Sivil Toplum Kuruluşları

Sivil Toplum Kuruluşları (STK) temsil ettikleri kitlenin sesi olup onların sorun ya da taleplerini görsel ve yazılı medyayı kullanarak, lobi faaliyetleri, kampanyalar, sosyal ve sanatsal faaliyetler örgütleyerek topluma ve kamu yönetimine aktaran, büyük ölçüde gönüllülük esasıyla çalışan, kâr amacı gütmeyen, bağışlar ve/veya üyelik aidatları ile varlığını sürdüren kurumlardır. Demokratik, özgürlükçü, açık toplum ilkeleriyle idare edilen rejimlerde STK’lar vazgeçilmez kurumlardır. Temel niteliği çokseslilik olan demokrasiye kendi seslerini katar, toplumsal çıkar dengesinin kurulmasına katkıda bulunurlar.

STK’ların büyük çoğunluğunun bağışlar ve üyelik aidatları dışında gelir kaynağı neredeyse yoktur. Öte yandan demokratik kültürü gelişmemiş bizimki gibi toplumlarda üyeler küçücük aidatlarını ödemeye çoğunlukla yanaşmazlar, çünkü bu aidatın kendi temsillerinin sürekliliğini sağlamak açısından ne kadar hayati önemi olduğunun farkında değillerdir. Hal böyle olunca, kurumun elektrik, su gibi rutin masrafları dahi kimi zaman kurumun yöneticilerinin cebinden ödenir.

Özellikle engelli STK’ları açısından durum daha da zordur. Sıradan bir engelli derneği için sıradan bir ay, onlarca telefon görüşmesinden rica minnetle elde edilen küçük bağışlarla cansiparane kotarılan yardım çalışmaları ve kültür-sanat faaliyetleriyle geçer. Bu faaliyetler, özellikle yardımlar, kimi ihtiyaç sahibi engelli için son derece hayati olabilir. Öte yandan ay sonu gelip de derneğin kasasında kalan paranın o ayın masraflarını karşılamaya yetmeyeceği anlaşıldığında, pamuk eller cebe gider ve havada şu soru asılı kalır: Daha ne kadar gider bu? Gitmesine gitmez de derneğin kapısına kilit vursan, bu yardımlara muhtaç onca çaresiz insana ne olacak?

Nitekim, özellikle bu pandemi sürecinde, çok sayıda dernek ve vakıf artık tükenmiş durumda. Büyük bir kısmı ya kapandı ya kapanacak. Devletimize ve vatandaşlarımıza sesleniyorum: Engelli STK’larına sahip çıkın! Politikacılar, seçim döneminde oy istemek için aşındırdığınız kapıları bir kez olsun dert dinlemek için çalın! Oturduğunuz koltukları yılışık vaatlerinizle tavladığınız bu insanlara borçlu olduğunuzu unutmayın!

SMA HASTALARI

Tedavi edilmezse sonu ölümle biten kas hastalığı Spinal Muskiler Atrofi (SMA) hastalarının durumu günlerdir kamuoyunun gündeminden düşmüyor. Hasta yakınlarının ve SMA Hastalığı ile Mücadele Derneğinin büyük gayretleri ile farkına varılan ve kamuoyunun gündemine taşınan bu hastalığın varlığından kısa süre içinde herkes haberdar oldu. Ünlü ünsüz herkes destek mesajları yayınladı. Toplumun tanınmış yüzleri harekete geçtiler. Herkes bir şekilde bu insanlar için bir şeyler yapma gayretine girdi fakat tedavisi ve ilaçları SGK’nın ödeme çizelgesinde bulunmayan hastalığa dair devletten ses seda çıkmadı. Sağır sultanın duyduğu konuyu bizim Sağlık Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı duymadı. Oysaki konu çok hayati. Bu vatandaşlarımızın ilaç ve tedavilerinin bir an evvel SGK kapsamına alınması gerekiyor ki tedavi süreçleri başlayabilsin. SMA derneği bu konuyla ilgili change.org üzerinden bir imza kampanyası başlatmış. Derneğin resmi internet sitesinin (https://www.sma.org.tr/) duyurular sayfasındaki linke tıklayarak bu kampanyaya destek vermenizi rica ediyorum.

Devlet kendine yalvartmayı seviyor. Vergisini veren, oy kullanarak devlet meclisine temsilciler gönderen bizler, yüz binler, milyonlar, yalvarıyoruz bizi görün bizi görün diye. Yahu, biri bize hatırlatsın: Devlet ne işe yarar ki?