafiyöz ilişkiler gündeme getirilmeye başlandı; aynı yıl, Doğan Hızlan’ın girişimi ve Enver Ercan’ın desteğiyle Fazıl Hüsnü Dağlarca adına ödül konduğunda, Üvercinka Dergisi’nin öncülüğünde gelişen tartışmalara Beyazıt Kahraman, İsmail Biçer, Halûk Cengiz, Erdem Buyrukçu, Uluer Aydoğdu katıldılar. Ardı sıra cesur yürekli başka yazarlar, “Ödüle Neşter Vakti” başlığı taşıyan açıklamalarında, Dağlarca adının “mafiyöz ilişkileri gizlemek” amacıyla kullanılmasını kınamışlardı.
Yurtsever yazarlar küresel oligarşinin kuşatma ve saldırısına karşı şu gerçekleri vurguluyordu: Her şeyi ama her şeyi özelleştirdiler. Memleketi pazarladılar, değerleri sildiler. Mafyokrasi; doğayı, tarihi, insanlığa dair her türlü birikimi, bütün bir geçmişi, bugünü, geleceği özelleştirip para ve gücün önünde hiçleştirirken, düşün ve edebiyattaki bulaşıkları da sanata, edebiyata dadanarak ulusal değerleri karartıp kirletmeye ve hiçleştirmeye çalışıyorlar (Üvercinka, Eylül 2015).
Aralarında Uğur Yanıkel, Kaan Arslanoğlu, Cengiz Orhan, Ali Rıza Özkan, Örsan Gürkan Aplak, Kerem Bereketoğlu, Kenan Bıyıklı, Bünyamin Durali, Kaan Turhan, Oğuzhan Oğuz, Onur Bayrakçeken, Serkan Köçek, Hakan Kamışoğlu, Hüseyin Algül, Zafer Yalçınpınar, Tolga Çınar’ın da yer aldığı karşı çıkış bir çığ gibi büyüyerek Dağlarca Ödüllerinin kaldırılmasını sağlamakla kalmamış; Seçici Kurullarında Doğan Hızlan yönetiminde hep aynı kişilerin görev aldığı Turgut Uyar ve Behçet Necatigil ödülleri de sona erdirilmişti.
Olan bitene bakmaksızın, yakınlarda Kemal Özer adına konan şiir ödülleri geçtiğimiz günlerde açıklanır açıklanmaz tartışmalar başladı. Konuyu gelecek yazımızda irdeleyeceğiz.