Soçi'de sıkıntı: Ne savaş ne fetih!
Soçi sıkıntılı başladı.
TSK, Soçi’deki uzlaşmanın sembolü Suriye bayrağı üzerindeki zeytin dalına atıfla harekatın adını Zeytin Dalı koydu.
Ancak AKP ve Cumhurbaşkanı farklı bir dil kullanıyor.
En önce tabii, Suriye’nin yasal rejimi ile diyalog kurulmaması, Esad ile masaya oturulmaması var.
Fetih duaları etmek, ÖSO’ya Kuvayı Milliye demek, Suriye’ye ait bir tepeye canlı yayınlarla Türk bayrağı çekmek pek diplomatik bir lisan değil.
Afrinharekatı, ne bazı PKK severlerin kullandığı terminolojideki gibi bir “savaş”, ne de AKPlilerin Osmanlıcı hayallerindeki gibi bir “fetih” olayıdır.
Türkiye’nin bölücü ve emperyalist teröre karşı, kendi toprak bütünlüğü ve güvenliği çerçevesinde yaptığı son derece yasal bir harekattır.
Fakat Soçi’nin başladığı gün Türkiye’de neler oldu neler!
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı TBMM’de kim karşıladı bilin bakalım?
Suriye faciasının baş mimarı Davutoğlu..!
Mesaj bir; ben Suriye ile diyalog filan kurmam, ben Özgür Suriye Ordusu ve diğer muhaliflerin hamisiyim demektir.
Daha sonra Erdoğan konuşmasında, ÖSO’yü, “Milli” olarak nitelendirdi, yetmedi bir de Kuvayı Milliye hareketine benzetti.
ÖSO, Esad ile anlaşsa belki bu tabir doğru olabilirdi.
Amerikanın kara gücü PKK’lılara karşı vatanını savunan Suriyeliler tanımına uyabilirdi.
Ama böyle bir şey yok.
Soçi’de de Türkiye’den giden muhalif gruplar, ÖSO gibi gruplar, Suriye bayrağı var diye görüşmelere katılmaktan son anda vaz geçti.
Astana’daki görüşmelere katılan isimlerden biri de olan Ahmed El Burri, Reuters'a yaptığı açıklamada, "Türkiye'ye geri döneceğiz. Ne olursa olsun, Soçi'ye adım atmayacağız. Ruslara Suriye hükümetini temsil eden tüm bayrak ve amblemlerin sökülmesini şart koştuğumuzu bildirdik" dedi.
Hani anlaşılmıştı her konuda.
Demek ki sorun çok.
Bu arada Afrin’de Rus askerlerinin hala devriye gezdiğini de Independent gazetesinin deneyimli Ortadoğu yazarı Robert Fisk’ten öğrendik.
Fisk, Afrin’de bulunuyormuş.
Fisk yazısında, "Burada bir 'kontrol' havası seziliyor...Kürtler, elbette kamuoyu önünde olmasa da, Ruslar ile temaslarını, iyi ilişkilerini sürdürüyor. Giyimleri kuşamları yerinde Rus askeri polisleri, her gün Afrin'i ziyaret ediyor. Bunu söylemek fuzuli olacak ama Ruslar Afrin'deki gelişmeleri dikkatle izlemekte fazlasıyla haklı. Ne olur ne olmaz, Erdoğan'ın biraz fazla gitme ihtimaline karşı...Ya da Kürtlerin..."ifadelerini kullanıyor.
Öte yandan BBC’nin Suriye’deki muhabiri, TSK konvoyunun İdlib’deAtarib yakınlarında Suriye ordusunun saldırısına uğradığını haber verdi. Türk topçularının El Hader'deki Suriye ordusu mevzilerini vurduğunu, Türk jetlerinin sıcak bölgeden öteye geçtiğini ve Türk ordusununKanatir'e çekildiği iddiasında bulundu.
Arap Al Ann Televizyonu'ndan JenanMoussa ise, TSK konvoyunun El Eys'e varamadığını Kefr Halep'te durduğunu yazdı. Twitter'dan yazanMoussa, "Nedeni ise Rusya ve Suriye'nin TSK'yı bombalaması" derken TSK konvoyunun ışıklarını söndürüp beklediğini ileri sürdü.
Türkiye El Eys’e yakın bölgede Rusya ve İran’la varılan uzlaşma gereğince gözlem noktaları oluşturmuş durumda. El Eys bu noktanın daha doğusunda Suriye ordusunun kontrolündeki bölgeye çok yakın konumda.
İDLİB’E Mİ GİDİYORUZ, MÜNBİÇ’E Mİ?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha yeni konuşmasında “İdlib’e gidiyoruz” demişti zaten ama bu duyduklarımız oldukça endişe verici.
TSK’dan bu iddialara henüz bir yalanlama gelmedi.
Sadece Afrin’e havadan sivillere zarar verilmediğine ilişkin bildiriler atıldığı bilgisi verildi.
Türkiye, Suriye ile anlaşmadığı her dakika risk artıyor.
Belki şu anda olmaz ama…
ABD ve Rusya bir anlaşırsa yanarız.
Cumhurbaşkanı’nın son programında 4 Şubat’ta başlayacak Brezilya ve Venezuela ziyaretleri vardı.
Tam da bugün tüm bu gelişmelerin olduğu gün, bu ziyaretlerin iptal edildiği bildirildi.
İptal gerekçesi yaşanan sıcak harekat mı?
Yoksa ABD’nin can düşmanı Venezuela’ya gidilecek olmasının şu konjonktürde “yanlış” algılanacak olması endişesi mi?
Münbiç’ten çıkmam diyen ABD’yi daha fazla kızdırmama gayreti mi?
İdlib ve Esad mevzusu da mı bu çerçevede acaba?
Soru işaretleri giderek artıyor.