Sıra hırsızların elini kesmeye gelecek mi?

Bundan on yıl önce AKP, “özgürlük” palavrasıyla “sıkmabaş”ı okullara sokmaya çalışırken biz bir de bunlara destek veren entel dantel takımıyla uğraşıyorduk... Diyorduk ki: 

“Bu adamların asıl dertleri, devleti dini kurallarla yönetmek... Göreceksiniz; yakında dört kadınla evlenmenin de yolunu açarlar!” 

*** 

Ne yazık ki korktuğumuz başımıza geldi: 

AKP iktidarında, bu partinin baskısı altındaki Anayasa Mahkemesi üyelerinin oylarıyla... Dört kadınla evlenmenin önündeki engeller resmen kaldırıldı! 

Çünkü Anayasa Mahkemesi, resmi nikahtan önce imam nikahı kıyan imamlara ve kıydıran çiftlere ceza verilmesini öngören yasal düzenlemeyi iptal etti. 

*** 

Gerekçe olarak “Nikahsız oturmak suç olmadığına göre, dini nikahla oturmak da suç olmamalı” dedi. 

Ama bu kararın, Türkiye’deki aile yapısını bozacağını... 

Bazı yobazların bundan sonra yasalar önünde geçerli olan resmi nikahı asla yaptırmayacağını... 

Erkeğin aynı anda dört kadınla birden evlenebileceğini... 

“Boş ol, boş ol, boş ol” dediği anda kadına nafaka bile ödemeden kapının önüne koyabileceğini umursamadı. 

*** 

Atatürk ve arkadaşları bundan seksen yıl önce kadını erkekle eşit hale getirmek için Medeni Kanun’u çıkardı... 

Kadını köle olmaktan kurtardı, vatandaş haline getirdi. 

Şimdiki zihniyet ise sözüm ona “eşitlik” gerekçesiyle özellikle ekonomik bağımsızlığını kazanamayan kadınları tekrar “köle” haline getiriyor. 

Karın tokluğuna cinsel hizmetin ve köleliğin önünü açıyor. 

Kadını; olası bir ayrılık durumunda maddi ve manevi yasal haklarından mahrum bırakıyor. 

*** 

Her türlü hainliklerini kanıksadığımız entel-dantel takımının bu konuda da “yobaz kafa”dan yana olacağından hiçbir kuşkum yok da... 

Kadınlar; siz neredesiniz? 

Kadın örgütleri; kadının, insan olmaktan kaynaklanan en doğal haklarına yönelen böyle bir saldırıyı nasıl kabul edersiniz? 

Laiklik savunucuları: Ya size ne demeli?  

Adamlar resmen şeriatı getirip Medeni Kanun’un yerine koyuyor; hiçbirinizin umurunda bile olmuyor... 

Tek derdiniz; seçimlerde alacağınız oy oranı! 

*** 

Yere batsın kardeşim oylarınız! 

Ülke gericilikte, yobazlıkta, dinsel sömürüde Suudi Arabistan’ı sollamış; siz hâlâ, “Seçim de seçim” diye debelenip duruyorsunuz... 

Seçim kurtarmaz bu ülkeyi... 

Bu ülkeyi kurtaracak tek şey, 1919 ruhu ile 1923 aklı... 

Atatürk ve arkadaşları dini sömürünün o koyu karanlığından ülkeyi kurtarmak için sandığa mı gittiler? 

Meydanları balonlarla, bayraklarla süsleyip, gazetelere, TV’lere reklam vererek oy mu istediler? 

Akıl dışılığın egemen olduğu bir dönemde; risk alarak “aklı” savundular; o kadar! 

*** 

Madem dört kadınla evlenmek de serbest oldu; o zaman iki öneri de benden: 

Faizi yasaklayalım ve hırsızların ellerini keselim! 

Görün bakın o zaman şeriatı savunan kalıyor mu? 

(156+33) 

Bay Takmaz, Huber’deki işgali sırasında kendisi ve ailesi için yapılan harcamaları ödediğine dair makbuzları göstermiyor... 

Kanlıca’da taşındığı ve “Kendi evim” dediği, piyasa değeri 20 milyon lira olan yeni villayı hangi parayla aldığını açıklamıyor... 

Suudi Kralı’nın getirdiği elmasların ne olduğu hakkında bilgi vermiyor... 

Çocuklarının düğününde takılan altınların ve paraların kaç lirasını şehit ailelerine bağışladığını söylemiyor... 

Sonra da “Herkes benim bu gibi konularda ne kadar hassas olduğumu bilir” diyor! 

*** 

Biz kendisinden hassasiyet değil, demokrasinin olmazsa olmazlarından şeffaflık ilkesine saygı göstermesini istiyoruz! 

GÜNÜN SORUSU 

Ankara’nın Çayyolu semtindeki evinde tek başına oturan ve seçmen bilgi kartını almak için muhtara giden Seçil Ersak isimli vatandaş, kendisine ait kaydı bulamadığı gibi, evinde iki Suriyeli’nin ikamet ettiğini (!) öğrenmiş... Sorum size: 

Olay Ankara’da meydana geldiğine göre, sizce bu işin altında kim olabilir? 

ÇÖKERTİLEN KENTLER! 

Ulusal Kanal’da dün gece yayınlanan “Seçim Özel” programını sunmak için birkaç gündür Nazilli’deyim. 

Nazilli; Aydın’a bağlı tipik bir Ege kasabası... 

Nüfusu 140 bin kişiye yakın... 

Bir çok ilçemiz gibi; tam bir “emekli” kenti! 

Halkın önemli bir bölümü hâlâ tarım ve meyvecilikle uğraşsa da... AKP’nin tarımsal desteklemeyi bitirmesinden sonra ilçedeki pamuk üretimi neredeyse sıfırlanmış... Meyvecilik ise; ancak maliyetini kurtarıyor! 

Turizm derseniz, yok gibi... 

Oysa bu ilçe Cumhuriyet’in ilk yıllarının en şanslı, en kalkınmış, en fazla göç alan ilçelerinden biriydi...  

Çünkü Atatürk’ün emriyle kurulan Sümerbank Basma Fabrikası, kenti cazibe merkezi haline getirmişti. 

AKP’den bir önceki iktidar sözüm ona özelleştirme bahanesiyle Basma Fabrikası’nı üniversiteye devretti ve kapattı. 

*** 

Bugün bizi yönetenler, “Cumhuriyet’i kuranlar ne yaptı?” diyor ya... Onlar, Nazilli’ye tarihinin en parlak günlerini yaşatan Basma Fabrikası’nı kurmuşlardı... 

Sorum bugünkülere: 

Siz Nazilli ve onun gibi ilçelerde “sadaka” dağıtmaktan başka ne yaptınız? 

GÜNÜN İSYANI 

İsyanım, Aydınlık’ın aylar önce yayınladığı, Suriye’ye silah taşıyan MİT TIR’larıyla ilgili fotoğrafları “ilk kez” yayınlıyormuş gibi bir hava yaratan Cumhuriyet yöneticilerine: 

Gazete mi okumuyorsunuz, yoksa birileri sizi kullanıyor mu?