Şiire bulaştırılan salgın
Dijital teknolojinin son aşaması olan Yapay Zekâ’nın (YZ) kapitalist sistemde küresel oligarşi tarafından insana karşı kullanılma kaygı ve korkuları kimi etkili düşünür ve kimliklerce yersiz bulunadursun, YZ doğrultusunda tipik program ve çalışmalarıyla ilgi çeken Facebooc, biliniyor ki kapsamı içinde kotlayıp kayda aldığı kişisel ve kamusal her türlü bilgiyi belleğine işleyip canı istediğinde ticari ya da siyasal gündemde herkese paylaştırıveriyor. Modern şiirimizin Nâzım’la birlikte en büyük ustalarından Cemal Süreya’nın da kayda geçmiş neyi var neyi yoksa 8 Ocak’tan beri yeni paylaşımlarla gündeme taşındı. Bu arada ben diyeyim 30, siz deyin 40 yıldır şair, dergici ve kitapçı olarak Akdeniz Sanat (1990), İnsan (1992), Kedi Şiir (1993), İnsan Şiir (1996), Bahçe (1999) ve S’imge (2001-) adlı yayınlarla şiire aralıksız emek veren, Ekşi Sözlükçe şiirbaz olarak tanımlanan Hüseyin Cahit Kerse’nin de 8 Ağustos 2015’te paylaştığı bir yakınma Face’te anımsatıldı. Kerse’ye göre, “Elinde Sevda Sözleri olmayan” niceleri, “Cemal Süreya'yı sevdiğini” söylerken, “çakma dizelerle sanal âlemi dahi kirletiyor”... Kerse, “Yeter artık yahu!!!” diyerek bu arsızlığa yıllar önce isyan etmiş.
ŞAİR HEP ARAMIZDA AMA
Şairi her yıl Üvercinka dergisinin yanı sıra yazılı ve görsel basında, sosyal medyada yer alan etkinlik haberleriyle anan Cemal Süreya Kültür Sanat Derneği, küresel salgın nedeniyle bu yıl CKM’de tören düzenleyemedi. Bunu da Üvercinka dergisinde duyurmakla kalmayıp yine sosyal medya ve sanatolayi.com’la Cemal Süreya tutkunlarına iletti (8 Ocak, 17:31, Cemal Süreya Hep Aramızda). “Sözde” siyasal gündem ve aşı tartışmaları arasında pek muteber bulunmasa da derneğin bu çalışmalarında haber değeri gören Aydınlık, Ulusal Kanal ve OdaTV okurlarını özetle aydınlattı.
Öte yandan, özellikle Face’te, güzel sandığı bir söz ya da sözde dizeyi kendi adıyla yayımlayınca ilgi göremeyen paylaşımcı, altına Cemal Süreya adını koyunca yüzlerce beğen toplamayı büyük hüner saymakla kalmayıp şairle de özdeşleşme tutumunda ısrar etti. Özellikle kullanıcısı “@cemalsureyasevda sozleri1931·Yazar” olarak gösterilen “Cemal Süreya - Sevda Sözleri” adı sayfa evlere şenlik... Şu notu düşmekten kendimizi alamadık:
“Her kimseniz, çok yanlış bir şey yapıyorsunuz Cemal Süreya'ya ait olmayan saçmalıkları onun sözü ya da dizesiymiş gibi göstermekle... Yol yakınken vazgeçin bu yanlışınızdan.”
AŞIRI SEVGİYLE KİRLENEN ŞİİR
Kim anlar, kim dinler? Bu arada CSKSD Bşk Yard. Aydan Ay da Cemal Süreya’nın şiirlerini paylaşanlardan “Sevda Sözleri” kitabını kaynak almalarını, şiirleri bozmamalarını istedi: “Yeni iletişim teknolojilerinin yoğun bir şekilde hayatımıza girmesiyle birlikte, ‘bilgiye ulaşmak’ daha önce hiç olmadığı kadar kolaylaşırken, bu kolaylık, pek çok sorunu da beraberinde getiriyor. Bu sorunların başında; yalan haberlere maruz kalma, yanlış veya şüpheli bilgiyi yayma eğilimi, manipülasyon ve bunların sonucunda oluşan ‘bilgi kirliliği’ geliyor...” (10 Ocak, 00:00)
Yargıç, hani aşk cinayeti işleyen kişiye, “Niye öldürdün?” diye sorunca, “Seviyordum hâkim bey...” yanıtını alıyor ya, onun gibi bir şey.
