Silivri – Hasdal kıtaları

Silivri – Hasdal kıtaları

90. Kıta: Devleti mi gömüyorlar

Cezaevi derin uykuda, koğuşları, lojmanlarıyla,
Derin uykuda hükümlüler, gardiyanlar, esirler,
Tek başına oturuyorum dinleyici sıralarında.
Ne zincir sesleri, ne gece türküleri tutsakların,
Başladı yerleşke camisinden ağır bir sala:
Cumhuriyet hakkın rahmetine kavuşmuştur!
Birden kazma kürek sesleri geliyor, derken,
Bir şeyler kıpırdıyor eğilip kalkan yargıçlar.
Devlet mi gömüyorlar, devlet mi çıkartıyorlar?

91. Kıta: Yine de bir dayanak arıyor

Dayamış sırtını ulus duvarına, seyrediyor:
29 Ekim’de eli kalaşnikoflu akademi hocaları,
Sakallı, sarıklı, çarıklı ilkokul çocukları.
Geçit töreninde genç kızların gözleri bağlı,
Avazlanıyorlar: Allahu ekber! Yat da geber!
Hoş gidişler ola Mustafa Kemal Paşa.
Unutmuş marşın sözlerini, nasıldı acaba?
Bir dayanak arıyor kendine, demokrat ya!
İnce eleyip sık dokuduktan sonra konuşacak.

92. Kıta: Meydanları sürmek masaya

İşçi sınıfının önderliği iyi kavranmalı, diyor.
Teorik olarak bunu kabul ediyor, ancak nasıl?
Yüzyılda mülksüzleştirilen milletler çok,
Her şeyi yabancıların eline geçmiş, meclisi bile!
Evet, hatta kendi karar hakkı elinden alınmış.
Böyle düşünüyor günlerdir, nasıl kurtulacağız?
Mazlum millet emekçidir, milli sınıflarsa esir.
Maddi varlığın talanına maneviyat onay verirse,
Çıkış yolu: Meydanları masaya sürmektir.