Şirketler kapanıyor Konkordato artıyor

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) verilerine göre 2024’ün ilk yedi ayında kapanan şirket sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 28.3 arttı.

Buna karşılık kurulan şirket sayısı ise yüzde 14.5, gerçek kişi ticari işletme sayısı yüzde 31.3, kurulan kooperatif sayısı yüzde 8.2 azaldı.

2024’ün son Temmuz ayına bakarsak rakamlar sıkıntının boyutlarını çok açık gösteriyor.

Temmuz ayında bir önceki aya göre kapanan şirket sayısı yüzde 42.9, gerçek kişi ticari işletme sayısı yüzde 56.5, kooperatif sayısı yüzde 35.1 arttı.

Keşke bir de size basit gözlemlerimizle saptadığımız kapanmanın eşiğinde olup yılların emeğine kıyamayıp direnenlerin sayısını verebilsem… Büyük ölçüde bir mali daralma yaşanıyor.

KONKORDATO SAYISI HIZLA ARTIYOR

Türkiye üretmeyi seven ve bilen bir ülke. Geleceğe umutla bakmak, çiftçisinden tüccarına, sanayicisine ona zor koşullarla mücadelede güç verir. Ancak giderek nefessiz bırakan bir köşeye sıkışma yaşanıyor.

Borçlarını ödemede zorluk çeken birçok şirket çareyi konkordatoda buluyor. Konkordato, borçlu şirketlerin mali durumunu düzeltip iflastan kurtulmak için başvurulan bir çare.

2023’ün son aylarında artmaya başlamıştı. Hızlanarak devam etti. Bu yılın ilk sekiz ayının konkordato başvuru sayısı şimdiden 1828’i buldu. Yılsonuna kadar üç binin üzerine çıkması bekleniyor. Bu da 2018 mali krizi sonrasının rakamlarının çok üstüne çıkacağının işareti.

TÜRKİYE EKONOMİSİNDE ÖNEMLİ BİR VERİ

Türkiye ekonomisi açısından önemli bir veri.

Neden?

Konkordato talebiniz kabul edilince alacaklılar haciz işlemi yapamıyor, ipotekler satılamıyor… Hadi bankaların kredi ödemelerini ertelemeleri nasıl olsa onları o kadar etkilemeyebilir, azıcık birazcık depodan gider diyelim. O da gitmez mutlaka bir geri dönüşünü sağlarlar… Başvurular arasında en çok inşaat, tekstil, giyim, gıda sektörü var. İlaç ve tıbbi cihaz sektörü de dövize bağlı hammadde maliyetleri, yüksek olduğu için sıkıntıda. Bu sektörlerin yapısı gereği bu şirketlerin etrafında Türkiye ekonomisinin belkemiği önemli sayıda KOBİ’ler de var… Tedarikçiler… Geçmişte sıkıntılarını birlikte yaşadığım için içlerinden biliyorum.

Öyle çaresiz kaldılar ki… zincirleme… alacakları olduğu halde çekleri yazıldı… onlar da bir altlarına ödeyemez oldular… hiç düşmedikleri mahkeme kapıları… Sayıları hep katlanarak arttı. Bir sarmal.

Tek tek neredeyse bütün Türkiye’deki çek mağdurlarını, iki yönlü de tanıyorum. Alamayan veremedi. Çok dert dinledim. Hepsi üretici, aralarında dış pazarlara açılanlar da vardı. Yabancıların çekilmesiyle yaratılan boşlukları ustaca dolduranlar.

Büyümenin eşiğindeyken battılar.

Oysa onlar bizim kıymetlilerimiz. Ekonomimizin sallan yuvarlan… ama yine de dik tutan sağlık kaynakları.

Ekonominin ayaklarına kurşun sıkılıyor.

TASARRUF NASIL OLACAK

Bir de tasarruf denilince ilk akla gelen önlem, işten çıkarma oluyor. Asgari ücret zaten kuş kadar ama daralarak maliyetleri düşürmek için hemen başvurulacak kolaylıkta. İşsizlik rakamlarının gerçeğine ulaşmak için klasik yöntemle iş aramaktan vazgeçenleri de hesaba katarsanız yüzde 30’lar gibi bir orandan söz ediliyor.

Türkiye yeni bir şiddetli rüzgârı kaldırabilir mi…

Kapımızı zorluyor.

Hepimizin cebi zaten esen yele bakıyor.

Evimi yerimi satayım devam edeyim deseniz, gayrimenkul piyasası malum. Giderek artan bir sıkıntı orda da var. Zararına satmaya razı olsanız bile kaç büyüklü küçüklü iş insanı tanıyorum, satamıyor. İşine devam edecek edemiyor.