“Niye bozuyorsun Cemal Süreya’nın şiirini kardeş?”
“Yaramı tuz basıyorum abi...”
Ulusal Kanal’ın sorularından biri, “Cemal Süreya’nın şiirinin aforizma özelliği nedeniyle mi çok yaygınlaştığı” olunca, Seyyit Nezir’e, CSKSD Başkanı sıfatıyla konuyu değerlendirme fırsatı doğdu: “Cemal Süreya'nın her şiiri bireysel ve tarihsel bağlamıyla sanatsal bir bütünlük taşır. Şairin adı arkasına gizlenerek saygınlık edinme peşinde koşanlar, özdeşleşip körü körüne tuttukları takımın zaferini kutlarken ellerine geçirdikleri silahla sağa sola rastgele ateş ederek ortalığa dehşet saçan sorumsuz kişileri andırıyor. Bu yaptıklarıyla Cemal Süreya'nın şiirini lekeleyip zedelediklerinin farkında değiller sanki... Şairin Sevda Sözleri'nde sözgelimi 10 bin dize varken, İnternet'te kişiden kişiye bulaşarak 110 bin dize dolaşıyor. Üstelik bu dizeleri birtakım şairler de, Sevda Sözleri kitabında yer alıp almadığına bile bakmaksızın paylaşıp yanılgıları küresel salgın misali Ceptel'den Ceptel'e hızla bulaştırıyor. Salgına tanık olanlar, süper bulaştırıcıyı dernek sayfamıza doğrusuyla birlikte yansıtarak şiire yönelik bu salgınla savaşta CSKSD'ye omuz vermeliler...”
ÇARPITMALARA YANIT SÜREYA’DAN
Kimileriyse Cemal Süreya’nın düşünmediği şeyleri düşündüğü hüsnü kuruntusuna kapılarak hâlâ tarihi duvar yazılarıyla çarpıtma umarında... Oysa Cemal Süreya, 36 yıl önce Broy'un sorusu üzerine ilk sayısında verdiği yanıtta yer alan şu sözleriyle –yerel farklılıkların körüklenmesi yüzünden duvarda oluşan sıva çatlaklarını "Türkçe şiir" tabelası çakarak kapatmaya çalışanları– adeta yıllar öncesinden uyarmıştı:
“Bence Türk sanatı, Türk şiiri evrenselliğe dadanmaktan korkmamalıdır. Lirizmi de bu plandaki çelişkiden sağlayacaktır. Sanat planına bugün küçük ulus, büyük ulus diye bir şey kalmamıştır. Dünya sanatına bir katkıda bulunuyor muyuz? Önemli olan budur.” (Broy, S: 1, Kasım 1985)
Kim bilir, belki de bir yazı dizisiyle üstünde durulabilecek o kadar çarpıtma ve yanlış var ki... Çabamıza yorumlarıyla katılan şiir severlerden İsmail Toksoy’unki gerçekten önemli: “Ne yazık ki, ‘Dijital Cahiliye’ devrinin aşılması pek de kolay olmayacak gibi görünüyor...”
Toksoy’un saptaması, dijital donanımlı Yeni Ortaçağ'ın kolaycı ve hurafeci yönünü bütün çıplaklığıyla dışa vuruyor. İnsanlık, umuyoruz ki, küresel oligarşinin bu kuşatmasını çok geç olmadan şiirin hakikat yüklü gücüyle aşacaktır. Nitekim Sanat Olayı paylaşımının aldığı beğeni ve onayın 5 bini aştığına bakılacak olursa, gerçek şiir okuru, Cemal Süreya’yı sosyal medyada da sahiplenmeyi sürdürecek...