Siz istediniz diye bayramı kutlamaktan vazgeçen sizden beter olsun AKP’li düdükler!

Yarın 30 Ağustos Zafer Bayramı... AKP iktidarı yine bir ulusal bayramı kutlamayı yasakladı. Bu kararın gerekçesi; terör olayları ve şehitlerimiz!Bu yüzden yarın, bayram şenliği yapmak, konser ve kutlama düzenlemek yasak! Sadece anıtlara çelenk konulacak; o kadar... ***Madem terör örgütü azdı, madem şehit üstüne şehit geliyor; o zaman bayram kutlamalarını iptal etmek yerine daha da görkemli kutlamalar düzenlememiz gerekmez mi?Siz terörist olsanız; hangisini istersiniz? Estirdiğiniz şiddet fırtınası yüzünden hayatı durduran, bayram kutlamalarını iptal eden bir ülke mi; yoksa bayrağına, atalarına, geçmişine ve geleceğine inatla, kararlılıkla, coşkuyla sahip çıkan bir halk mı?Elbette birincisi...***Ya şehitlerimiz?Hepsi bu vatan için, bu bayrak için, bu millet için ve ortak geleceğimiz için ölmedi mi?O zaman, atalarının kazandığı en büyük zaferin kutlanm ası onların ruhunu neden rahatsız etsin ki?Tam tersine; söylenecek her kahramanlık türküsünde, çalınacak her İzmir Marşı’nda, biraz olsun huzur bulmaz mı o ruhlar?***İyi de bu basit gerçekleri hükümet üyeleri bilmiyor mu ki teröristi mutlu edecek o saçma karara imza atıyorlar?Elbette biliyorlar...Ama terörün tırmanması ya da gelen şehit tabutları; onlar için sadece bir fırsat... Çünkü düne kadar “Türkiye Cumhuriyeti”ni tabelalardan indiren, “Andımız”ı yasaklatan, anayasayı değiştirip “Türk milleti” ifadesini kaldırmaya çalışan bu iktidar; bu yıl da bu mazerete sarıldı sadece...Ellerinden gelse, tüm “ulusal bayramları” tarihe gömecekler!Çünkü, “ulusal” olan her şeye alerjileri var; tek dertleri “millet” yerine, “ümmet”i koymak!Bayraktan, hele hele Kalpaklı Mustafa Kemalli Türk Bayrağı’ndan korkuyorlar...Atatürk’ün bu ülkeyi kurtarmış ve laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmuş olmasına hâlâ büyük bir öfke duyuyorlar.Bu yüzden, bizi buna ulaştıran her şeyi... Yani:19 Mayıs’ı, 30 Ağustos’u, 29 Ekim’i, 23 Nisan’ı, 24 Temmuz’u... (Lozan Antlaşması’nın imzalandığı tarih...)Ve... 30 Ağustos’u unutturmak istiyorlar!***Bu 30 Ağustos; inadına kutlanacak dostlar...İnadına çıkılacak meydanlara... İnadına tutuşacak eller, inadına sallanacak al bayraklar...İnadına söylenecek marşlar, inadına akacak gözlerden yaşlar!Şehitlerin ruhları huzur bulsun diye; yine “İzmir’in dağlarında çiçekler açacak!” Yine ışıklar saçacak altın güneş, yine bozulacak düşman ordusu...Ve sonsuza kadar...Mustafa Kemal Paşa, çok ama çoooook yaşayacak!
156+110! Bugün Abdullah Bey’e seslenme sırası, okurlarımızdan “Bir Vatandaş”ta... Bu vatandaşımızın adını saklamak istemesine saygı duyuyor ve mektubunu rumuz isimle yayınlıyorum. Sizin de Gül’e soracaklarınız ya da söyleyecekleriniz varsa mustafa0mutlu@gmail.com’a gönderin...***“Abdullah Bey...Hükümet, şehitlerimizi gerekçe göstererek resmi bayramı kutlamayı yasaklıyor ama siz 5 gün önce düğün yaptınız... Bu ne büyük çelişkidir böyle...Sizin başına geçtiğiniz cumhuriyet için her gün çocuklarımız can verirken siz o mutluluk pozlarını nasıl verdiniz? Benim Gazi Mustafa Kemal Atatürk’üm bugün yaşasaydı; geçerdi ordumuzun başına ve çocuklarımızla birlikte ya şehit olurdu ya da gazi... Bize milli beraberliği öğretendir o; siz ise bu kavramı unutturanlardansınız... O, lafta değil; fiilen başımızdaydı. Siz ise yoksunuz...”
GÜNÜN SORUSUABD merkezli Gallup firmasının yaptığı araştırmaya göre, 148 ülke arasında halkın en az gülümsediği ve kahkaha attığı ülke Türkiye’ymiş... Sorum bu sonuca şaşıran araştırmacılara:O 148 ülkenin bizim dışımızda kaç tanesi daha “demokratik görünümlü diktatörlük”le yönetiliyor ki?
Erhan Yazıcıoğlu’nu ve tüm sanatçıları yürekten kutluyorum!Bildiğiniz gibi Kadir Topbaş’ın Başkanı olduğu İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Şehir Tiyatroları’nın 19 yıllık sanatçısı Levent Üzümcü’yü KaçAk Saray’ın Sultanı öyle istedi diye hafta başında işinden attı...Ben de ertesi günkü yazımda, “Bakalım sanatçı arkadaşları Levent Üzümcü’nün arkasında ne kadar duracaklar” dedim...Genel Sanat Yönetmeni Erhan Yazıcıoğlu ve tüm Şehir Tiyatrosu sanatçıları başta olmak üzere tiyatrocular, operacılar, baleciler, sinema ve dizi sanatçıları inanılmaz bir dayanışma örneği sergiledi.Erhan Yazıcıoğlu’nun adını özellikle anıyorum; çünkü “Bugün tiyatromuz için kara bir gündür” diyerek sanatçısına sahip çıktı. Koltuğunda siyasi ilişkiyle değil, hak ederek oturduğunu kanıtladı.“Görevden alınırım” diye korkmadı, “adam gibi adam” olduğunu gösterdi.Umarım tiyatrocularımızın ve sanatçılarımızın bu dayanışması bizim sektöre de yansır da... 50 yıllık koskoca başyazarlar, yazar kardeşleri işten kovulunca, kuru bir “Geçmiş olsun” telefonu edecek cesareti gösterme gereği hisseder!Bu laf kime mi?Boş verin!
GÜNÜN İSYANIRecep Tayyip Erdoğan’dan yediği zılgıt yüzünden beni VATAN’dan kovan ve tazminatımı bile vermeyen Erdoğan Demirören isimli “ağlak” gazete patronu, dün de Milliyet yazarları Meral Tamer’i, Mehveş Evin’i, editör Semra Pelek’i, muhabirler Kemal Göktaş’ı, Evin Demirtaş’ı, Sertaç Koç’u kapının önüne koymuş... İsyanım bu “korkak” patrona: Bunca kötülüğü para için yapıyorsun ya... Umarım 1 lira- ya muhtaç hale gelirsin!