Siyasi ayak numarası

Siz demiyor muydunuz “siyasi ayak” diye...
İşte size ayak.
Beğenmeyelim. Yetmez diyelim. Daha büyük numara isteyelim.
Ne oldu? Neden itiraz ediyorsunuz?
A aa hepsi meğer badem gözlüymüş!
40 yıllık Gökçek bile “seçilmiş” oldu...
“Dokunmayın Gökçek'ime...”
Haydeee...
Gerçekten ilginçsiniz.
Maksat muhalefet.
Yani, asıl ve tek maksat: Muhalefet!
O zaman??
İktidar, diyelim, “doğru” bir iş yaptı. Muhalefet hemen karşı cephede olmalı. Yani “yanlış” yerde. Olsuuun...
“Vatanın milletin yararına mı... değil mi...”
İşe böyle bakmak.
O da ne??
Öyle bir soru muhalefetin kitabında sanki yazmıyor.
Siyasi ayağın üzerine gitmiyorsunuz diyorduk.
Başladılar.
İtiraz! Ama onlar seçilmiiiş...
FETÖ nedir? ABD'nin Gladyosu. Olsuuun. İktidara karşılar. İkitidar onlara karşı. Otomatik yanlarında olmamız gerek.
Darbecilerini bile öpüp başımıza koyarız, haksızlık deriz...
Terörün milletvekilleri “seçilmiş, kardeşimmm...” oluyor. Serbest bırakılmalı diye ter ter tepiniliyor.
Evet. Bu da bir seçenek. Birini bir koluna ötekini öbür koluna takıp sırtını da ABD markalarına dayamak ve de iktidara yürüyeceğini sanmak...
İntihar yürüyüşü!!

İYİ SEYİRLER DOSTLUK KAZANSIN

Bu akşam maç var.
Hem de ne maç!
Galatasaray ve Fenerbahçe maçları özeldir. İki takımın Beşiktaş'a yaptığı karşılışmalara bile benzemez.
“Ezeli rekabet” deseniz hemen anlaşılır hangi takımlar olduğu. Heyecan, tartışma, takılma... tepe yapar. Daha doğrusu “dı”... Artık geçmiş zaman eki istiyor sanki.
Hâlâ aynı tadı alıyor muyum, bilmiyorum.
Onlu yaşlarımda “Karınca Ezmez Şevki”nin dolmuşuyla okula giderkenki tartışmalardan, ya da onbeş yıl önceki Gayrettepe-Eminönü otobüsündeki Beykoz'un efsane kaptanı Ekerbiçer Mehmet'le yol boyunca keyifli yorumlardan sanki artık çok uzaklardayız... Ekerbiçer dediysek, soyadı öyle. Bahçıvan babasından geliyor. 1.92 boyunda Ekerbiçer benim tanıdığım en nazik, güleryüzlü kişilerden biriydi. Bir kez bile otobüse bana yol vermeden binmez, inmezdi.
Artık takımlarınıza da, maçlara da ister istemez bir “yabancılaşma” oluyor!
:) :)
Neyse esas yazmak istediğime geleyim. Şimdi bir Ekerbiçer anlatmaya başlarsam... Futbolculuk anlayışı, spor, sporculuk, alt yapı, yabancı futbolcu... bitmez bu iş.
...
Maçı kim kazanacak?

Yapılan bahislere göre Galatasaray taraftarlarının yüzde 78'i, Fenerbahçe taraftarlarının yüzde 56'sı kendi takımlarının kazanacağını belirtmiş. Beşiktaş taraftarlarının yüzde 46'sı, Trabzonsporluların da yüzde 58 Galatasaray diyor. Bütün taraftarlar arasında ise GS kazanır diyenlerin oranı ise yüzde 50. Kim şampiyon olur “iddaasında” ise yüzde 69 ile Galatasaray önde. FB yüzde 13 ile ikinci, BJK yüzde 10 ile üçüncü sırada.
Maça bahis yapanların oranı, geçtiğimiz yıl gerçekleşen GS-FB derbilerine kıyasla ortalama yüzde 30 artmış. Nedeninin de maçın henüz ligin ilk haftalarının oynanması, GS’nin yüksek performansı ve yasadışı bahse karşı yürütülen kararlı mücadele olarak değerlendiriliyor.
Yani, gördüğünüz gibi maçı kim kazanacak tartışmaları bile öyle bedava değil, bizim otobüs tartışmaları gibi hiç değil...
Yine de ben klasik bitireyim yazıyı.
İyi maçlar, iyi seyirler, efendim!
Dostluk kazansın diyelim.


Çamur ve terle kazanılmış bir futbol maçı. Beykozlu futbolcular birbirini kutluyor. Öndeki uzun boylu Ekerbiçer. (1950'lerin sonu olmalı)

KISA HİSSELER

YALNIZCA EL SIKIŞMAYIZ, DÜNYAYI YENİDEN KURARIZ


Adıyaman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Talha Gönüllü, sosyal medyadan yaptığı açıklamada, “yabancı bir kadınla tokalaşmak ateş tutmaktan daha korkunç olduğunu, namahremin elini tutanın cehennem ateşi avuçlayacağını” söylemiş. Aktüel Arkeoloji de şu notla bir fotoğraf yayımlamış. “Sadece el sıkışmayız, binlerce yıldır omuz omuza, el ele, dünyayı yeniden kurarız.”

ZAMANIMIZA YAZIK

Türkiye'de Temmuz itibariyle trafiğe kayıtlı toplam 21 milyon 763 bin 103 taşıt bulunduğu saptandı. Bunların yaklaşık yüzde 54'ü otomobil. Yani 11 milyon 740 bin 823. Yani ortalama 6.8 kişiye bir otomobil düşüyor... Yaşamımız kolaylaştırıyor mu?
Bir çalışan İstanbullu haftada ortalama 9 saatten fazlasını trafikte kaybederken, Ankaralı vatandaşlar 7 saatini, Antalya, İzmir ve Bursa’da ise 6 saatini trafikte kaybediyor.
Lütfen 9x52x20 eşittir kaç yapıyor hesaplar mısınız?
Bu 20 yıl çalışan bir İstanbullu.
Dokuz bin 360 saatini, 1170 sekiz saatlik işgününü, yaşamının üç yıldan fazla zamanını yolda geçiriyor.

DÜNÜN OKULU, YARININ OKULU

Bir öğretmen ve öğrencinin tahtanın önünde görüntülerini izledik kaç gündür. Bu da 7 ekim 1934'te Ankara, Etimesğut'ta bir okul. Eskiden ne güzeldi demiyorum. O zaman böyleyse şimdi nerelerde olabilirdik diye hesaplamamız, bundan sonra ne yapmamız gerekir diye saptamamız için fotoğrafa bakıyorum. Tahtada yazdıklarını da okumaya çalıştım. Şu kadarını sökebildim.
“Bugün herkes memleketine karşı vazifesini yaparken (...) isteyebiliyor. Mesela hüküm..”

GELECEĞİN ÖNCÜLÜĞÜ

Ahmet Taner Kışlalı: “Kemalizm, geçmişin bekçiliği değil, geleceğin öncülüğüdür”
ölüm yılında saygıyla anıyoruz.