SİLİVRİ - HASDAL KITALARI- (37 - 40)
37. Kıta: Liberal davara binmiş
“Satılık” vesikası boyna asıldığında,
Meşum 1838 yılı, Baltalimanı mevkiinde,
İngiliz muhipliği temeline o gün ordu gömdük.
Öyle sermest olduk ki, kapılar serbest,
Kurtaracak üstelik Britanya, Kavalalı’dan bizi.
Kabul göreceğiz asri salonlarda, meşhur
Gerçek o ki, 5 milyon km² minderde işimiz bitmiş;
Urquhart, hainimize bakıp halimize acıyor.
Meğer Sultan Mahmut’u liberal davara binmiş.
38. Kıta: Türkçülüğü Besleme Birliği
Komutanlar toplanmış, ateşli düşüncede,
Elleri başlarını kavramış; vay benim emeklerim.
Nasıl çıkarız bu meydan muhasebesinden?
Yanıltılmak isteyen özel bir heyet var;
Hadi, yanılt beni Osmanlım, diyor, yoldan çıkart,
Dayandığı şahsi rabbinin şefaatiyle.
Hayret ettiren şey, gizli tanık, nanik yapıyor.
Ulan, diyor general, albastıda mıyız nedir;
Hukuka Saygı Günü, adaletin adet günü mü?
39. Kıta: Söktürür mü arslan pençesini?
Bugün bulup bugün yiyen, yarını düşünmedi,
Bela getirdi başına, halkının klavuzu
Devri geçti mi acep, geçti mi şarkın hükmü?
Ey yiğit, geçici zevklere verdin nefsini,
Baba ocağını, ana yurdunu bıraktın da ne oldu?
Ey çoban aç gözünü, nerede kınalı kuzu?
22 asırlık töreyi bozdun da türediye kul oldun.
Söktürür mü arslan pençesini çakala hiç,
Pars verir mi çenesindeki güvenlik makinesini?
40. Kıta: İkinci yüzünü çalıyorlar plağın
Orduya katılan jet sosyete, yeni nesil yurttaşlar,
Sosyal mesafede yıkıcı etkisi tartışılmaz.
Aklını takmış Hollywood savunma konseptine,
Öyle aşkın, öylesine dekolte bir doktrinle,
Elbette sınıfsal temele oturmuş bir farfaralık.
Mustafa Kemal’i harp akademisinden kovan
Mahfil inlerdi, Paris! Ah Paris! diye diye.
Yüzyıl sonra, ikinci yüzünü çalıyorlar plağın;
Newyork! Newyork! Beni paraşoka sok.