ÇALIŞMA BAKANI MİLYONLARCA EMEKÇİNİN DE BAKANI

Başkan Şekib Avdagiç, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın konuk olduğu İTO Eylül ayı meclis toplantısında çalışma hayatına ilişkin 12 talep ve beklentileri dile getirmiş. “İş Kanunu 'ekonomi dostu' olacak şekilde güncellenmeli” diyorlar. 800 bin üyesi adına…

Çalışma ve Güvenlik Bakanlığı işçilerimizin de bakanlığı. Milyonlarca emekçimizin.

Bakanlığın da Türkiye Cumhuriyeti’nin de olmazlarsa olmazları!

Mutlaka onların da “talep ve beklentileri” dinlenecektir.

KURTLARA YEM ETMEYELİM HEPİMİZE YETER

Türkiye’nin refaha ve düzlüğe çıkabilmesi için hepimiz elimizi taşın altına koyacağız.

Ekmek teknemizi koruyacağız.

Az olanın canını alacak değiliz ya, onlar bizim canımız; malı çok olandan biraz daha fazla, hele dışarıda el bankalarında tutanlardan en fazla talep edeceğiz.

Kaynak var. Bizim alnımızın terleri, tasarruflarımız kuzu gibi yurtdışı bankalarında yatıyor, kurtlara sermaye oluyor.

Gücümüze güç katacağız. Özveriyse özveri! Üretime seferber edeceğiz.

Sonumuz selamet olacak.

Görüyoruz.

Yapabilir miyiz…

Yaparız!

Adaletli ve yaptırım gücü olan, gerçekçi çözüm programına sahip Üreticilerin Millî Hükümeti giderek daha acil bir ihtiyaç oluyor.

İSTANBUL TİCARET ODASI’NIN HÜKÜMETTEN TALEP VE BEKLENTİSİ

“1- İş Kanunu'nun 'ekonomi dostu' olacak şekilde güncellenmesi, iş dünyasının temel önceliklerinden biri. Ülkemizde kıdem tazminatı, işsizlik sigortası, işe iade tazminatı, sendikal tazminat gibi iş hayatına ilişkin pek çok katı düzenleme, işverenin ilave istihdama yönelmesini zorlaştırıyor. İşveren ve işçiyi hukuki olarak karşı karşıya getiren düzenlemelerin gözden geçirilmesi fayda getirecektir.

“2- Kısa çalışma ödeneğinin ekonomik şartlardan dolayı istihdamını koruması gereken firmalar için etkin olarak kullanılması konusunda daha esnek bir yaklaşımın beklentisi içindeyiz.

“3- Gelir vergisi dilimleri ve SGK üst limiti gözden geçirilmeli. Gelir vergisi ve SGK priminden muaf tutulan yemek bedeli istisnasının, güncel koşullara göre revize edilmesi ve günlük asgari ücretin yüzde 50'sinin altına düşmemesi yarar getirecektir.

“4- İş mahkemelerinde açılan alacak ve tazminat davalarına ilişkin zamanaşımı sürelerinin 1 yıl ile sınırlandırılması önem taşıyor.

“5- İşverenden kaynaklanmayan herhangi bir sebeple sigortalının işten ayrılması gibi istisnai hallerde, sağlanan istihdam teşvik ve desteklerinin geri alınmaması iş dünyasının beklentileri arasında.

“6- Olağan iş akışının bozulmaması için rutin sosyal güvenlik denetimlerinin istisnai durumlar dışında randevulu yapılması yararlı olacaktır.

“7- Yabancıların istihdamında, çalışma ve izinlerinde 'bir yabancı için 5 Türk işçi istihdamı' gibi kriterlerin kolaylaştırılması, iş dünyasının önemli beklentileri arasındadır.

“8- Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışan sigortalıların, diğer sigortalılara kıyasla yaşlılık aylığına hak kazanmak için gereken prim ödeme gün sayısındaki farklılıkların giderilmesi bir diğer beklenti.

“9- 2025 yılı ile birlikte emekli aylıklarında yüzde 34'e varan bir kayba sebebiyet vereceği öngörülen aylık bağlanma sisteminin söz konusu mağduriyeti giderecek şekilde revize edilmesi, istihdam piyasasında oluşabilecek ani dengesizliklerin önüne geçecektir.

“10- Haftada bir gün okulda eğitim, dört gün iş yerlerinde çalışmaya imkan veren Mesleki Eğitim Merkezi (MESEM) sistemine ağırlık verilmeli.

“11- İşbaşı Eğitim Programı'nda ödenen cep harçlığı tutarının daha yüksek düzeylerde belirlenmesi teşvik edici bir rol üstlenebilir.

“12- Bağımsız (freelance) yani bağımsız çalışanların kayıtlı çalışmasının sağlanması ve sosyal güvenlik haklarından yararlanma olanaklarının kolaylaştırılması önem arz etmektedir.”