Silivri - Hasdal kıtaları (57- 60)

57. Kıta: Namusuna ant içen

Düşman karargahını koruyor, baba evi gibi,

Kafa karışıklığı değil, stratejik sapkınlık.

Her soluk alışta savaşa ve barışa yeminli,

Türkü söylüyor nöbette, Ünye’nin köylerinden,

Vermem seni ellere, Ordu üstüme kalksa.

Vatanseverliğe uygun, uzun bir künye, elbette.

Kalubeladan beri namusuna ant içen,

Halka can sözü veren, yatağa düşmüş bugün:

Nicedir tutulmuş bir diriliş nöbetine.

58. Kıta: Dipten gelen hiç boşa mi?

Sonuçta gemici bağlandı, gemi çürümekte.

Hayır, dayanır denizci, oldum olası,

Toprağın ve suyun, yelin ve ateşin yönetimi,

Sezginin, tahammülün ve aklın kavgası.

İnsan taşa dayandı nicedir, köküyle direndi,

Eğilenler oldu, ama atalar kafa tuttu hep,

Fatihler ve görünmez şeytanlar kaçıştı.

Her darboğazda görev kadının ve erkeğindi:

Bu kadar dipten gelen, hiç boşa gelir mi?

59. Kıta: Can atıyor bir olmaya

Milyon yıldan beri birleşe birleşe geliyoruz.

Birleştiriyoruz barutu ve buğday ununu.

Kavuşturuyoruz oğulları kızları mil ile uzaktan,

Kaynaşıyoruz, iç ile dış düşmana karşı.

Halkı milletleştirmek meselesi işimiz bugün,

Dağıtılmakta olanı, yitip gitmekten kurtarmak:

Elbette yerde birleşenin göksel adıdır ulus.

Kolay iş değil, can atıyor bir olmaya, tekleşmeye,

Vurmak için kendi hünerini eski kayaya.

60. Kıta: Yaban keçisinin tutunduğu

Anadolu ilahları aralarında konuşuyor;

Diyor ki İştar, aşk ile savaş kan içinde kandır,

Çok işler gördüm ibretlik, Arinna ülkesinde.

Buğday azdı, yetmiyordu toplam iaşe...

Kanatlı Güneş sözü aldı ve acı konuştu:

Kurban ekmeği ve kurbanın içkisi zorludur,

Çünkü, ölüm ile sorun kalmadı, sorun yaşamak.

İnsan, sancak bezini kandan bildiği vakit,

Yaban keçisinin tutunduğu kaya vatan olacak.