SİLİVRİ - HASDAL KITALARI (25 – 28)
25. Kıta: Adam mı gömüyorlar
Uykuya daldı beden, beyni uyku tutmuyor:
Yeraltında bir mahkeme salonundadır,
Ne fısıltılar, ne demir kapıların soğuk gürültüsü.
Tek başına oturmuş izleyici sırasında,
Ne gardiyan sesi, ne müebbetlerin türküsü.
Numune mezarlığına benzeyen bir yerde,
Eğilip kalkıyor yargıçlar, kazma kürek.
Çalışıyorlar canla başla, toz toprak içinde;
Adam mı gömüyorlar, ceset mi çıkartıyorlar?
26. Kıta: Bir ata binmişiz, iki yönü iki baş
Erzurum'da kafa kıran albay vatanseverdi,
Vatanseverdi Eşref Bitlis'e suikast yapan.
Diyarbakır'da bok yediren binbaşı vatanseverdi,
Vatanseverdi Deniz'i astıran hakim...
Halka darbe yapan generaller vatanseverdi,
Vatanseverdi Maraş'ta çocuk başı kesen,
Elli bin ölü vatanseverdi, öldürenler de...
Elimizdeki hançer sırtımıza nasıl saplandı peki?
Bu nasıl iş: Bir ata binmişiz, iki yönü iki baş.
27. Kıta: Bir el beynini boşaltmış
Düşünüyor: Bana niçin böyle davranıyorlar?
Soruyor: Sadakatin karşılığı bu mudur?
Yanıtlıyor: Vatana hizmetten başka suçum ne?
Düşünüyor: Dağlarda kimin için savaştım?
Soruyor: Ben terör örgütü üyesi miyim?
Yanıtlıyor: Emirlere uymaktan başka ne yaptım?
Aklı almıyor olup biteni; aklının yeri dolu.
Bir el beyni boşaltmış, koymuş başka şeyleri,
Başka şeyleri ha! Demek, başka şeyleri!
28. Kıta: Esir alındığı yere vurarak
Esir kampında temkinli savaşçılar da var,
Belli ki para etmemiş rizikodan kaçış.
Beklemede, kuşatılmış ordunun komutanları,
Tehdidi büyüte büyüte dolaşıyorlar şimdi,
Ancak, tehdidin nereden geldiği pek bilinmiyor.
Genç teğmen, uyku tutmamış, düşünüyor:
Bir daha nasıl özgürleşir esir düşen ordular?
Esir alındığı yere vurarak, diyor Bilge,
Nasıl yıkılmadan örülemezse göçmüş duvar.